Araştırmcı - Tarihçi Eldar Uka
Demiri Bosnadan
- Kurşunu Selanikten
- Üretimi Prizrenden
Prizlenlilerin tüfekçiliği kimden öğrendiğine dair farklı görüşler vardır. Kimileri Debreli tüfek ustalarından , kimileri Yeniçerilerden , kimileride Araplardan öğrendiklerini iddia ederler. Fakat tüfeklerin yapılış şekline ve desenlerine bakılırsa Osmanlıdan alındığı anlaşılmaktadır.
Büyük ihtimalle Yeniçerilerin bu zanatla uğraşması nedeniyle yerli halkta bu zanata adım attı.
1689-1737 Osmanlı Avusturya harbinde bölgede silahlara (tüfeklere) ihtiyacın artması nedeniyle bu zanaatta zorunlu bir şekilde bu bölgede arttı.
Tüfekçiliğin gelişmiş olduğu İşkodranın`da etkisiyle Prizren bir tüfek fabrikasına döndü. Prizrenden, İpek ve Yakova bölgelerine yayılan tüfekçilik, zanaatın gelişmesinde büyük rol oynadı.
Bu dönemde, Adriyatik denizi güzergahı üzerinden Bosna ve Belgrada yapılan tüfek ticareti batıya ve balkanların hemen hemen her yerine tüfek ticaretini başlatmıştır. Özellikle metal endüstrisinin (Demirciliğin) Saraybosnada artmasıyla Prizren ve Saraybosna arasındaki ticaret hacmi artmıştır.
Bu bölgede tüfek üretiminin yararı yanında zararıda olmuştur.
İpek, Yakova, Gora gibi şehirlerde ulaşılması kolay olan tüfekler kan davalarına neden olmuştur. Bu nedenle Kosova valisi ve Prizren Mutasarrıfı Nazif Paşa, buraların önde gelen eşrafını 1864te Prizrende toplayarak akan kanın durdurulması için söz almıştır.
Kan davasının yaygın olduğu bölgelerde valilik tarafından Meclis-i Muvakkat kurulmuştur, bu meclis mahkeme hüviyeti olan, ne kadar kan davası varsa görüşüp karara bağlayacaktı , Kalkandelen, Priştine, Gilan gibi şehirlerde de meclis kurulmuş olmuştur.
XVIII YY`da Araplardan öğrenilen, Hint usulü namlusu ince, uzun ve çakmaklı tüfeklerin yapımına başlanmıştır.
Prizrende bulunan tüfekçiler sokağının isminin Dodan sokağı olarak değişmesinin sebebi, Debreli bir tüfek ustası olan Doda`nın yanında çalışan Goralı kalfaların bu sokakta artmasıdır. Ustalarına saygı göstermek için sokağın adı bu şekilde değişmiştir.
Prizren ve Kalkandelen silah yapan bir Dâr-üs-Sanâ'ası gibiydi. Bu bölge sadece Arnavutluğun değil Osmanlınında uzun süre silah ihtiyacını karşılayan şehirlerden, en tanınmışıydı.
Bu ustaların 1849 yılında İstanbula davet edildiği ve İstanbul dahil, Tekirdağ bölgesinde de zanaatlarını icra ettikleri bilinmektedir. XIX. YY`da Prizren`de yüzden fazla tüfekçi dükkanında üç metreye kadar varan silahlar üretiliyordu.
Tüfekler haricinde Prizren`de tabancalar da üretilmiştir. Ami Boué`ye göre bir yıl içinde Yakova ve İpek üzerinden İşkodraya, oradanda Anadoluya giden on bin adet tabanca olduğu söylenmektedir. Avusturya Sefiri, Balkan yarımadasının merkezi silah üretim yeri olarak Prizreni göstermektedir.
Prizren ve Kalkandelen`de Baston tipi silahlarda üretiliyordu. Baston tipi silahlar sapında yer alan düğme ile ateşlenen bir mekanizmaya sahipti.
Namluları Selanikten alınan silahların demiri Bosnada Foynica, Kreşova, Varoş gibi maden ocaklarından çıkan metalin işlenmesi ve inceden kalın kısma doğru spiral şekilde kalıplara sarılarak yapılmaktaydı.
Namlunun yapımı zahmetli ve tüfek yapımı kadar zordu. Namlu kıvılcımlana kadar ilk önce ısıtılır, sıcakken üzerine kum dökülürdü böylece namlunun yapımıda tamamlanırdı.
Tüfek ve tabancalar üzerindeki süslemeler kuyumcular tarafından yapılırdı ve sabuna benzer Moskov Tozuile temizlenip çam yada ceviz ağacı ile kundağı yapılır, yağlanır kuru bezle cila çekilir ve en son tekrar yağlanıp atışa hazır hale getirilirdi, tüfeklerin sadece süslemesi kuyumcular tarafından yapılırdı geri kalan tüm işçilik tüfek ustalarına aitti.
Uzun namlulu silahlardan ilk nesil olan iğneli tüfek ilk defa Prizrenli Adem usta tarafından yapılmıştır.
Hiç bilinmesede 1872 yılının Temmuz ayında Sultan Abdülazize bir haberle Prizzrenli ustanın icatları olan İğneli Tüfek ve fişeği tanıtmak üzere Harbiye Nezaretinde yüzbaşı olan Vehbi efendi görev almak istemiştir, bunun üzerine Sultan Abdülaziz bu Prizrenli ustayı devlet nişanıyla ödülendirmiştir.
Böylece Rumelide tüfek yapımının nasıl başladığı ve ne duruma geldiği anlaşılmaktadır.
Araştırmcı - Tarihçi Eldar Uka.