(Samsun Yazarlar Derneği Başkanı)
31 Mart 2019 Yerel Seçimleri geride kaldı.
Şimdi yeni bir koşu başladı.
Bütün siyasi partiler bu seçimlerden ders çıkarmalıdır.
Bu seçimlerde akılda kalanlardan birisi de kuşkusuz siyaset dilidir.
Kim ne derse desin iyi bir sınav verilmedi.
Vatandaş yani seçmen kullanılan dilden memnun olmadı.
Konuşmaların ayağı yere değmedi.
Bilhassa vatandaşı derinden etkiledi hatta yaraladı.
Usul üslup yerlerde gezdi.
Bu üslupsuzluk sandıklara da yansıdı.
Olmamalıydı.
Dile dikkat edilmeliydi.
Bugünlerde yeni bir seçim sistemi konuşuluyor.
İnanıyorum ki birçok şey değişecek.
Ancak seçim dili siyaset dili değişmeden diğerleri düzelmeyecek.
Siyasi etik önemli.
Siyasi parti temsilcilerinin konuşmaları vatandaşı germemeli.
Sağlığını bozacak düzeylere taşınmamalıdır.
Mevlana'dan, Hacı Bektaş-ı Veli'den Yunus Emre'den ilham alınmalı.
Hatta Kur'an-ı Kerimde sert üsluptan men eden ayetler var.
Tepedekiler böyle konuşurken vatandaş tabanında tartışmalar daha da şiddet kazanıyor.
Kardeş kardeşiyle karşı karşıya kalıyor.
Elbette öfke olmalı.
Fakat bu öfkede de bir asillik olmalı.
Edebin olmadığı yerde edebiyat yoktur diyor Mehmet Akif Ersoy.
Sadece edebiyat mı?
Elbette hayır!
Edebin olmadığı yerde siyasete de yer yoktur.
İftiralar, ithamlar, dedikodular şık şeyler değil.
Halkı sokağa davet eden dilin siyasetle ne ilgisi olabilir.
Gönülleri inciten üslup tasvip edilebilir mi?
Muhatabına saygısızlığın ifade haklı gösterilecek bir tarafı yoktur.
Geçmişte de gördük yaşadı bunları.
Böyle konuşmalardan hiçte memnun olan yoktu.
Bir hakkı ifade ederken haksızlığa düşmek yakışık almaz.
Velhasılı bundan böyle yani bugünden itibaren düzeltilmesi gerekenler arasında kesinlikle siyaset dili de olmalıdır.
Kötüye çamura çirkefe haine cevap vermenin elbet bir yolu vardır.
Lügatimizde onları susturacak fazlasıyla kelimelerimiz vardır.
Temennim siyasi olarak halkın önüne çıkanların bütün bunlara dikkat etmesi gereken hassasiyeti göstermeleridir.