Yavuz Bülent Bakileri yalnız şiir okurken değil, şiir gibi konuşurken de dinlemelisiniz. Ki ben kendisini çok kere dinlemişimdir.
YAVUZ BÜLENT BAKİLER
Ahmet SEVEN
Samsun Yazarlar Derneği Başkanı
Yavuz Bülent Bakileri yalnız şiir okurken değil, şiir gibi konuşurken de dinlemelisiniz.
Ki ben kendisini çok kere dinlemişimdir.
Her defasında saatime bakarak ama bitmesin dediğim ender isimlerden birisi olmuştur.
O kalemin kelamın efendisi olduğu kadar kürsülerin de efendisidir.
Üslubu öylesine berrak öylesine akıcıdır ki konferanslarında bile kendinden oluşan bir müziği hissedersiniz.
Birkaç defa Samsun'a davet edildi.
Kendisiyle orda da görüşüp konuşma imkanımız oldu.
Aslında hep o konuşsun biz dinleyelim diyerek sükutun en güzelini yaşamışımdır.
Hele o şiirleri...
Gönlü gönle yaklaştıran mısraları...
Böyle güzel insanların da popüler şiir ve şairlere dolayısıyla arabeske dönüşmüş sanat anlayışına kurban edildiğinin farkındayım.
İşte bu yüzdendir ki Bakiler ve onun gibilerden uzak kalıyoruz.
Bu insanları davet etmek belediyelerin görevi.
Ancak itiraf etmeliyim ki belediyeler sahne performansı sergileyen oradan orada atlayıp zıplayan tiplerden hoşlanıyor.
Sonuç: Gelip gidenler arkalarında iz bırakmıyor, bilakis sis bırakıyorlar.
Ve o sislerde dağılıp gidiyor.
Fakat Yavuz Bülent Bakiler öyle mi?
O ve onun kuşağı şairler arkalarında "Gök kubbede bir hoş sada" bırakarak ayrılıyorlar.
Özellikle Belediyelerin, Üniversitelerin Kültür Müdürleri bu çizgiye dikkat göstermeli.
Zira bu davetleri genelde onlar gerçekleştiriyor.
Bugünlerde Yavuz Bülent Bakileri okumalı.
Bir zamanlar Televizyonlarda program yapıyor, gazetelerde köşe yazıyordu.
Şimdi gerek sağlığı gerekse yaşı sanırım bu heyecan ve harekete mani oluyor.
Biz var ya biz...ah bu biz...Onun gibi insanları yine hatırlayacak ardından koca koca laflar edeceğiz.
Biliyorum.
Sanırım anladınız...
Dünyamızdan ayrılıp gidince.
Hep öyle olmuyor mu?
Davet edin şehrinize, alıp getirin.
Söz uzadıkça konuyu daha iyi anlatacağımı sanmıyorum.
Anlayın işte.
CEBECİ İSTASYONU
Cebeci İstasyonunda bir akşam üstü
İncecikten bir yağmur yağıyordu yollara
Yeni baştan yaşıyorduk kaderimizi
Sıcak bir kara sevda
Yüreğimizin başında bağdaş kurup oturmuştu;
Acımsı, buruk.
mühürlenmişti ağzımız bir sessizlik içinde
Sessizliği üstümüzden atamıyorduk
Bir saçak altında kararsız, yorgun
Saatlerce duruyorduk
Kimse görmüyordu bizi
Cebeci İstasyonunda bir akşam üstü
Yeni baştan yaşıyorduk kaderimizi
Cebeci İstasyonunda bir akşam üstü
Bir başka türlüydü bu insanlar
Sen bir başka türlüydün
Gözlerin yine öyle bir bilinmez renkteydi
Gözlerin gözlerimde erimekteydi
Bir mermer heykel gibi yanımda duruyordun
Beni bırakma diyordun
Meyhane sarhoşları gibi sırılsıklam
Bir yalnızlık duyuyorduk
Ağlıyordun, ağlıyordun...
Cebeci İstasyonunda bir tren
Nefes nefese soluyordu
Gerilmiş bir keman teli gibiydik
Ankara Kalesi'nde bir eski çalar saat
Bilmem kaça vuruyordu
Bir yağmur yağıyor inceden ince
İçimizdeki binbir düşünce
Harmanlar misali savruluyordu
Islanmış bir ceylan yavrusu gibi
Tiril tiril titriyordun
Gitsek gitsek diyordun.
Yüreğimin atışından deli gönlümce
Sırıl sıklam, paramparça, permeperişan
Türküler söylüyordum
Ağlıyordun, ağlıyordun...
Şimdi, şimdi seni düşünüyorum
Cebeci yollarında rüzgarlar esiyor, serin
Paramparça düşmüş gönül ufkuma
İki yıldız gibi gözlerin
Gel Ey ciğerime saplanan hançer
Gel ey yüreğime oturmuş kurşun
Göçmen kuşlar gibi çok uzaklardan
Gel artık
Ne olursun
YAVUZ BÜLENT BAKİLER KİMDİR?
Sivas'ta doğdu. İlk ve orta öğrenimini burada tamamladı. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun oldu. Bir ara Ankara Televizyonu ve Ankara Radyosu'nda çalıştı. Kültür Bakanlığı müsteşar yardımcısı olarak görevlendirildi.
Tercüman ve Türkiye gazetelerinde uzun süre köşe yazıları yazdı. 24 Mart 2013 tarihinde Türkiye gazetesindeki görevinden kendi isteğiyle ayrıldı.
Hisar Dergisi Şairleri arasında yer aldı. Geleneksel şiimizin öz ve şekil özelliklerini kendi şiir potasında eriterek kişiliğine kavuştu.
Şiirlerinde, Anadolu'ya, Anadolu insanına eğilmiş, onların sorunlarını yapıcı bir tavırla dile getirmiştir. Sade ve rahat bir dili, aydınlık bir üslubu vardır. Milli ve manevi değerlere bağlı kalmıştır. Bu tarafı ile, Arif Nihat Asya'nın milli havası, mistik şiirine yakın görünmektedir.
Şiir:
Gezi
İnceleme:
Anı