Bir şehrin tanıtımı için elbette resmi kurumlara ihtiyaç vardır.
Ancak gönüllülük bambaşka bir şeydir.
Gönüllü insan fedakardır.
Kendi adına karşılık beklemez.
Resmi kurumlara gelince devletin imkanlarıyla beldelerini, ilçelerini ve şehirlerini tanıtacak yerde kendilerini öne çıkarmaya çalışıyorlar.
Bu noktada o işi sıçrama taşı olarak kullanıyorlar.
Şehrin değil de kendi çıtalarını yükseltmenin çabasına giriyorlar.
Hedeften uzaklaşıyorlar.
Şehir konuşulacak yerde insanlar konuşulmaya başlıyor.
Bir yerde okumuştum.
"Safranboluyu dünyaya tanıtan bir avuç gönüllü insandır" cümlesini unutmuyorum.
Samsun tarihi kültürel ve turistik değerleriyle çok sayıda ilimizden öndedir.
Diğer iller Samsuna gıpta ile bakıp keşke o değerler bizde olmuş olsaydı diyerek hayıflanıyorlar.
Peki Samsun ne yapıyor elindeki değerleri.
Görmüyor, görmezden geliyor.
Parçayı bütün haline getirip sunmakta zorlanıyor.
Gönüllülerle birlikte hareket etmiyor.
İstişareyi fikir alışverişine birikimi ve tecrübeyi değerlendirmeye yaklaşmıyor.
Samsunun tanıtımının geçen dönemde olduğu gibi Rus revü kızlarını Samsuna getirerek onlardan medet bekleyenler elbette bunları anlayamaz.
Böyle olunca yerinde saymaktan kurtulamıyor.
Halbuki Samsunun tarihi turistik ve kültürel değerleri öne çıkarılabilse şehrin
ekonomisine ciddi katkı sağlardı.
Herkes konuşuyor fakat kimse çözüm için harekete geçmiyor.
Ben bilirim havasından öte gidilmiyor.
Bir gerçeği sizinle paylaşmak istiyorum.
Karadeniz bölgesine geçen yüzlerce turist otobüsünden birkaçı Samsuna uğruyor.
Kaldıkları sürenin ne olduğunu biliyor musunuz? 30 dakika.
Bu süreyi birkaç noktayı ziyaret edip fotoğraf çektirerek kullanıyorlar.
Bir çorba dahi içmeden, bir kibrit dahi almadan şehri terk ediyorlar.
Yani bu şehre 25 kuruşluk ekonomik katkıları olmuyor.
Sebepleri var bunun.
Yıllarca konuştum yazdım çizdim.
Bir kişi de demedi ki çözüm nedir?
Diyorum ya işte...
Hep birlikte hareket edemez yalnız ben bilirim anlayışı devam eder, işin
başındakiler koltuklarını koruma yarışına girişirlerse turist geçer biz de böyle aval aval bakıp dururuz.
Un var, su var, yağ var, şeker var...Helva yapacak usta yok derler ya. Buna benziyor.
Yeni dönemden ümidim var.
Sn. Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir'in bu konuda daha duyarlı olduğu kanaatindeyim.
Bu ustalığı kendisinden bekliyorum.
Şimdilik bu kadar konuya kaldığım yerden devam edeceğim.
