Uzun Yaşam mı? Sağlıklı ve Kaliteli Yaşam mı? Tercih Sizin?Son yıllarda uzun yaşam kadar; sağlıklı ve kaliteli yaşam da önem
kazanmaya başladı.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), sağlığı, 'sadece hastalıklardan korunma değil,bir bütün olarak fiziki, ruhi ve sosyal açıdan iyi olma hali' olarak açıklıyor.
Hatta hayvan ve bitkiler için bile, 'sağlıklı hayvan, sağlıklı bitki' ifadeleri
kullanılır hale geldi.
Sağlıklı
ve kaliteli yaşam için, hayatımızda yapmamız gereken değişiklikleri Hisar
Intercontinental Hospital Klinik Laboratuvarlar Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bekir
Sami Uyanık'tan öğrendik?
Kaliteli Uyuyun!
- Uykunun temel bir biyolojik ihtiyaç olduğunu
unutmayın. Sağlıklı bir hayat için erişkin bir insanın ihtiyaç duyduğu
uyku süresi 6-8 saat olmakla birlikte; genetik faktörler, yaş, mevsim,yaşanılan bölge ve yapılan işe bağlı olarak değişebilir. Yeterli sürede ve
kaliteli uyumak için kendinizi programlayın. Güzel bir uyku ile dinlenmiş
bir insan, daha huzurlu, formda ve sağlıklı olduğundan işinde de daha
yüksek performans gösterir. Düzensiz, kalitesiz ve yetersiz uyku, glukoz
toleransı ve insülin duyarlılığının azalması, iştah artırıcı hormonlarda
artma, iştah azaltan leptin hormonunda azalma gibi metabolik ve hormonal
değişikliklere sebep olarak, obezite gelişiminde bir risk faktörü olarak
yaşam kalitenizi bozar. İhtiyaçtan az veya çok uyuyanlar, başta kalp damar
hastalığı olmak üzere, birçok sağlık problemine eğilimli olurlar. Uyku
fazlalığı da, şişmanlık, şeker hastalığı, yüksek kan basıncı, solunum
hastalıkları, kas zayıflığı, vücut direncinin azalması, depresyon gibi
psikolojik bozukluklara yol açabilir. Uyku kalitesini bozan burun
tıkanıklığı, sinüzit, uyku apne sendromu, alerji, aşırı kilo, tiroid, kalp
ve romatizmal hastalıklar gibi nedenler, vücudun dinlenmesini önleyerek,başka sağlık sorunları yaşanmasına neden olabilir. Uykuyu kolaylaştıran ve
uyku-uyanıklık çevrimini ayarlayan Melatonin Hormonu, akşam saatlerinde
salgılanmaya başlar ve gece 02.00?03.00 saatlerine kadar da artarak devam
eder. Ayrıca protein yapımı ve hücre çoğalmasını sağlayan Büyüme Hormonu,24.00'te en yüksek seviyeye ulaştığından, en geç saat 11.00'de uyumanız
gerekir. Aşırı ışığa maruz kalma, televizyon seyretme ve elektromanyetizma
gibi dış tesirler, melatonin salgısını azaltarak, bu sistemin işleyişini bozar.
Sabah 06.00'dan itibaren Kortizol ve Adrenalin hormonları salgısı
arttığından, güne hazır olan ve hareketlilik kazanan vücutta, uyku
yoğunluğu ve doyumu gerçekleşemez. Ayrıca günün diğer saatlerine göre,daha verimsiz olduğu bilinen ve uykuya eğilimli olunan öğle saatlerinde,derin ve yavaş uyku döneminden oluşan yarım saatlik bir gündüz uykusu da,vücut için yararlı olur.
Sağlıklı ve Doğru Beslenin?
- Sağlıklı ve doğru beslenme, vücudun sağlıklı
çalışmasını sağlayan makro besin öğeleri olan karbonhidrat, yağ ve protein
ile mikro besin öğeleri olan mineraller ve vitaminlerin yeterli ve dengeli
alınmasıyla olur. Bu besinlerin, vücudun büyüme ve gelişmesi, ihtiyaç
duyulan enerjinin sağlanması, metabolizmanın düzenlemesinde önemli
fonksiyonları bulunur.
