NASİHAT
Hepimizin bazen nasihat vereceği tutar. Muhatabımıza kendimizce doğruları anlatır, yol göstermeye çalışırız. Bunu bende yapıyorum açıkçası. Nasihate hepimizin ihtiyacı var. İçinden çıkmakta zorlandığımız durumlarda başkalarının fikirlerine, tecrübelerine ihtiyaç duyarız bazen.
Vermesi kolay, anlaması ve algılaması çok zor ve uzun olan bir kavram nasihat.
Oysa çağı aşan tavsiyeler vardır. Hala kulaktan kulağa dilden dile varlığını koruyan. Ve hala yol gösteren nasihatler.
Yusuf Has Has Hacib; Kutadgu Bilig adlı eserinde; günümüzden 900 yıl önce ibret alınması gereken; her biri altın değerinde olan şu güzel sözleri söylemiş:
-Söz ağızda iken sahibinin esiridir, ağızdan çıktıktan sonra sahibi onun esirdir.
-Öfke ve gazapla işe yaklaşma; eğer yaklaşırsan, ömrü heder edersin.
-İnsanların seçkini insanlığa faydalı olan insandır. Halk nazarında muteber kimse, merhametli olan insandır.
-İnsanı dil kıymetlendirir ve insan onunla saadet bulur. İnsanı dil kıymetten düşürür ve insanın dili yüzünden başı gider.
-İnsan, binlerce yaşasa, arzu ettiği şeylere kavuşsa bile, yine dileği bitmez.
-İnsan süsü, yüz; yüzün süsü, göz; aklın süsü, dil; dilin süsü, sözdür.
-İnen yükselir, yükselen iner, parlayan söner ve yükselen durur.
-Çok dinle fakat az konuş. Sözü akıl ile söyle ve bilgi ile süsle.
-Akıl bir meşaledir; kör için göz, ölü vücut için can, dilsiz için sözdür.
-İnsan nadir değil, insanlık nadirdir. İnsan az değil, doğruluk azdır.
-Ey nimet sahibi olan kimse, şükret. Şükredene Tanrı nimetini artırır.
-Bak, doğan ölür; ondan, eser olarak, söz kalır; sözünü iyi söyle! ölümsüz olursun.
-Akıl senin için iyi ve yeminli bir dosttur. Bilgi senin için çok merhametli bir kardeştir.
Bu toprakların yetiştirdiği en önemli ilim ve fikir insanlarından olan, samsun Çarşamba doğumlu Ord. Prf. Dr. Ali Fuat Başgil'in “Gençlerle Başbaşa” isimli sayfa sayısı az ancak etkisi ve tesiri çağlar boyu devam edecek eserindeki nasihatler ise günümüz gençlerine ışık tutacak birer aydınlık yol gösterici adeta:
-Çalışmak için müsait vakit ve saat bekleme. Bil ki her gün, her saat çalışmanın en uygun zamanıdır.
-Çalışmak için müsait yer ve köşe arama. Bil ki her yer, her köşe çalışmanın en uygun yeridir.
-Çalışmaya oturduğun zaman tıpkı ateş hattında düşmanı gözleyen bir asker gibi uyanık ol ve dikkat kesil; bütün ruhi, bedeni kuvvetinle kendini işine ver.
-Devamlı ritmik çalış. Her gün aynı saatlerde mutlaka çalışmaya otur.
-Düşünen insan, maden kuyusunda kazma sallayan işçiden daha çok çalışır. Fikri çalışmalar için günde, devamlı olarak aynı vakitte, 2-3 saat yeter. İbn-i Sina 'Katb-u Şifa' adlı eserini günde iki saat çalışarak yazmıştır.
-Çalışmayı uzun ara vererek terk etme. Her günün derdi ve işi ayrıdır.
-Bir eseri ne kadar tamamlarsan (bitirirsen), ondan istifade o kadar fazla olur. Bir günde ve bir zamanda yapman gereken işi ertesi güne bırakma. Zira her günün derdi de, işi de kendine yeter.
-Her gün bir eserden yüksek sesle beş-on sayfa oku. Bu sayede konuşma ve söz söyleme kabiliyetin artar. Bu sayede konuşma ve söz söyleme kabiliyetin artar. Bir hitabı, dersi iyice öğrendikten sonra, kitabı kapayıp neler öğrendiğini gözden geçir. Daha sonra bunları not et. Dikkat et: Sözlerin ve yazıların kısa, açık ve manalı olsun.
-Rastladığın edebi, güzel yazıları ezberle. Bu sayede hem kelime ve ifade hazinen zenginleşir, hem de hafızan kuvvetlenir. Bir konu ve mesele hakkında bir yazı veya eser yazmaya karar verdiğinde, önce bu konu üzerinde yazılmış diğer bir eser oku.
- Sıradan bir kimse zamanı nasıl harcayacağını düşünür. Akıllı insan ise zamanı nasıl değerlendireceğini düşünür. Zira kaybedilen bir saniyeyi dünyanın bütün hazineleri getiremez.
-Gece yatağına uzandığın zaman, o gün ne yaptığını ve yarın ne yapacağını kendine sormadan uyuma.
-Çalışmaya oturduğun zaman, tıpkı ateş hattından düşman gözleyen asker gibi uyanık ol ve dikkat kesil.
-Gene bil ki, çalışma sevgisi güçlükleri yenmekten doğar ve kuvvetlenir. Güçlüğü yenmekten hâsıl olan manevi zevk eşsizdir. Emin ol ki, harpte zafer yılmayanındır. Sebat önünde güçlükler erir ve imkânsız görünen mümkün olur.
-İşinde rastladığın güçlüğü evvela parçalara ayır. Her parçayı birer birer sırayla yen. Mesela bir dersi en basit elemanlarına; kısım, fasıl ve bahislere ayır. Sırayla her bahsi iyice noksansız öğrenip anlamadan, diğer fasıla geçme. Yani attığın adımı iyice basmadan, diğerini atma.
-Hasta ve yorgun değilsen tatil aylarında bile yavaş ve az da olsa çalış. Ta ki çalışma ihtiyacın körlenmesin ve tekrar çalışmaya koyulmak için zahmet çekmeyesin. Dinlenme bakanesiyle asla boş durma. Boş oturmanın içi, işlemeyen demir gibi, pas tutar.
-Bir işi yapmaya koyulduğunda telaşlanıp sabırsızlanma. Sakin ve metin ol. Yol al, fakat acele etme. Sindirerek çalış ve öğren. İşinde ve dersinde herhangi bir fikir ve noktayı ihmal edip geçme. Küçük ihmalden bazen büyük zararlar doğduğunu unutma.
-En yeni fikirler, eski fikirlerin elbise giymiş halleridir.
-Kişinin kıymeti dilinin altında ve kaleminin ucunda gizlidir.
Sana bir nasihatim var cümlesi belki de günümüz gençlerinin pek duymak istemeyecekleri sözlerden. Biraz sevimsiz, özgürlükleri kısıtlayıcı gibi gözükse de acı olan ilacın bizleri iyileştirmesi gibidir nasihatler.
Yusuf Has Has Hacib’in ve Ali Fuat Başgil’in sizlerle paylaştığım öğütlerini ilk önce kendime sonrada gençlere tavsiye ediyorum.