Ben bugüne kadar böyle sevilen hayranlık uyandıran başarıları menkıbe haline gelen bir başka isim bilmedim duymadım. Hem yetiştirdiği öğrencileri son derece sevip saygı duyuyordu.
YAŞAR DOĞU İLE YAŞANMIŞ BİR HATIRA : İŞTE O BÖYLEYDİ
Gazeteci-Yazar Selahaddin Eş/Çakırgil anlatıyor
Yıl 1958. Ortaokulu bitirince Meslek Sağlık Yüksekokulu imtihanlarına girdim. Ancak yedeklerde yer almıştım. Babam okul görevlileri ile telefonda görüştü. Görevli eğer asıl olanlardan kayıt yaptırmayan çıkarsa belki öğrenciye gelebilir dedi. Tabi sırada yedekler de var. O zamanlar Meslek Sağlık Yüksek Okulu Türkiyede yalnız Ankarada eğitim veriyor.
OĞLUM BU MEKTUBU YAŞAR DOĞU'YA GÖTÜR
Bir gün babam oğlum dedi:- Ankaraya gider misin? Sana bir mektup vereceğim onu Yaşar Doğuya götür ver. Giderim dedim. Üstümde yamalı bir pantolon ayağımda kara lastik. Babam bana 10 Tl verdi. Çıkıp gittim.
Otobüsle Ankaraya vardım. Ancak Yaşar Doğu isminden başka adres bilmiyorum. Ulusta bir Postaneye gittim. Bilse bilse buradaki çalışanlar bilir dedim. İçeri girdim. Baktım çuvallarla gelen mektupları adreslerine göre ayırıyorlar. Görevlilerden birisine sordum. Ben Yaşar Doğunun evini arıyorum. Yaşar Doğu sözünü duyan görevli öyle heyecanlandı ki Ardından bir süre övgüyle söz ettikten sonra: Oturduğu adresi tarif etti.
BUYUR EVLADIM YAŞAR DOĞU BENİM
O gece yakınlarda bir otelde kaldım. Sabah güneş doğmadan adrese gittim. Burası Uzunyol sokağında iki katlı sofalı bir evdi. Bahçe kapısının tokmağını çaldım. Aşağı yukarı sürgülü pencere açıldı ve oradan birisi buyur evladım dedi. Ben Samsundan geldiğimi söyleyerek; Yaşar Doğuyu arıyorum dedim. Sözüm biter bitmez pencere kapandı. Öyle erken gelmiştim ki. Daha güneş doğmamıştı. Sonra bunun farkına varmış olsam da artık çok geçti. Beklemeye başladım. Bir süre sonra bahçe kapısı açıldı. Az evvel benimle konuşan kişi karşımdaydı. Ben ona Yaşar Doğuyu sordum. Yaşar Doğu benim evladım dedi.
Hâlbuki ben Yaşar Doğu deyince karşımda dev bir insan bekliyordum
Şampiyonlukları anlatıldıkça gözümde beden olarak ta büyütmüştüm. Bilmiyorum fakat kim olsa aynı şeyi düşünürdü. Öyle sanıyorum. Kısa bir duraksamadan sonra; -Evladım gel yukarı çıkalım. Kahvaltı yaparsın. Yol yorgunusun dedi. Ne kadar ısrar ettiyse hayır dedim. Babamın gönderdiği mektubu ona verdim. İçerisinde ne yazdığını benimde bilmediğim mektubu okuduktan sonra bana:-Madem içeri gelmiyorsun öyleyse bugün öğleden sonra Maltepede Güreş kulübüne gel olur mu dedi. Tamam deyip teşekkür edip oradan ayrıldım.
Hüseyin Akbaş ve Mustafa Dağıstanlının yanında kaldım
Öğleden sonra Maltepedeki Güreş Kulübündeydim. Yaşar Doğu Hüseyin Akbaş ve Mustafa Dağıstanlı olduğunu öğrendiğim iki kişiyi yanına çağırarak onlara: Yanınızda bir müddet bu delikanlı da kalacak. Yardımcı olun dedi. Hüseyin Akbaş ve Mustafa Dağıstanlı o günlerde bir otel odası sandığım yerde kalıyorlardı.
O gün elini öpen kişi Mehmet Sağlamdı
Yaşar Doğu aradan geçen bir iki gün sonra bana haydi evladım gidelim dedi. Birlikte yürümeye başladık. Geçtiğimiz sokak ve cadde boyunca görenler durup ona bakıyor sevgi gösterisinde bulunuyorlardı. Kimi selam veriyor kimi tebessüm ediyordu. Bir müddet yürüdükten sonra okula gelmiştik. Bahçeye girdiğimizde onun geldiğini gören daha sonra isminin Mehmet Sağlam(Mehmet Sağlam Milli Eğitim Bakanlığı yapmıştır) olduğunu öğrendiğim okul memuru gelip Yaşar Doğunun elini öptü. Arkasından okul müdürü olduğunu öğrendiğim bir kişi daha koşarak geldi. Heyecan içerisindeydi. Buyurun efendim diyerek bizi odasına götürdü. Bir müddet sonra Yaşar Doğu beni işaret ederek: Durumumu anlattı. Eğer mümkün olursa kaydımın yapılmasını talep etti. Müdür bunun şu an için mümkün olmadığını ancak asıllardan gelmeyen olduğu takdirde mutlaka kaydımın yapılacağını söyledi. Yaşar Doğu'ya saygısından koltuğuna oturmak istemiyordu. Bir süre sonra oradan ayrıldık.
Ve okula kaydım yapıldı
Ben her gün okula gidiyor bahçede durumu takip ediyordum. Okullar açılmış öğrenciler derslere girmeye başlamıştı. Bahçede oturduğumuz sıradan bir memur gelerek yüksek sesle hanginiz Selahaddin Eş diye seslendi. Ben hemen ayağa kalktım. Odasına gittik. Kayıt yaptırmaktan vazgeçen öğrencilerden birinin yerine benim kaydımı yaptı. Ben böylece okula başladım. O okuldan mezun oldum.
Vefat günü Ankara'da büyük izdiham yaşandı trafik kilitlendi yollar kapandı
Bugüne gelmemin ilk temel taşı gördüğünüz gibi Yaşar Doğudur. Daha sonra vefatına kadar hiç ondan kopmadım. Cenazesine de katıldım. O gün Ankarada trafik durdu. Tahminen 50 bin kişilik bir kalabalık vardı. Hatta izdiham oluyordu. Yaşar Doğu öyle bir sevgi toplamıştı ki
Onu hep hayatında saygıyla vefatından sonra da rahmetle andım
Ben bugüne kadar böyle sevilen hayranlık uyandıran başarıları menkıbe haline gelen bir başka isim bilmedim duymadım. Hem yetiştirdiği öğrencileri son derece sevip saygı duyuyordu. Hem de vatandaşlar. Onu nerede görseler çevresinde bir kalabalık meydana geliyordu. Bunu bizzat yaşayarak gördüm. Yaşarken hep saygıyla andım. Bugün Rahmetle yâd ediyorum.
(Ahmet Sevenin Gazeteci-Yazar Selahaddin Eş/Çakırgil ile görüşmesi. 20 Ağustos 2021 Samsun Sevgi Kafe)