Suya rahmet ve azizlik sıfatları verilmiştir. Canlılara su vermek en büyük hizmet ve hayır kabul edilmiştir.
Osmanlı Çeşme Kültürü Osmanlı Medeniyetine Su Medeniyeti de denilmektedir. Su kanalları,Köprüler, maslaklar, hamamlar, çeşmeler inşa ederek insanın olduğu her köşeye suyu taşımışlardır.
Su Osmanlı’da sadece temel bir ihtiyaç değil,maddi ve manevi temizlik sembolü, sesinin dinginliği ile ruhları tedavi eden bir şifa vasıtası, insanın hatta canlının olduğu her yerde hayatın kendisi olmuştur.
Suya rahmet ve azizlik sıfatları verilmiştir. Canlılara su vermek en büyük hizmet ve hayır kabul edilmiştir.Hatta suyun bir çeşmeden daimi akışı ile hayır işleminin sürekli olacağı inancı her köşede bir çeşme hayratı yapılmasına vesile olmuştur. Osmanlı Devletinde hüküm süren hemen hemen her sultan, sadrazam,üst yönetici sosyal yaşantı ve mimaride önemli değere sahip çeşmeler yaptırmıştır.
Osmanlı Döneminde yerleşim yerlerine yapılan çeşmeleri dört ana grupta toplayabiliriz. 1.Meydan / İskele Çeşmeleri, 2.Köşe Çeşmeler, 3.Duvar / Cephe Çeşmeler, 4.Sütun Çeşmeler. Suyun çeşmelere kadar gelebilmesi için bentler, ızgaralar, havuzlar, su terazileri, künkler ve kemerler yapılmıştır. Bu muazzam tesislerin çalışması ve suyun düzenli olarak akması için bir teşkilat kurulmuştur.
Bu kadro, Su Nazırlığına bağlı olup emrinde çalışanlara su verirdi. Su yolcuları teşkilatı, Kanuni Sultan Süleyman zamanında kurulmuştu.Bunların özel bir ocağı vardı. Görevleri babadan oğla geçerdi. Şehrin her bölgesinde ayrı su yolcuları vardı. Ellerinde geniş yol haritası bulunan bu görevliler kaçak su alınmasına engel olurdular. Su yolcuları kendi bölgelerinde bulunan ev ve hamamlardan aylık ve onarım parası alırlardı.
Çeşmelerden evlere saka adı verilen kimseler su taşırdı. Bunlar yayık şeklinde deriden yapılmış kırbalara su doldurup omuzlarında taşırlardı. Kaç-göç zamanı olduğundan, yabancı bir adamın eve alınmaması için her evin önünde “saka deliği” denilen taştan küçük bir teknecik bulunurdu. Sakalar getirdikleri suyu evin içine girmeksizin bu tekneye boşaltırlar ve bu su, su tekneciğine bağlı bulunan bir borudan avludaki küplere dolardı. Osmanlılar’da batıya nazaran ayrı bir güzellik taşıyan ve fevkalade gelişmiş olan çeşme sanatı ve mimarisinin çok nefis örnekleri günümüze kadar gelebilmiştir.
Osmanlı’da özellikle kent içi su tesislerinin yapımının hızlandığı 16yy. dan dan sonra çok sayıda çeşme inşa edilmiştir. Ana kaynaklardan künklerle saraylara, konaklara ve halka ait konutlara özel su dağıtımı sağlanmıştır ve hemen hemen her sokakta bir ya da birkaç tane olmak üzere yüzlerce çeşme, hayır yapısı olarak kullanıma açılmıştır. Osmanlı çeşmelerinin çoğu kitabelidir. Prizrende 1875 yılına ait olan salnamesine göre şehirde 130 çeşme varolduğunu kaydedilmiştir. Günümüzde ise Prizren şehrinin sokaklarında ve meydanında kalan çeşmeler şunlardır...
-Binnaşı Çeşmesi -Altı ayak çeşmesi -Sinan Paşa ceşmesi -Şadırvan çeşmesi -Kör Ağa çeşmesi -Esma hatun çeşmesi -belediye önü çeşmesi...
Tarihçi-Yazar: Eldar Uka 12 mart 2022, Prizren.
Eline kalemine saglık kardeşim.Bizleri aydınlattıgın bilgiler için teşekkürler.Konyadan selamlar