Türk Televizyonlarında gösterime giren dizi ve programlarının çoğu Türk aile yapısı ve geleneğini altüst ettiği bildirilerek bunlara bir önlem alınması gerektiği savunuluyor.
Dizilerde Aile ocağı kavramını tahrip etmeye yönelik senaryoların hakim olduğu görülürken bu senaryoların neden böyle yazıldığı kimler tarafından finanse edildiği kuşkusu oluşturuyor.
Dizi tiryakilerinin evlilik müessesesine karşı soğuk baktıkları bu yüzden evlilik yaşının önemli bir şekilde ileri tarihlere ertelendiği belirtiliyor. Dizilerde nikahsız yaşantının özendirildiği kadın erkek kavramının ayaklar altına alındığı da sözkonusu gerçekler arasında yer alıyor.
Uzmanlar dizi filmlerinin mercek altına alınması gerektiğini söyleyerek mutlaka bir filtreden geçirilmesi gerektiğini savunuyorlar.
Milyonluk dizileri kimler finanse ediyor?
Geçmişte kadın erkek nikahsız olarak bir arada yaşamanın komün hayatı olarak değerlendirilip büyük tepki gördüğü halde dizi filmlerinin bıraktığı algıdan sonra bunun normal bir şeymiş gibi görüldüğüne de dikkat çekiliyor.
Survair , Kim kazanmak ister kim kalsın kim gitsin, evlilik (izdivaç) gibi programların toplumumuzda bomba etkisi yarattığını da ifade eden uzmanlar bu kültür tahribatının önüne geçilmezse kısa bir süre sonra zamanda toplumumuzun telafisi güç yaralar alması kaçınılmazdır.
Ailelerin ne olacak TV dizisi boşverin seyretsinler deyip geçiştirmesi kuşak çatışmalarını da körüklemektedir. Edep haya ve ayıp kavramı kalmamıştır. Anne Baba çocukları ile edep dışı sahneleri konuları ve sözleri birlikte izlemektedirler. Saygı denilen ulvi kavram bitirilmek istenmektedir.
Özellikle çocuk yaştaki kesimlerin bu programlardan uzak tutulması gerektiğini de belirten uzmanlar bunun bir kültür emperyalizmi olduğunu da sözlerine ekliyorlar.
Bunlara reklam verenler de suça ortaktırlar.
Uzmanlar aile yapımızla bağdaşmayan kültür ve geleneğimizi bozmaya yönelik dizilere reklam vererek teşvik edenlerde aynı suça ortak olmaktadırlar. Sözkonusu Vatan ve Millet bütünlüğüdür diyorlar.