Neye evet neye hayır!
Menfaati varsa evet, yoksa hayır.
Kendisi işin içinde varsa her şey var yoksa hiçbir şey yok.
Hastalık derecesinde ego sahibi olanlar böyle yapıyor.
Kendi göllerini okyanus sanıyor.
Gölde yelkenlilerin barınamayacağını göremeyecek kadar kör ve hakikati duyamayacak kadar sağırlar.
Her şeyi para gözüyle görüyorlar.
Böylelerinin felsefesinde paran varsa her şeyi satın alabilirsin.
Hatta kendilerini bile.
Kendilerinde değiller de ondan.
Bir söz var hırsız seni öperse dişlerine dikkat et der.
İçeresinde altın olanlar çalınmış olabilir.
Bazıları evet derse dikkat edin orada bir hayır, hayır derlerse kocaman bir evet vardır.
Zira bunlar fikrini vicdanını satmış kendileri olmaktan çıkmış zavallılardır.
Çok şükür ki böylelerinin ipliği pazara çıkmış durumda.
Kimse bunlara inanmıyor.
Hatta kendileri bile inanmıyor.
Samimiyet kaybolunca niyetle işe yaramıyor.
Niyetler bozuk olunca samimiyetler de bozuluyor.
Başkasının borusunu öttürenler seslerini kendileri belirleyemezler.
Kimin sazını eline alırsanız onun notalarıyla çalmak zorunda kalırsınız.
Size akort yapma yetkisi vermezler.
Böylece hür ve özgür gibi kelimelerden söz edemezsiniz.
Etseniz bile kendinizi kandırırsınız.
Menfaatperestlik insanı ve dolayısıyla toplumu köleliğe sürükler.
Tarih bunun örnekleriyle doludur.
Söz konusu Din devlet bayrak millet olunca kendisinden geçen ve orada yerini alan anlayışa ihtiyaç var.
Menfaat ve çıkarı sarsıldığında gemiyi terk eden farelere değil.
Üstelik fareler eskisi gibi değiller.
Kolayca tanıyabiliyorsunuz. Hatta yaka kartlarıyla dolaşıyorlar.
