Osmanlı'daki ticaret ahlakı böyleydi
Osmanlı tüccarının ahlakı
Bir gün yabancı bir kumaş taciri Osmanlı ülkesine gelerek bir kumaş imalathanesinin mallarını beğenip hepsini almak ister. Mal sahibi kumaş toplarını denklerken bir top kumaşı ayırır. Buna gören yabancı tacir, mal sahibinin bu hareketinin sebebini merak eder ve sorar:
Yabancı tacir: - Bu kumaş topunu ayırmanızın sebebini merak ettim? Osmanlı esnafı: - Onu sana veremem çünkü; bu kumaş topu kusurludur.
Yabancı tacir: - Ziyanı yok, önemli değil. Osmanlı esnafı o kumaş topunu vermemek de direterek: "Ben malımın kusurlu olduğunu size söyledim ve siz bunu biliyorsunuz. Fakat siz onu kendi memleketinizde satarken, müşterileriniz orada benim bunları size söylemiş olduğumu bilmeyeceklerdir.
Böylece de müşterilerinize kusurlu mal satmış olacağım. Neticede Osmanlı'nın gururu, şeref ve haysiyeti rencide olacak, bizi de hilekar sanacaklardır. Onun için bu kusurlu topu asla size veremem" diyerek kumaşı vermeyişinin sebebini izah eder ve yabancı taciri şaşkınlık içinde bırakır.