POLİSE Mİ YIKACAKLAR?
Gazeteci Seyhan Avşar, 22 Ekim 2024 günü saat 09.54’de X hesabından iki paylaşım yapmış. Yaptığı paylaşımlar şu şekilde:
- Yenidoğan çetesi operasyonuna ilişkin ÇOK ÖNEMLİ bir detayı açıklayacağım. Çete çökertelim derken yani teknik takip sırasında bebekler ölmüş. Bunu Adalet Bakanlığı'nda çok kritik bir isme dün sordum. Hatanın kollukta olduğunu söyleyerek, "Savcı kişileri anlık dinleyemez. Ama kolluk dinlemiş ve haber vermemiş. (1)
- Şayet kolluk bize ya da soruşturma savcısına bebeklerin ölmeye devam ettiğini söyleseydi Başsavcılık ara bir operasyon yapardı. Zaten olması gereken de buydu" diyor.
Bu sabah ise dosyadaki Ayaz bebeğin babası Erhan Karaduman'ı aradım. Bebeğinin Kasım 2023'te öldüğünü söyledi. Yani soruşturma devam ederken... (2)
Seyhan Hanım bu paylaşımları yaparken ve ‘’ÇOK ÖNEMLİ’’ bir detay olarak belirtirken nasıl bir ruh haliyle yazdı bilemem.
Ancak,
Bu kadar emin olarak yazdıysa eğer bazı konuları da aydınlığa kavuşturması gerekir.
‘’Bunu Adalet Bakanlığı’nda çok kritik bir isme sordum’’ derken, bu çok kritik isim kimdir?
Ve artık atamalarda liyakatin gözetilmediği devlet kademelerinde Adalet Bakanlığı’ndaki bu kritik ismin hukuk bildiği ne malum? Belki de CMK’yı hiç bilmeyen birisidir. (Böyle biri varsa tabii).
‘’Çete çökertelim derken yani teknik takip sırasında bebekler ölmüş’’ diye yazmış. Bu açıkça polisin görevi savsakladığı ve başına buyruk davrandığı anlamına gelir. Polisin nasıl çalışacağı kanun ve yönetmeliklerle zaten bellidir. Dolayısıyla polis, mevzuata aykırı bir iş yapamaz.
Daha da önemlisi, bu yazılanlardan, teknik takip esnasında kayda geçen sözlerin savcıya haber verilmediği anlamı çıkar.
‘’Şayet kolluk bize ya da soruşturma savcısına bebeklerin ölmeye devam ettiğini söyleseydi’’ diye de devam etmiş. Buradaki ‘’Bize’’ kelimesinden kasıt yine Adalet Bakanlığı’ndaki kritik isimdir. (Her kimse artık…)
Hanımefendinin bilmesi gereken bir husus var. O da şudur:
Polis, soruşturma yaparken edindiği bilgileri sadece soruşturma savcısı ile paylaşır. Savcıdan başka bir makamla paylaşmaz.
Türk Ceza Kanunu’nun Görevi kötüye kullanma başlıklı 257. maddesi şöyle der:
Görevi kötüye kullanma
‘’Madde 257 1- Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir menfaat sağlayan kamu görevlisi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
2- Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir menfaat sağlayan kamu görevlisi, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.’’ (3)
Yani, polis edindiği bilgileri yetkili savcıyla paylaşmaz ise suç işlemiş olur. Hiçbir polis böyle bir riski göze almaz.
Ayrıca,
Polis teşkilatı; ‘’Mehtap çocuğu öldür’’ diye bir sözü kayda alıp da bunu savcı ile paylaşmayacak kadar da vicdansız değildir.
Burada ister istemez şöyle bir soru akla geliyor: Ortada bu kadar cinayet varken, birileri aklanmaya çalışılıp, hedef mi saptırılmak isteniyor? Yenidoğan bebekleri katledenler görmezden gelinip, polis mi hedef gösteriliyor?
Hanımefendi X hesabından bu paylaşımları yapıp da suçlu arayacağına şu hususu göz önüne alarak yeniden bir durum değerlendirmesi yapsa iyi olur.
Bebekleri öldürenler polisler değil, ‘’Sağlık Sektörü’’ dür. Bu konuyla ilgili olarak sosyal medyada çok sayıda video var. İzlemenizi tavsiye ederim.
Hakan ÖZGEN
24 Ekim 2024
(1)https://x.com/seyhanavsar/status/1848618928093995387
(2)https://x.com/seyhanavsar/status/1848618931290009687
(3)https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuatmetin/1.5.5237.pdf