Hayal ede ede karşımızda kocaman bir duvarla karşılaştık.
Öyleyse;
Hayal etme, gücün yetiyorsa gerçekleştir.
Hayaller, gücü yetmeyenlerin teselli oyuncağıdır.
Hem sonra hayali bile çamura buladık.
Kendimize benzettik.
Değersiz hale getirdik.
Niye;
Çünkü karşılığını ortaya koyamadık ta ondan.
Bir idareci çıkıyor, " Ben şunları şunları hayal ediyorum"
Seni oraya hayal etsin diye getirmediler.
Gerçekleştirsin diye getirdiler.
Hayal senin işin değil.
Orası şiir yazılacak, roman masal yazılacak yer değil.
Oturduğunuz makamların hayal etmekle kaybedilecek zamanı yok.
Bu hayal ediyorum sözü en çok'ta liyakatsiz yöneticilerin dilinde pelesenk olmuş gidiyor.
Görev yapıyorlar vakitleri doluyor ardından " Benim bir hayalim vardı" diyerek sözde masumane edebiyat yapıyorlar.
Sen edebiyatçı değilsin.
Fikir adamı değilsin.
Bilim adamı hiç değilsin.
Sen icraat adamısın.
Bırak hayali edebiyat ve fikir adamları kursun.
Mesela şirket yöneticileri bile hayal etmiyor.
Hayallerini gerçekleştiriyor.
Hayal ediyormuş.
Hayal kuruyormuş.
Gerçekleştirme makamında olanların hayallerle vakit kaybetmeleri gülünç.
Anlaşıldı mı ola.
