Hasta Hakları Aktivistleri Derneği Başkanı Orhan Demir, birçok özel hastanenin usulsüzlükten ceza aldığını, ancak kapatılan özel hastane olmadığını söyledi
Özel hastanelerde vatandaşın yaşadığı sorunların ele alındığı, Türkiye'nin sağlıklı yaşam televizyonu HTV'de yayınlanan "Enine Boyuna Sağlık Özel" programına katılan Hasta Hakları Aktivistleri Derneği Başkanı Orhan Demir, özel hastanelerde hasta haklarının ihlal edildiğini, özel hastanelerin sağlık üzerinden yüksek kar sağladıklarını ve hastaların çaresizliği ve bilgisizliği üzerinden rant elde ettiklerini söyledi. Avukat Cengiz Hortoğlu da hasta hakları davalarında artış olduğunu belirterek, hastaların hak arama özgürlüğünü kullanması gerektiğini bildirdi. Horoğlu, hak ihlali ya da tıbbi hata durumlarında şikayet için 6 aylık süre olduğunu, tazminat davası için de 5 yıllık yasal süre bulunduğunu bildirdi.
Özel Hastanelerde Hasta Hakları Konusu, HTV'de Masaya Yatırıldı
Enine Boyuna Sağlık Özel" programında bu hafta, özel hastanelerde hasta hakları ve fark ücretleri sorunu ele alındı. Uzman sağlık habercisi ve HTV İç Yapımlar Direktörü Sibel Güneş'in sunduğu programa, Hasta Hakları Aktivistleri Derneği Başkanı Orhan Demir ve Avukat Cengiz Hortoğlu katıldı. Programda, "özel hastanelerde hasta hakları ve fark ücretleri sorunu", "Vatandaş nelerden şikayet ediyor?" konuları değerlendirildi.
"Hastalar Haklarından Habersiz, Bunun İçin Özel Hastanelere Fazla Para Ödüyor"
Programda özel hastanelerde yaşanan sorunları ve vatandaşın şikayetlerini değerlendiren Hasta Hakları Aktivistleri Derneği Başkanı Orhan Demir, hastaların haklarından habersiz oldukları için özel hastanelere fazla para ödediğini ve hastaların haklarını bilmemesinin özel hastanelerin işini kolaylaştırdığını söyledi. Demir, özel hastanelerin, Sağlık Bakanlığı'nın belirlediği muayene ücretlerinin üzerinde ücret talep ettiğini, hatta ücret alınmaması gereken acil hastalardan bile ilaç ve tahlil adı altında yüksek paralar alındığını belirtti.
"SGK'ya Göre Muayenede En Fazla 42.60 TL Fark Alınabilir"
Orhan Demir bu konu hakkında; "Ekim ayında hazırladığımız raporda 1823 şikayetin yüzde 24 ü bu yönde? A sınıfı özel bir hastane kendisine ayakta müracaat eden bir hastaya, kardiyolojik muayene yapmışsa bile alabileceği en fazla ücret, katkı payı dahil 42.60 TL'dir. Bu durumda gösteriyor ki hastalar haklarını bilmiyor. Bunun farkında olan özel hastaneler de hastaların bilgisizliğini, mecburiyetini ve çaresizliğini kötüye kullanarak kendilerine haksız ve yersiz kazanç elde ediyor. Özel hastanelerde usulsüz bir şekilde yüzde 90'a varan fark ücretleri alınıyor." diye konuştu.
Hastaları dikkatli olmaları konusunda uyaran Demir, SGK'nın internet sitesinden fark ücretlerinin öğrenilebileceğini ve ayakta tedavinin şartları konusunda bilgi alınılabileceğini söyledi.
"Hastanın Ödeme Gücü Yoksa Para Talep Edilemez"
Özel hastanelerdeki tek sorunun fark ücretleri olmadığını vurgulayan Orhan Demir, özel hastanelerin acil servislerinde de hizmeti parayla sunduklarını belirtti.
