Devlet Denetleme Kurumu, Turgut Özal'ın 19 yıl önceki ölümünü mercek altına aldı.
1993 yılındaki ani ölümüyle Türkiye'yi şoke eden ilk sivil Cumhurbaşkanı
Turgut Özal'ın son günleri inceleniyor. Cumhurbaşkanlığı Devlet
Denetleme Kurulu, şüpheli noktaların aydınlatılması için yedi kişilik
Bilimsel Heyet oluşturdu. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün onayıyla kurulan
heyette, kardiyoloji, farmakoloji, kimya, biyoloji, Adli Tıp gibi
alanlardan uzmanlar var. Özal Ailesi'nin dile getirdiği 'öldürüldü'
iddiasının gerçekliği araştırılıyor.
DDK halen tartışılmakta olan
Dink Raporu'nun ardından bu kez çalışmalarına daha önce başladığı
'Turgut Özal' dosyasına yoğunlaştı. Yaklaşık bir buçuk yıl önce start
alan çalışmada tempo son dönemde arttı. DDK'nın, sağlıklı bulgulara
ulaşmaya dönük 'destek' amacıyla oluşturduğu Bilimsel Heyet çok titiz
bir çalışma yürütüyor. Temel amaç, Özal'ın yaygın olarak bilindiği gibi
ani bir kalp krizi mi yoksa uzun süreli kimyasallara bağlı zehirlenme
veya bir başka suni yöntemin uygulanması sonucu mu öldüğü iddialarına
açıklık kazandırmak.
İLAÇLAR, MEYVE SUYU...
Özal'ın
kullandığı ilaçların listesi çıkarıldı. Günün hangi saatlerinde, hangi
sıklıkta aldığı; bu ilaçların teşhisi konulmuş rahatsızlıklara uygun
olup olmadığı; beslenme programıyla uyum ve etkileşimi incelikle
araştırılıyor. Heyet, Özal'ın ölümünden önce Houston'da geçirdiği
by-pass ameliyatı da dahil olmak üzere bütün sağlık raporları, tetkik ve
tahlilleri bir araya getirdi. Ölümünden bir gün önce sergi açtığı sanat
galerisinde kendisine ikram edilen meyve suyuyla ilgili iddialar ve iki
gün öncesinde döndüğü Orta Asya gezisindeki beslenme programı da bu
çalışmanın kapsamında.
SİMÜLE EDİLDİ
DDK,
Özal'ın vefat ettiği 17 Nisan 1993 gününün 'nasıl aktığı'nı da dakika
dakika simüle etti. O sırada yanında kimlerin olduğu; Köşk'te o sırada
görev yapan ve izinli olan personel, hastaneye götürülürken
yanındakiler, Hacettepe'de karşılayan, müdahale eden ekip, daha sonra
götürüldüğü GATA ekibi tek tek listelendi. Başta doktorları ve
güvenliğinden sorumlu kişiler olmak üzere, Ankara'da ve Türkiye'de
olanlarla görüşüldü. Bazı isimlerin emekli ya da yurtdışı görevde olduğu
saptanınca e-posta yoluyla iletişim kuruldu.
'KUŞKU' LİSTESİ DE VAR
Çalışma
sırasında DDK, Özal'ın öldüğü gün Köşk'te doktor ve hemşirenin izinli
olması, ambulansın çalıştırılamaması, müdahale ve sağlık yardım setinin
bulunamaması, vefatından sonra da kan örneğinin bulunamaması gibi tuhaf
ve eş zamanlı bir dizi aksiliği de mercek altına aldı. Ulaşılacak
sonuçlar; 'ölümde yabancı gizli servislerin parmağı olduğu' iddiaları
bakımından önem taşıyor.
MAYIS'TA AÇIKLANACAK
DDK,zaman zaman aynı konuda soruşturma yürüten Ankara Cumhuriyet
Başsavcılığı ile de bir araya gelerek tespitler üzerinden koordineli bir
çalışma yürütüyor. Her iki kurumun da bilgisine başvurduğu veya
ifadesini aldığı kişi sayısının 'yüzlerle' ifade edildiği öğrenildi.
Soruşturmalarda, 1988'deki suikast girişimiyle ilgili bağlantılar da
araştırılıyor. DDK'nın raporu bir ay içinde tamamlayacağı, çalışmanın
Mayısta Cumhurbaşkanı Gül'ün onayına sunabilecek duruma geleceği
öğrenildi. Özal'ın 'tarihin akışını değiştirdiği' söylenen ölümünü
irdeleyen bu rapor, sadece kriminal bir olay olarak değil; 'Zamansız
ölmese Kürt meselesini bitirecekti' tezi açısından da büyük bir önem
taşıyor.