Öğrenci velileri çocuklarına kırtasiye malzemeleri almaya başladı.
Ancak!
Kırtasiye malzemelerinin üzerinde kültürümüzle hiç bir bağı olmayan şekiller yerini koruyor.
Çantalar, kalemler, defterler...
Bütün bunlar çocuklarımızın kendileriyle sıkı bağ kurdukları gereçler.
Böyle olduğu için de emperyalist güçler bunu es geçmiyor.
Kendi ideolojilerine ait ne varsa her birinin tasarımını ustaca yaparak algı oluşturuyorlar.
İster farkında olun isterse olmayın.
Körpecik beyinler işte böyle yıkanmaya başlanıyor.
Bizden olmayan Milli Kültürümüze yabancı ne varsa hepsine sempati ile yaklaşmaya başlıyorlar.
Onları bugün olduğu gibi gelecekte de tehlike olarak görmüyorlar.
Zira dünyayı tanımaya başladıkları ilk günden kurdukları empati buna müsaade etmiyor.
Daha sonra siz milli şuur üzerine ne söylerseniz söyleyin. Kolay kolay fayda vermiyor.
Bu gerçekleri masum görmek mümkün değildir.
Devam edelim:
Okul içi eğitim ve kültür gösterilerinde de durumun pek değişmediği görülüyor.
Batı dünyasının oluşturduğu sanal kahramanlar gerçek kahramanmış gibi gösteriliyor.
Sahnelerde kimi pamuk prenses, kimi Ployanna, kimi heidi, kimi yedi cücelerden birisi ,
kimi kral kimi kraliçe oluyor.
Yani bu roller basit bir şeymiş gibi veriliyor.
Bakıyorsunuz yine bizim milli kültürümüzle ilgili herhangi bir şey yok.
Bugün yaşadığımız dünyada sanki kötülükler batıdan gelmiyormuş gibi bir imaj ortaya konuluyor.
Bir milletin kendi kültürüne bu kadar soğuk ve ilgisiz kalmasının ardında ciddi ihmalkarlıklar vardır.
Ve...
Bu tahrip bu ihmalkarlık bu kırılmalar daha çocuk yaşta başlıyor.
Hatta ana okullarında...
Dikkat hem de pür dikkat!