Reflü hastalığı tipik ve atipik semptomlar olmak üzere 2 başlık altında incelenebilir.
Gastroskopi dışında reflü de kullanılan bir diğer tanı yöntemi de pHmetredir. pHmetre yemek borusuna kaçan asit miktarını ölçmek için kullanılır. Bunların dışında bir de manometre işlemi de reflünün teşhisinde kullanılan işlemlerden biridir. Manometre işlemi yemek borusunda reflüye yol açabilecek başka bir sorun olup olmadığını incelemek için kullanılır.
Reflü mide kapakçığının görevini yerine getirmemesi sonucu mide asidinin yemek borusuna kaçmasıyla meydana gelir. Reflü hastalığı yeme alışkanlığının değiştirilmesiyle kontrol altına alınabilir. Reflü hastalığına sahip olan kişilerin bazı yiyeceklerden uzak durması gereklidir.
Baharatlı yiyecekler,
Alkollü içecekler,
Kahve,
Gazlı içecekler,
Yağlı gıdalar,
Çikolata,
Soğan, sarımsak,
Turşu gibi reflüyü tetikleyecek gıdaların tüketiminden uzak durması önerilir.
Reflüye neden olan en önemli faktörler bozulmuş yemek borusu ve mide hareketleri, artmış karın içi basıncı (şişmanlık), midede bozulmuş asit düzenleme sistemleri, uygun olmayan fiziksel aktivite, kimi ilaçlar, hormonlar, çeşitli yağlı yiyecekler, sigara dumanı, mide fıtığı ve genetik faktörler olarak sayılabiliyor.
Reflü hastalığı çocuklarda da görülebiliyor ancak özellikle ilk altı ayda ortaya çıkan fizyolojik reflüyü reflü hastalığından ayırmak gerekiyor. Söz konusu kapak, çocuğun büyümesiyle beraber gelişiyor. Ancak nasıl ki ilk doğduğunda bebek başını tutamıyor ya da yürüyemiyorsa bu kapakçık da hayatın ilk zamanlarında tam çalışmıyor ve fizyolojik reflü ortaya çıkıyor. Bu durum büyüdükçe kendiliğinden geçiyor.Bir bebek ya da çocuk ancak yeterli kilo almıyorsa, sürekli kusuyorsa, yemeği reddediyorsa ve iştahsızsa reflü hastalığı göz önünde bulundurulması gereken durumlardan biri olabilmektedir.
Kimi hastalarda ise tedavi edilmediği için ilerleyen reflü tablosu, nadiren de olsa çocuğun gıdaları yutamıyor hale gelmesine neden olabilmektedir.
Çocuklar yemek borusunun ağızla birleştiği üst ucundaki yanma hissini doğru tarif edemeyebilecekleri gibi bir yaşından büyük çocuklarda ağza gelen asit nedeniyle dişler içten çürüyerek ağız kokusu oluşabilmekte, geçmeyen ses kısıklığı, kronik öksürük ile aşırı geğirme şeklinde çocuklarda reflü görülebilmektedir.
Reflü hastalığının uygun tedavisi gerçekleştirilmediği taktirde yemek borusu iltihabı oluşabilmekte, yemek borusunun normal dokuları değişime uğrayarak Barrett özofagusu olarak adlandırılan durum ortaya çıkabilmektedir.
Diş çürükleri, anemi, büyüme geriliği ile yemek borusu darlığı da reflünün tedavi edilmediği durumlarda ortaya çıkabilmektedir.
Dirençli demir eksikliği anemisi
Ses kısıklığı
Aşağıdan yukarı sürekli kaçak ve tahriş nedeniyle geçmeyen larenjit
Farenjit
Sinüzit
Otit
Ameliyata rağmen geniz etinin tekrar büyümesi
Tedaviye dirençli astım
Diş çürükleri, ağız kokusu
Sandifer Sendromu (çocuğun rahat etmek için kafasını sürekli geriye atması)
Uyku bozuklukları
Rahat uyuyamama
Gece sürekli uyanma
Tekrarlayan pnömoni (zatürre)
Öyküde çocuğun nasıl beslendiği, bu kapağın kapanmasını engelleyerek mide içeriğinin yemek borusuna çıkmasına yol açabilecek aşırı baharatlı, yağlı, şekerli ve kakaolu gıdalarla ilişkisi, yatınca öksürüğün artıp artmadığının sorgulanması gerekiyor.
Fizik muayenede boy ve kilo ölçümü ile büyüme değerlendirilmesi önem taşıyor.
Çocukta alarm bulguları yoksa öncelikle kontrol tedavisine başlanabilmekle beraber, alarm bulguların mevcut olduğu durumlarda doğrudan endoskopik incelemelere de karar verilebiliyor.
Endoskopide yemek borusu görüntülenerek giriş ve çıkışında anatomik bir bozukluk olup olmadığı görülüyor.
Gerekli durumlarda daha ayrıntılı inceleme ve tanı yöntemi olarak baryumlu grafi, sintigrafi, 24 saatlik pH monitörizasyonu, manometre, multikanal impedans monitörizasyonu ile kablosuz pH monitörizasyonu da kullanılabiliyor.
Sol yana yatma, yatak başının yükseltilmesi, kilolu çocukların zayıflatılması, kabızlık varsa tedavi edilmesi reflü hastalığında son derece etkili olabiliyor.
Ayrıca ebeveynlerin çocukları için uygun spor dallarını seçmesi ve jimnastik gibi amuda kalkmayı gerektiren sporlardan çocuklarını uzak tutması tavsiye edilebiliyor.
Çocuklarda reflü hastalığının asıl tedavisi yeme-içme alışkanlıklarını ve yaşam tarzını değiştirmekle sağlanabileceği gibi, kimi hastalarda ortalama üç ila altı ay kadar midedeki asit salınımını azaltan, mide yüzeyini koruyan, mide hareketlerini düzenleyen ilaçlar kullanılabiliyor.Çocuklarda cerrahi tedavi ise nadiren tercih edilen bir yaklaşım olmakla beraber, kimi vakalarda uygulanabiliyor.
Hamile kadınların gece yatarken başın yukarıda kalacak şekilde yatak başlığının ayarlanması veya yastıkla destekleyerek baş kısmının yukarıda tutması ve karnı sıkan giysilerden kaçınılması gerekmektedir. Eğer bu önlemlere rağmen reflü şikayetinizde gerileme olmuyorsa hekiminiz tarafından önerilebilecek reflü ilaçlarını kullanabilirsiniz.