Yusuf Ziya Yılmaz öyle bir cevap verdi ki

SAMSUN Haber Girişi : 10 Mart 2016 18:04
Yusuf Ziya Yılmaz öyle bir cevap verdi ki
Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, şahsına yönelik yönelik saldırı, edepsizlik, ne kadar kötü niyetli yaklaşımlar da olsa şehrin menfaatleri için susmayı tercih ettiğini söyleyerek,'Ben konuşursam belki şehir zarar görür'dedi.

Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, şahsına yönelik yönelik ne kadar saldırı, edepsizlik, ne kadar kötü niyetli yaklaşımlar da olsa şehrin menfaatleri için susmayı tercih ettiğini söyleyerek, "Ben konuşursam belki şehir zarar görür diye korkuyorum. Sen neden bu tür şeyleri önemseyip, muhatap alıp bu tür olaylarla kendini eş düzeyde konumlandırıp da bunlara cevap veriyorsun derler diye korkuyorum." Dedi.

 Başkan Yılmaz:

İlçelerdeki alt yapı, su ve yol yatırımlarını değerlendirmek, ilçelerin öncelikli sorunlarını yerinde tespit ederek sonraki 1 yılın programını yapmak amacıyla düzenlenen toplantılara Terme İlçesiyle devam edildi.

Terme Öğretmenevi'nde gerçekleştirilen toplantıya, Vali İbrahim Şahin, Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, Terme Kaymakamı İlyas Gün, Meclis Başkan Vekili Turan Çakır, AK Parti Grup Başkan Vekili Nihat Soğuk, AK Parti İl Başkan Yardımcısı Yılmaz Açıcı, Terme Belediye Başkanı Şenol Kul, Genel Sekreter Yardımcıları Mustafa Yurt ve Zennube Albayrak, SASKİ Genel Müdürü Kamil Demircioğlu, daire başkanları ile il ve ilçe belediye meclis üyeleri katıldı.

"BU ÖMRÜ HİÇBİR ZAMAN POPÜLİZM İÇİN KULLANMADIM"

Toplantı öncesi bir konuşma yapan Başkan Yılmaz, 30 Mart seçimlerinden önce daha seçilmeden yapmış oldukları programda hedeflenen işleri %100 hatta daha üzerinde bir oranda gerçekleştirdiklerini kaydederek, "Kişisel, küçük, kendi menfaatlerimizle ilgili şeyleri bir tarafa itip, topyekün toplumsal menfaatleri ön plana çıkartacak yürek zenginliğine sahip olduğumuz sürece Terme gelişir. Aynı şeyi Terme'nin yol kenarındaki minibüscüler için de söylüyorum. Hiç kimse alınmasın. Hiç kimsenin buna hakkı yok. Aynı şey Samsun'da da var. Havaalanından çıkıp şehir merkezine doğru giderken kenarlardaki tır ve kamyon satıcıları ile inanılmaz mücadele ediyoruz ve edeceğiz. Hepsini de kaldıracağım oradan. Orası devlet yolu. Bir yabancı misyon heyeti o devlet yolundan Samsun'a gelirken etrafına baktığında kimsenin orayı kamyon garajı gibi 2. El oto satış yeri gibi göstermeye hakkı yok. Burası Samsun'a ait kamuya ait bir yer. Ben sizleri sevdiğim için bunları anlatıyorum. Biz belirli bir yaşa geldik, Allahım daha ne kadar ömür verir bilmiyorum. Ama bu ömrü hiçbir zaman popülizm için kullanmadım. Yüzün hep asık deniliyor bazen. Pozitif elektrik veremeyecek hale geliyoruz bazen. Yüzümüzün tebessümlü olması şansı kalmadı ki. Uğraştığımız şeyler hep canımızı sıkan şeyler. Termemiz Sahildeki ilçelerimizle karşılaştırdığınızda yerel yönetimler hizmetleri konusunda biraz geri kaldığı bir gerçek. Bu geri kalmışlığın nedeni Terme'nin sahip olduğu potansiyelin yetersizliğinde kaynaklanmıyor. Belki zamanında atılması gereken bazı adımları tam olarak atamadık. Ama bunlar önemli değil. Telafi edilir." Diye konuştu.