Acil tanımında bir kargaşa yaşandığını ve öncelikle "acil halin" tanımını yapmak gerektiğini ifade eden Demir, "Acil hal; ani gelişen hastalık, kaza, yaralanma ve benzeri durumlarda, müdahale gerektiren, müdahale yapılmadığında hayatın veya sağlık bütünlüğünün kaybedilme riskinin doğacağı durum olarak kabul edilmektedir. Acil olarak özel, kamu veya üniversite hastanesine giden hastaların acil tıbbi müdahale ve tedavileri yapılırken hiçbir surette sosyal güvencesinin olup olmağı veya tedavi masraflarının nasıl karşılanacağı sorgulanmaz. Ödeme gücü yoksa para talep edilemez" diye konuştu.
Hasta Hakları Aktivistleri Derneği Başkanı Orhan Demir, birçok özel hastanenin usulsüzlükten ceza aldığını, ancak kapatılan özel hastane olmadığını sözlerine ekledi.
"Hastayı Bilgilendirmemek Doktora Yönelik Şiddeti Artırıyor"
Programda hasta hakları kavramını değerlendiren Avukat Cengiz Hortoğlu da hasta haklarının, hasta, doktor ve sağlık kuruluşu arasındaki ilişkileri düzenleyen bir ilkeler bütünü olarak düşünülmesi gerektiğini söyledi. Hasta haklarını; bilgi edinme, tıbbi bakım ve tedavi, aydınlatılmış onay, mahremiyet ve özel hayata saygı, tıbbi kayıtların saklanması ve başvuruda bulunma hakları olarak sıralayan Hortoğlu, son yıllarda hasta hakları kavramında değişiklik olduğunu ve hastaya nazik davranmanın da hasta hakları arasına girdiğini belirtti.
Aydınlatılmış onay hakkının önemine dikkat çeken Hortoğlu, "Hastaya ve yakınlarına detaylı ve aydınlatıcı bilgi verilmeli? Bunun yapılmaması hastanelerde doktora ve sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin artmasının da bir nedeni?" dedi.
"Hak İhlallerinde Şikayet İçin 6 ay, Tazminat Davası İçin 5 Yıl Süre Var"
Hasta hakları davalarında giderek artış olduğunu belirten Avukat Cengiz Hortoğlu, bu durumun hastaların hak arama özgürlüğünü kullanması açısından önemli olduğunu söyledi. Yanlış tedavi ve doktor hatası davalarında Türk Ceza Kanunu'na göre hüküm verildiğini, bu durumlar için ayrı bir yasa hazırlanması gerektiğini belirten Hortoğlu, doktorlar için de sorumluluk sigortasının zorunlu olmasını istedi. Hasta haklarının ihlal edilmesi durumunda SGK il müdürlüklerine şikayette bulunulabileceğini ifade eden Horoğlu, hak ihlali ya da tıbbi hata durumlarında şikayet için 6 aylık süre olduğunu, tazminat davası için de 5 yıllık yasal süre bulunduğunu bildirdi.
Hastanelerde değişmesi gereken birçok şey olduğunu da vurgulayan Avukat Cengiz Hortoğlu, bunları hastane tabelalarının Türkçe olması, özel hastanede ödenecek farkın hastanın görebileceği şekilde olması, hastanelerde sivil toplum kuruluşlarından temsilciler olması ve bazı hastalara psikolog eşlik olması olarak açıkladı.
"Durumu Kötüleşen Hastalar Devlet Hastanesine Yönlendiriliyor"
Uzman sağlık habercisi ve HTV İç Yapımlar Direktörü Sibel Güneş'in sunduğu "Enine Boyuna Sağlık Özel" programında, vatandaş görüşü de dile getirildi. Vatandaşlar, her hastanede fark ücretinin değiştiğini, farkların çok yüksek olduğunu, bazı özel hastanelerde fark ödemelerine rağmen saatlerce sıra beklediklerini dile getirdiler.
Programa telefonla katılan ve bir kamu hastanesinde çalıştığını ifade eden bir kişi de özel hastanelerin, performans puanlarının olumsuz etkilememesi için, durumu kötüleşen ve ölmek üzere olan hastaları devlet hastanesine yönlendirdiklerini söyledi.