Uludağ Üniversitesi UÜ İİBF Kamu Yönetimi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bekir Parlak, Türkiye ve Bursa’nın gündeminde yer alan kentsel dönüşüm konusunda düzenlenen konferansta yaptığı konuşmada, “Esasında Kentsel Dönüşüm Kanunu Türkiye için gecikmiş bir proje. Yasayı incelediğimizde dönüşüm için hukuki zeminin hazırlandığını ifade edebiliriz. Türkiye yaklaşık 25-30 yıldır bu konuda değişik yasalar hazırladı, ancak bunlar kapsamlı kanunlar değildi. İlk defa bu kadar kapsamlı bir yasa hazırlandı. Bu yasanın hakkının verilip tüm paydaşlar buna uyduğu zaman ciddi bir dönüşümün yaşanacaktır. Bunun içinde herkesin sabırlı ve ortak akılla hareket etmesi gerekiyor. Bunun için 20 yıla yakın bir zaman gerekiyor. Büyük bütçeler harcanması söz konusu” dedi.
Dönüşümün ilk önce Marmara bölgesinden başlatılması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Bekir Parlak, “Nüfus ve ekonominin can damarları burada bulunmakta. Aynı zamanda deprem riskinin de en fazla olduğu bir bölge. İstanbul, Kocaeli ve Bursa gibi büyük sanayi kuruluşlarının bulunduğu bir bölge. Buraların öncelenmesi doğru bir tercih, riskli bölgeler ve buralarda kamu binalarından başlamakta yarar var. Marmara bölgesinin yanında büyük bir risk taşıyan Ege bölgesinde de planlama yapılmalı” şeklinde konuştu.
“SAMSUN’DA BAŞKA YER YOK MUYDU”
Parlak, Samsun’da yaşanan sel felaketiyle ilgili soruya şu cevabı verdi: “Ben de Samsunluyum. Orayı da çok iyi biliyorum. Samsun’daki sel felaketinin yaşandığı yeri biliyorum. Bizim evde de kısmen hasar var. Bu olayın çok iyi tahlil edilmesi gerekiyor. TOKİ konutları dere yatağına ve derenin debisi yükseldiği zaman risk oluşturabilecek bölgeye çok yakın. En azından orada her ihtimale karşı bodrum katlarının kullanılmaması gerekirdi. Bir de bu soruyu sormak gerekir ki, ‘Samsun’da başka yer yok muydu?”