Yerel seçimler yaklaştıkça yerel yönetimlere talip olan aday adaylarında ciddi bir hareketlilik dikkat çekiyor.İstişare ve ziyaretler artıyor.
YEREL SEÇİMLERE GİDERKEN
EDİTÖR'DEN
Yerel seçimler yaklaştıkça yerel yönetimlere talip olan aday adaylarında ciddi bir hareketlilik dikkat çekiyor.
İstişare ve ziyaretler artıyor.
Geçen dönemlerde aday adayı olanların yanısıra yeni adaylar sahneye çıkıyor.
Birçoğu da suskun bekleyişlerini sürdürüyor.
Tabi bunların yanısıra isimlerini telaffuz ettirip bir köşeden seyredenler de var.
İsimlerinin tutup tutmadığını izliyorlar.
Aralarında isimlerini telaffuz ettirip günü gelince resmi adaylık için müracaatında bulunmayacak olanlar da var.
Başkanlık adaylığı heyecandan öte ciddi bir durum.
Karşılığınız yoksa duyulan heyecanın bir değerinin olmayacağını bilmek gerek.
Hali hazırdaki belediye başkanlarına gelince:
Samsun ölçeğinde hiçbirisinin garantisi yok.
Hatta genel olarak ta böyle görülüyor.
Zira Sn. Recep Tayyip Erdoğan bu konuda sürekli ve ısrarla açıklamalarda bulunuyor.
Bundan birkaç ay evvel yaptığı gönül belediyeciliği ve gönüllere girin uyarısı boşuna değildi.
Oradaki mesaj alınmış olmalıydı.
Yapılan hizmetler elbette önemlidir fakat daha önemlisi vatandaşın gönlüne girilmesidir.
Samimi ve riyasız bir yaklaşımdan söz ediyorum.
Kim ne derse desin her geçen gün seçmenin tercih kalitesi artıyor.
Ne kadar sessiz kalıyorsa bir o kadar düşünüyor ve teraziye koyuyor demektir.
Mihenk taşı gibi belirleyici olma özelliği taşıyor.
Bu sebeple önümüzdeki yerel seçimler de kazanma ihtimali çantada keklik görülmemeli.
Çeketimi koysam kazanırım dönemi çoktan bitti.
Şimdi çeketlerden ziyade onu taşımasını bilenler öne çıkıyor.
Sanal anketlere gelince ona fazla inanmayın.
Elbette sanal anketler dijital dünyanın bir gerçeğidir.
Ancak gerçeği yansıttığını söyleyemem.
Partiler bu seçimlerde umudunu yüksek tutuyor.
Bu da aday adaylarına daha çok çalışmaları gerektiğini anlatıyor.
Kısaca partiler risk taşımayan veya en az riskle seçimi atlatabilecekleri adaylar üzerinde duruyor.
Anlayacağınız hiç kimseyi babalarının oğlu olarak görmüyorlar.