Tasmalı Hürriyet!

İnsan sevdiğinin özgürlüğünü kısıtlar mı?

 

AHMET SEVEN / SAMSUN BÜLTEN

 

Tasmalı Hürriyet!

 

Hayvansever misiniz? sorusunu soranla bu konuyu ne konuşur ne de tartışabiliriz.

 

Zira hayvanseverlik tartışma konusu bile olamaz.

 

Hayvan sevgisi taşımayanı tartışmaya gerek görmem.

 

Ancak, hayvanları seviyorum diyerek özgünlük ve özgürlüklerinin kısıtlanmasına da asla rıza göstermem.

 

Her canlının yaşadığı alana saygı göstermek gerekir.

 

Şimdi sorulması gereken soruları birlikte sorup cevaplamaya çalışalım:

 

Hayatta göremedikleri sevgiyi kedi ve köpeklerle kapatmaya çalışarak onları sevgi oyuncağı haline getirmek ne kadar doğrudur?

 

Hayvanları kendi doğasından kopartıp benim gibi yaşayacaksın dayatmasıyla evlerde yaşamalarına zorlamak doğru mudur?

 

'Evcil hayvan' aslında insana mahkum edilmiş hayvan anlamını taşımaktadır. İnsanın bile insana mahkum yaşamasına karşı çıkarken hayvanların insansız yaşama kabiliyetini yok etmek haksızlık değil midir?

 

Dün kölelere taktıkları tasmayı bugün hayvanlara takanlar, ancak benim istediğim kadar özgürsün demiş olmuyorlar mı? İnsan sevgidiğine tasma takar mı?

 

Gün boyu dört duvar arasında yaşamaya mahkum edilen hayvanlar, sahiplerinin gelmesini dört gözle bekliyor. Peki bu arada evler mahpusane hüviyetinde olmuyor mu?

 

Evler hayvan barınağı mıdır?

 

Evler hayvanlar için yaşam alanı olarak kabul edilebilir mi?

 

Evler mahpusane, sokaklar da hayvanların çilehanelerine dönüşmüştür.

 

Kendi yiyeceğini kendi bulamayan hayvanlara yapılan eziyeti tarih yazacaktır.

 

Sahipleri olmadan da yaşayabilecek evcil hayvan var mıdır?

 

Özellikle tatil bölgelerinde sokaklar terkedilmiş, kendi başına yiyeceğini tedarik edemeyen, yetenek ve kabiliyeti kaybolmuş hayvanlarla doludur.

 

Hayvanat bahçelerinde kafeslere konulan hayvanlar bile evlerde beslenen hayvanlardan daha ileri konumdadır.

 

Hayvanat bahçelerine dahi itiraz eden bir toplumun geldiği nokta tekrar gözden geçirmeli bunun muhasebesi yapılmalıdır.

 

Üstelik onların üzerinden sektör oluşturup boyunlarına takılan tasmasına varıncaya kadar paraya dönüştüren bu çağ elbette sorgulanmalıdır.

 

Ve... hayvanları köle yapan bir toplum olarak tarihe geçecektir. 

 

Hayvanları sevmek onların yaşam alanlarını güvende tutmakla, onların alanlarına müdahale etmemekle, velhasıl hayat şartlarını kısıtlamamakla  gerçekleşir.

 

Hayvanlar stres gidermek için kullanılan maskara veya oyuncak konumundan çıkarılmalıdır.

 

Yani ayılar ayı olarak kalmalı, kimsenin ayıcığı olmamalıdır.

 

Gökte uçan kuşa tertemiz bir gökyüzü bırakmak, onların yuva yapabilecekleri ağaçları yetiştirmek, betonsuz toprakları sunmak hayvanseverliktir.

 

Dağları, ovaları, kırları tekrar hayvanlara kazandırmak hayvanseverliktir.

 

Bütün bunları kendi açınızdan yorumlayın. Hayvanların aynı şeyleri size yaptıklarını düşünün!?

 

Avcıların bile hayvanseverlikten söz edip hayvansever derneklerine üye oldukları, çelişkilerle dolu bir dünyada bu soruları cevaplamak zordur.

 

Bir anlamda hayvan sevmekle görevlendirilmiş işçi mantığıyla yol almak kolay değildir. 

 

Bu soruları hedef saptırmadan, çarpıtmadan, önyargısız cevaplayalım.

 

Konu gördüğünüz gibi uzayıp gidiyor.

 

Şimdilik Namık Kemal'in:

 

"Barikayı hakikat müsademeyi efkardan doğar" sözüyle nokta koyalım.

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.