Bir şehrin ilerlemesi için mutlaka yöneticilerinin ufuk sahibi olmaları gerekiyor.
Yönetici en üst dereceden en alt dereceye kadar...
Yönetici ileriyi görmekle kalmayacak ileri adımlar da atmaya çalışacaktır.
Cenap Şahabettin'in bir sözü geldi aklıma: " Yerinde sayanlar yürüyenlerden daha çok ayak patırtısı yaparlar" yalan mı?
Samsun'da bu patırtıyı duymamak mümkün mü?
Şehrin idarecileri çevrelerine karşı kör olmayacak. Yani görmek istemeyen anlamında söylüyorum. Zira; Kimse görmek istemeyen kadar kör değildir derler.
Kamu kurumlarında, Belediyelerde göreve gelenler veya görev verilenler koltuğa oturur oturmaz havaya girmeyecek.
Maalesef çoğu kokuşmuş balık gibi kibir kokuyor.
Halkın makamında halka yukarıdan bakıyor!
Kamu kurum kuruluşları için geçerli olan bu gerçek sanayi için de geçerlidir.
Yönetenin, üretenin velhasıl tüketeninde...burnu havada olmamalıdır.
Yöneticiler lider ruhu taşımalıdır.
Başkalarının görmediğini görmelidir.
Bulundukları şehre sözde değil özde gönül vermelidir.
Fakat nerede...
Ağır ol molla desinler havası içerisinde yürüyüp gidiyorlar.
Kürsüye çıkınca hatip kesiliyorlar.
Orada inince araki bulasın?
İstisnalar kaideyi bozmaz. Karakterli ufuk sahibi samimi bir o kadar da nezaketli ve cesur yöneticileri tenzih ediyorum.
Fakat:
Öylelerini görüyorum ki...Bunları ne kadar çok aradınız.
Nasıl bulupta makamlara getirdiniz diyerek hayret ediyorum.
Böylelerinden ne kendilerine ne de şehirlerine bir fayda gelmez.
Kısacası Samsunun ufuksuz yöneticilere ihtiyacı yoktur.