Bir meslek o meslek sahipleri tarafından itibarsızlaştırılmadıkça asla itibarını kaybetmez.
AHMET SEVEN
Bir meslek o meslek sahipleri tarafından itibarsızlaştırılmadıkça asla itibarını kaybetmez.
Bir söz vardır: Siz müsaade etmedikçe kimse size karşı gelmeye cesaret edemez der.
Bırakın patates satan patatesini satsın.
Altın satan da altınını satmaya devam etsin.
Yüzü ekşi olanlar balına müşteri bulamazlar.
Yüreklerinde aşk taşımayanlar başkalarına sevgi hissetiremezler.
"Herkes kendinde olanı verir" derler.
Değerler liyakatsizler elinde can çekişir.
Layık olmadıkları halde makam ve koltuk uğruna birbirlerini ezenler geldikleri makamlarda değerleri ayakları altına alırlar.
Meyve dalına ağırlık vermez.
Üstelik dal olgun meyveyi taşımaktan keyif alır.
Ancak çürük meyveler dalına eziyettir.
Gün gelir çürük meyve yetişen ağacın sahibi, verim alamadığı için ağacı kesmek zorunda kalır.
Kendi eksileri ve eksiklerini tamamlamayı dert edinecek yerde, buna başkalarını suçlayarak mazeret arayanlarla yola çıkılmaz.
Olgun ve liyakatli insan hatayı başkalarında değil evvela kendinde arar.
Sarraf dükkânına adam alınırken bile daha evvel sarraf işinde çalışıp çalışmadıklarını sorarlar.
Arıdan anlamayanı bal peteğinin başına oturtmazlar.
Bir kimsenin layık olmadığı halde sırf arzularını yerine getirmek maksadıyla bir göreve talip olması hem Hakka hem de halka karşı büyük bir haksızlıktır.
Liyakatsiz bir kimsenin yapamayacağı işin başına gelmek istemesi veya getirilmesi o işin içerisine yerleştirilmiş bir patlayıcıdır. Artık bundan sonra o işin infilak etmesi beklenir.
Hangi işte olursa olsun samimiyet tek başına samimiyet yeterli değildir.
Bugün nerede bir eksiklik varsa orada samimiyetten evvel liyakatsizlik vardır.
Gönül her işte hem liyakat, hem de samimiyet olsun ister.
Ancak böyle kimselerden karşılık bekleyebilirsiniz.
Gerisi nafile.
Hatta konuşup yazmanız bile onlar için herhangi bir şey ifade etmeyecektir.
Zira sizi anlayabilmeleri için bile liyakat gerekir.
Anlatabiliyor muyum?
Anlayabiliyor musunuz?