Yaklaşık bir hafta boyunca biz Samsunlu kitapseverlere adeta bir bayram yaşatan Karadeniz 2. Kitap Fuarı dün itibari ile maalesef sona erdi.
Yaklaşık bir hafta boyunca biz Samsunlu kitapseverlere adeta bir bayram yaşatan Karadeniz 2. Kitap Fuarı dün itibari ile maalesef sona erdi.
Böylesine önemli bir organizasyonun bitişi ne kadar üzücüyse, Samsunluların fuara gösterdiği muhteşem ilgi de bir o kadar sevindirici.
Gözlemlediğim kadarıyla - yine ufak tefek sıkıntılar olsa da - tüm kurumlar özellikle de okullar bu kez fuar için hazırlıklıydı. Geçen sene müze gezmeye gelir gibi cepleri bomboş ve apar topar fuara getirilen öğrenciler bu kez daha bilinçli geldikleri fuarın keyfini yaşadılar. Kimileri ilk kez kitap aldı kimileri ilk kez bir yazarla tanıştı belki de.
Geçen sene kendisi Kırım'dayken - ve henüz eşim değilken - "bak bizim kitap fuarımız var" diye fuardan gönderdiğim fotoğraflarla Samsun'a gelesini fena halde artırdığım eşim Elvina ile birlikte ilk günden itibaren hemen hemen her gün fuardaydık.
Aldığımız ve babam görmeden eve sokmakta bir hayli zorlandığımız onlarca kitabın yanında, kitaplar kadar güzel o kadar şey yaşadık ki saymakla bitmez.
Fuarın ilk günü Emre Kongar hocayla tanışıp, kendisinin isteğiyle yaptığım çeviriyle onun Hocaefendinin Sandukası kitabındaki Giftos Karpantiye isimli karakterin İhsan Doğramacı olduğunu anlatmasına yardımcı olmak ; eşimin Kırımlı olduğunu duyan, büyük usta Rıfat Ilgaz'ın oğlu yazar Aydın Ilgaz'dan Kırımlı olan dedesinin Sevastopol'den Bartın'a geliş hikayesini dinlemek ömür boyu unutmayacağımız anılar olarak hafızamıza kazındı.
Çarşamba günü ise benim için yeri çok ayrı olan bir başka hocanın bir başka ustanın yanındaydık.
Daha 17 yaşındayken tanışmamla, düşünce dünyama bambaşka bir boyut kazandıran, içime kitap sevgisini düşürerek yaşıma göre hatırı sayılır bir kütüphaneye sahip oluşumun ilk kıvılcımını ateşleyen, o günden beri beni her zaman destekleyip yüreklendiren öğrencisi olmaktan gurur duyduğum değerli hocam Refik Baskın'ın yazmış olduğu bütün kitaplara - hatta kimseyi kıskandırmamak için yaptığı jesti söylemiyorum - onun imzasıyla sahip oldum.
"Senden de bir kitap bekliyorum" dedi hocam bana gözlerindeki inançla. Nasıl mutlu oldum anlatamam. Ustasının ona sevgi kadar saygı da duyduğunu görmek bir çırağın hissedebileceği en güzel duygulardan biri.
Benim için fuarın en güzel taraflarından biri ise, birbirimizi sosyal medya ve yazdığımız yazılardan tanıdığımız bir çok Samsunlu yazar ile ilk kez yüz yüze görüşüp muhabbet etme fırsatı oldu.
18-19 yaşlarındayken, soyadlarımızın aynı olmasından cesaret alarak "ben de yazar olmak istiyorum!" mail yağmurlarımla kendisini bir hayli bunalttığım fakat her soruma sabırla cevap veren ve ilk köşe yazarlığı deneyimim Samsunili.net sitesinde benim de yazılar yazmama yardımcı olan Samsun yazı dünyasının en tecrübeli kalemlerinden Ahmet Seven ile ilk kez bir araya geldik.
Kendisinin ve Samsunlu yazarlar Akın Üner, Uğur Dede ve Mehmet Yılmaz'ın düzenlediği, benim de geçen haftaki yazımda bahsettiğim "Kitaplarda Samsun" paneli ise oldukça kaliteli hem de Samsunsal açıdan doyurucuydu.
Kitaplarda Samsun ve Mehmet Yılmaz demişken, kitaplar, Samsun ve tabi ki Kırım vesilesiyle başlayan dostluğumuz boyunca bana her fırsatta ağabeylik eden, tanıştığımız bu kısa sürede kendisinden hem kitaplar hem de insanlık namına çok şey öğrendiğim, kitap fuarında da her zaman olduğu gibi birlikte zaman geçirmekten çok büyük keyif aldığım Mehmet Yılmaz'a büyük bir teşekkür etmeden geçemem.
Velhasıl kelam, bir hafta boyunca Tüyap'ı dolup taşıran hemşerilerimiz bu organizasyonu hak ettiğini sonuna kadar gösterdiğine göre, yetkililere de bu muhteşem şöleni uzun yıllar şehrimizle buluşturmak düşer.
Yaşasın kitaplar! Yaşasın Samsun!
Saygılar!
HALK GAZETESİ