Şuurlu Öğretmenler Derneği Samsun Şube Başkanı İsmail OKUTAN 'ın Basın Açıklaması
Şuurlu Öğretmenler Derneği Samsun Şube Başkanı İsmail OKUTAN 'ın Basın Açıklaması
Şüphesiz 28 Şubat sürecinin antidemokratik uygulamalarının en büyük zararı İmam-Hatip liseleri, diğer Meslek liseleri ve Kuran kurslarına olmuştu. Özellikle hafızlık müessesesinin yok olmasına
sebep olmuştu.
18.Milli Eğitim Şurasında alınan kararlar doğrultusunda "kesintisiz eğitim" zorbalığının kaldırılarak İmam-hatip liseleri ve diğer meslek liselerinin orta kısımlarının yeniden açılmak istenmesi mağduriyeti
yaşayan insanları ve özgürlüklerden yana duyarlı tüm kesimleri zulüm
ve haksızlığın kalkacağı yönünde umutlandırmıştı.
Gelinen noktada zorunlu eğitim 4+4+4 şeklinde 12 yıla kademeli bir
şekilde çıkarıldı. Sevsen de sevmesen de ağır ağır çıkacaksın bu
merdivenleri denir gibi bir hal var ortada. 12 yıllık zorunlu eğitim
sistemi bizim için ne anlam ifade etmektedir? Bu yasaya ülkemizin
gerçekten ihtiyacı var mıydı? Aslında biz işin sadece kabuğuyla
uğraşıyoruz. Hâlbuki Türk Eğitim Sistemi özünü, niteliğini
kaybetmiştir. Nitelikli öğretmen yetiştirememektedir. Ülkemizde
eşitlik ve adalet ilkelerine aykırı bir eğitim verilmektedir. Açıkça
parası ve adamı olana kaliteli, parası ve adamı olamayana kalitesiz
bir eğitim verilmektedir. Önemli olan şekil ya da kabuk değil özdür,
içeriğidir. Kabuğu bırakıp öze dönmemiz lazım. Nasıl bir şekil
getirilirse getirilsin eğitimi ana mecrasına döndürmedikçe değişen bir
şey olmayacaktır. Eğitimin özü halkın dini ve kültürel değerlerini
yeni kuşaklara aktarmaktır. Ahlak ve maneviyatla içeriği
doldurulmadıkça şekil bir şey ifade etmeyecektir. Eğitimde ana hedef
olarak batı medeniyetinin üstün medeniyet olduğu saçmalığı terk
edilmeli, kendi medeniyetimizin üstün medeniyet olduğu
benimsenmelidir. Yine eskiden olduğu gibi İslam'dan uzak hazırlanmış
müfredat oldukça yapılanların kimseye bir faydası olmayacaktır. Çünkü
eğitim sistemimizin en büyük sorunu İslam'dan uzak hazırlanan
müfredattır. Yasada bu sorunları çözecek bir düzenleme var mı?
Kesinlikle hayır. Milletin büyük kısmı illa da kesintili olsun, Kuran
Kurslarının, hafızlığın, meslek liselerinin önünü açsın, diyordu.
Fakat böyle olmadı. İstenen değil istenmeyen şey oldu. Bu yeni
düzenleme 28 Şubat darbesinin kalbimizde ve hayatımızda açtığı
yaraları kapatabilecek midir? Eğitim sisteminin acil sorunlarını
çözebilecek midir? Reform olarak adlandırılan bu düzenlemenin eskiye
nazaran sağladığı kazançlar ya da faydalar nelerdir?
Yeni yasayla birlikte 28 Şubattan önce olduğu gibi temel eğitimi
bitiren bir öğrenci, isterse imam-hatip liselerinin orta kısmına veya
diğer meslek liselerinin orta kısımlarına kayıt yaptırabilecek mi?
İsterse öğretimine ara vererek, Kur'an kursuna, hafızlığa devam
edebilecek mi? Öğrenci bir-iki yıl ara verdikten sonra, yine istediği
okula, ikinci dört yıldan başlayarak devam edebilecek mi? Birinci dört
yıldan sonra açık öğretime devam edebilecek mi? Hayır. O halde millete
söyleyin bakalım bu yasa neden çıkarıldı? Eğitimin hangi sorununu
çözmüştür? Bu programı hazırlayanlar, Öğretmenlere hiç danışmamışlar
mı? Önceden olduğu gibi, eğitim sistemi bir kez daha deneme tahtasına
çevrilmiş bulunmaktadır. Bu değişikliği yapanların asıl amacı neydi?
Kamuoyunda meslek liselerinin önü açılacak, kuran eğitimi yasal hale
gelecek, zulüm ve haksızlık ortadan kaldırılacak diye bir beklenti
vardı.
Hâlbuki İkinci dört yılda açık öğretim yolu kapalı olduğu için
aslında hafızlık kurumuna ve kuran kurslarına 28 Şubata benzer bir
post modern eğitim darbesi vurulmuştur. Çünkü bir öğrenci Lise'yi
bitirmeden Kur'an Kursuna gidemeyecek, hafız olamayacaktır. İmam Hatip
ve diğer meslek liselerinin bünyesinde ortaokul kısmı açılmadan bu
soruna bir çözüm bulunmuş olamaz.
Şuurlu Öğretmenler Derneği Samsun Şubesi olarak Mevcut düzenleme
yasalaşırsa ikinci dört yılda meslek eğitimi seçmeli olacağı için,
imam hatip ve diğer meslek liseleri bünyesinde orta öğretim demek olan
ikinci dört yıl eğitimi yapılamayacağı için meslek eğitimin tüm
sorunlarıyla birlikte dondurulmuş olacağına inanıyoruz. Çünkü seçmeli
dersler öğretmen ve idarecilerin yönlendirmesiyle, ya da izin
vermesiyle mümkün olabilmektedir. Zaten artık hayata pembe gözlerle
bakmaya başlayan, bir takım romantik duyguları kabarmaya, hatta
evliliği bile düşünmeye başlayan bir gence meslek eğitimi verilebilir
mi? Bu mümkün değil. İyi niyetle de olsa asrı sadetten bu yana devam
edip gelen Kuran Eğitimini ve hafızlık müessesini yok edecek böyle bir
yasaya imza atanları ne millet, ne tarih, ne de Allah affedecektir.