"KAN KUSUYORUM KIZILCIK ŞURUBU İÇİYORUM"

Başkan Yılmaz, Terme'nin menfaatlerinin kişisel menfaatlerden önde geldiğini ifade ederek, "Kendi içimizdeki nefsimizi geri plana itip birlik olmamız gerekiyor. İnsanlar birbirleri ile uğraşmamalı. Bu sadece Terme'nin geleceğiyle ilgili umutlu gelişmeleri etkilemiyor şehre de zarar veriyor. Aynı olay Samsun'da da var. Dikkat ediyor musunuz bilmiyorum, benim şahsıma yönelik ne kadar saldırı, edepsizlik, ne kadar kötü niyetli yaklaşımlar da olsa ben susuyorum. Niye susuyorum biliyor musunuz? Ben konuştuğum zaman ben konuşursam, sadece benim konuşmamın muhatap olduğu kişilerin zarar görmesinin ötesine geçer. Ben konuşursam belki şehir zarar görür diye korkuyorum.  Çünkü benden sonrası yok ki. Yani biri Yusuf Bey sen neden bu tür şeyleri önemseyip, muhatap alıp bu tür olaylarla kendini eş düzeyde konumlandırıp da bunlara cevap veriyorsun der diye korkuyorum. Doğru diyorlar çünkü ben konuştuğumda aklı selim ve makul olanlar der ki, biz kime sığınacağız, sen bu dalaşın bir parçası olma derler diye korkuyorum ve kan tükürüyorum kızılcık şurubu içtim diyorum. İnsanın olduğu yerde nefis olur, beklentiler olur,  kişisellikler olur. Evinizde bile olur bu. Bu var olan nefsi şeyleri kişisellik özelinde tutup asla ama asla dışarıya taşırmamalıyız. Dışarıya taşarsa farklı şekillerdeki etkileşimle topyekün şehrimize zarar vereceğini asla unutmamalıyız. Biz çok yetenekli, çalışkan, çok üretkeniz ama biz birbirimizle uğraşma konusunda ki güdümüzü erteleyemeyen nefsi taşkınlıklara sahibiz biraz. İkili üçlü problemleri, kendi aramızdaki sorunları geliştirip şehrin sorunu haline getirmeyelim. Getirirsek şehre zarar veririz. Kavga edenlerin hepsi zarar eder. Kimse haklı çıkmaz. Bu anlattıklarımım Terme ile alakası yok. Tam tersi Terme ilçelerimiz arasındaki en sakin ilçelerden birisi. Ama bunlara dikkat edelim. Bardakların hep boş yanını değil dolu tarafını da görelim." Şeklinde konuştu.

"TÜRKİYE TARİHİ BOYUNCA UĞRAMADIĞI KADAR BİR DIŞ SALDIRIYLA KARŞI KARŞIYA."

Türkiye'nin 60'lı yıllardan sonra yaşadığı ihtilal ve müdahelelerden bahseden Başkan Yılmaz, 2002 yılından sonra tek parti iktidarı ve icraatları ile 12 yıllık uzun soluklu istikrar ve gelişme dönemi yaşandığına dikkat çekerek, sözlerine şu şekilde devam etti; "Ama sen misin böyle bir istikrar dönemi yaşayan, senin başına nasıl bir çorap örerim diyen dış güçler Arap Baharı denen bir şey icat ettiler, Ortadoğu'da bir paylaşım kavgası çıkarttılar, bu paylaşımın, bu tablonun içine Türkiye'yi de sokmaya çalışarak ellerindeki bütün nifak güçleri ki bunların en önemlisi PKK terör örgütünü de taşeron olarak kullanarak, kalkınmakta ve gelişmekte olan, geleceğe umutla bakan Türkiye Cumhuriyeti'ni nasıl frenleriz, nasıl durdururuz, bunun çabasını gösteriyorlar. Ama Rabbim Türkiye'ye bir fırsat verdi, bir güçlü lider verdi, güçlü bir siyasi istikrar verdi ve bu güçlü liderin ortaya koyduğu güçlü, karizmatik duruş sayesinde dünya bu duruşu nasıl açabiliriz, nasıl zarar veririz mücadelesini hala sürdürüyor. Birliğe ve beraberliğe bunun için ihtiyacımız var. Türkiye'nin hiç dostu yok. Uluslararası ilişkilerde dost yok. Uluslararası ilişkilerde karşılıklı çıkarlar. Biz bunu da öğrendik artık. Türkiye'nin yerleşmiş olduğu bu Ortadoğu coğrafyası, dünyadaki birçok büyük devletin nasıl yaparız da bu coğrafyada söz sahibi oluruz diyerek mücadele ettiği bir coğrafya. Tarihsel süreç itibariyle bakarsanız, Türkiye tarihi boyunca uğramadığı kadar bir dış saldırıyla karşı karşıya. Her an her şey olabilir."

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.