Günde onlarca kez söylediğiniz aşk kelimesi giderse suyu çekilmiş nehirlere dönmeyecek misiniz?
Efendim dilimizi Arapça Farsça kelimelerden arındırmalıymışız.
Yazıp çiziyorlar konuşuyorlar.
Ancak netice yok.
Elde var çığırtkanlık.
Biz yüzyıllardır bugünkü Anadolu topraklarında aynı yüzölçüm içerisinde yaşamadık ki
Bir ucunda güneş doğan diğer ucunda batan içerisinde onlarca ülke barındıran koca topraklara sahiptik.
Gittiğimiz yerlere medeniyetimizle gittik.
Oralara dilimizi kıyafetimizi bıraktık.
Mutfağımızı ekmeğimizi aşımızı
Estetiğimizi mimarimizi
Elbette onlardan da aldıklarımız oldu.
Biz hikmeti Çinde de olsa alın diyen bir Peygamberin ümmetiyiz.
Bundan yıllar evvel bazıları denemeye kalkıştı.
Dili akıllarınca öz Türkçe yapacaklardı.
Lokantaya otlangaç, kaleme yazgaç diyerek başlayınca bütün işleri fos çıktı.
Yapmacık kelimelerin altında kalıp kaçacak yer aradılar.
Günlerce kendilerine güldürdüler.
Sözü uzatmayacağım.
Aşk Arapça bir kelimedir.
Yerine bunun gibi bir kelime bulun bakalım.
Günde onlarca kez söylediğiniz aşk kelimesi giderse suyu çekilmiş nehirlere dönmeyecek misiniz?
Cumhuriyet Arapçadır.
Halk Arapçadır
Maksat kuyuya taş atmak olmamalıdır.
Maksat duvara çamur atıp iziyle oyalatmak olmamalıdır.
İngilizce Fransızca kelimeler yemek kültürüyle çoktan boğazımızdan aşağı geçti.
Dükkânlarımız markalarımız hep onlarla dolu.
Dizi filmleriyle dayatılan kelimeleri çekip çıkartın siz.
Bizim de bugün birçok ülkenin lisanına geçmiş gündelik konuşulan kelimelerimiz vardır.
Kelimede aranan şart manayı ifade edebilmesidir.
Mana derinliği taşıyabilmesi karşılığını verebilmesidir.
Sırf karşıtlık olsun diye uydurukça kelimeleri konuşacağım diyerek zorlanmanın gereği yoktur.
Dilimizdeki yabancı kelimeleri temizleyelim derken maksadımız bizde tamamen karşılığı olduğu halde kullandıklarımızdır.