- Sağlıklı bir hayat istiyorsanız besinlerle
aldığınız enerjiyle, harcadığınız enerjiyi dengede tutun. Günlük ihtiyaç
duyulan enerji miktarı, yaşa, cinsiyete, yapılan işe, fizyolojik ve genetik
özelliklere göre değişir.
- Çay, yaygın ve önemli bir alışkanlık olsa
da mümkün olduğunca açık ve şekersiz içmeyi tercih edin. Bisküvi,çikolata, lokum, şekerleme, şuruplu tatlılar, pastalar, meyve suları ve
meşrubatlar çok yoğun şeker içerir; bunlardan uzak durun.
- Besinlerle
alınan kaloriyi kısıtlayarak yaptığınız diyette, şekerden uzak durmaya
çalışırken tatlandırıcıları çok fazla tüketmeyin.
- Asitli
içecek ve meyve suyu yerine, su için.
- İşlenmiş
gıdaların çoğunda, şeker bulunduğunu unutmayın. Un ve nişastalı
besinlerden uzak durun.
- Tuzu sofranızdan
kaldırın. Tuzlu ve salamura gıdalarda kontrolü elden bırakmayın.
- Kızartmalar
ve hidrojene edilmiş yağları çok az tüketin.
- Pişirme
sırasında yanmış ekmek, et ve yemekleri, açığa çıkan kanserojen maddeler
nedeniyle, kesinlikle yemeyin.
- Haftada
en az iki defa, deniz ürünleri ve balık tüketin.
- Kırmızı
etten vazgeçmem diyenlerdenseniz, haftada en fazla 2 gün, o da kuzu eti
olmak şartıyla yiyebilirsiniz.
- Haftada
bir defa, taze ve doğal olanı tercih etmek koşuluyla, tavuk
tüketebilirsiniz.
- Nohut,mercimek, fasulye, bakla, bezelye gibi baklagilleri sofranızdan eksik
etmeyin. Haftada en az 2-3 defa bulgur, karabuğday, esmer pirinç gibi
tahılları tüketin.
- Margarin
yerine, zeytinyağı ve tereyağını tercih edin.
- Lahana,karnabahar, brokoli, yeşilbiber, fasulye, pırasa, domates, yeşil yapraklı,koyu renkli sebzelere sofranızda yer açın.
- Karabiber,kırmızıbiber, kimyon, kekik, sarımsak, kuru soğan, yeşil soğan, dereotu, maydanoz, marul, nane,fesleğen gibi şifalı ot ve baharatlarında beslenmemizdeki yararını unutmayın.
- Ara
öğün olarak mevsim meyvelerini tüketin.
- Fındık,badem, ceviz, fıstık gibi kuruyemişleri bir öğün olarak ya da salata
üzerine dökerek tüketin.
Egzersizi Hayatınıza Yerleştirin
- Gelişen teknolojinin nimetlerinden yararlanın;ancak bu size yanlış beslenme, fiziksel hareketsizlik ve obeziteyi
getirmesin.
- Rutin olarak ev ya da işyerinizdeki yaptığınız hareketlerin,egzersiz olmadığını unutmayın. Zinde olmak, sağlığınızı korumak için
mutlaka egzersiz yapın. Egzersiz bir angarya değildir. Spor salonuna
gidemiyorsanız yürüyüş yapmak, bisiklete binmek, asansör yerine merdiven
kullanmak, kısa mesafelerde gereksiz araç kullanmak yerine yürümek gibi,daha aktif olmanızı sağlayacak hareketlilik ile sağlığınızı
koruyabilirsiniz. Egzersizle güçlenmiş kasların metabolizma hızı yüksek
olduğundan, uykuda bile enerji kullanarak, vücudun dinç kalmasını, kilo
vermesini sağlar. Egzersiz yapmazsanız fiziksel gücünüz azalır, kas
gücünüz zayıflar ve kas kitleniz azalır.
Stresinizi Yönetmeyi Öğrenin?