Köksüz, soysuz bağlantısız...
Trafikte makas atarak başkalarının can güvenliğini tehlikeye atanlar da medenilikle ve şehirlilikle bağlantısı olmayan yabani kimselerdir.
Yabani yalnızca ormanlarda yetişmez.
Hatta oralarda yetişipte yabani dediklerimize şimdi doğal ifadesi kullanılıyor.
Esas yabanilik şehir ortamında yetişip büyüyendir.
Arabalarının müzik sesini son ayarına kadar açıp, taktırdıkları patlarlı egzoslarla çevresini rahatsız eden, üstelik buna aldırış etmeyen umursamaz, ayarsız şehir şımarıklarına verilecek isim bulamıyorum.
Bunların da ana babaları olduğunu biliyorum.
Ancak her ana babası olan yabani olmaktan kurtulamaz ki.
Yoğun trafikte makas atarak ilerleyen bu şehir fırlamaları kaç insana hayati tehlike yaşattıklarının farkında mıdırlar?
Benim aklımın almadığı bir konu da şu.
Hangi cesaretle trafiğe çıkabiliyorlar?
Hangi yürekle bu cesareti gösterebiliyorlar?
Korkup çekindikleri bir şey yok mu bunların?
Bu hanzolara dur deyin.
....
Ha bir sözüm de şu elleri klaksondan ayrılmayan odun kafalılara.
Trafikte klakson çalarak ilerlediğini sananlara.
Bu ne terbiyesizlik.
Bu ne hadsizlik seviyesizlik...
kısacası; İnsanın insana eziyet verdiği yerde insanlık aranmaz.
