Sırrı Süreyya, Kobani olaylarında ölümlerin meydana gelmesine ilişkin ise, 'Biz insan hayatı söz konusu olduğunda asker mi, polis mi, vatandaş mı olduğuna bakacak kadar ciğersiz değiliz' dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun çözüm süreciyle ilgili "HDP siyasi parti gibi davranırsa muhatap olmaya devam eder" açıklamasına Sırrı Süreyya Önder'den cevap geldi.
Davutoğlu'nun HDP üzerinden mecbur bırakma diliyle ahkam kestiğini savunan Önder, "O dil baldıran zehiri saçmaya devam ediyor." dedi.
Sırrı Süreyya devamında, kendi çizgilerinde siyaset yapanların diz kapaklarının toprağa değmediğini söylerken, kimsenin kendilerine diz çöktürme sevdasına düşmemesi gerektiğini ifade etti.
Birçok kritik aşamadan geçtiklerini anlatan Önder, bunun aksine Kobani sürecinde hükümetin inisiyatif kaybettiğini iddia etti.
Önder ayrıca, HDP'nin bu süreçte hükümete ortaklık teklifinde bulunduğunu açıkladı. Fakat, Kobani'de katliamın sürdüğü sırada kolluk kuvvetlerinin sınıra gidenlere gazla karşılık verdiğini söyleyerek, "Bizi neden uzaklaştırıyorlar" sorusunun gündeme geldiğini belirtti.
Bunun üzerine bir çağrı yapıldığını ve bunda demokrasi dışı bir usül, niyet veya ima olmadığını savunan HDP'li vekil, aynısını 1 Kasım'da da tekrarladıklarını fakat olay çıkmadığını söyledi.
Önder'in, 1 Kasım'da yurt genelinde yapılan Kobani'ye destek eylemlerinde olayların çıkmamasının nedeni olarak, "1 Kasım'da demokratik dikkatimiz ve halkın basireti devreye girdiği için hükümet ya da derin güçler provokasyona ortam bulamadılar. 1 Kasım'da devlet yoktu, gördük ki devlet olmayınca provokasyon da olmuyormuş."ifadeleri dikkat çekti.
Sırrı Süreyya, Kobani olaylarında ölümlerin meydana gelmesine ilişkin ise, "Biz insan hayatı söz konusu olduğunda asker mi, polis mi, vatandaş mı olduğuna bakacak kadar ciğersiz değiliz." dedi.
Bu konuda kimsenin kendilerine vicdan dersi veremeyeceğini savunan Önder, "Hiçbir ferdimiz yok ki hapis yatmamış, ailesinden biri faili meçhule kurban gitmemiş olsun"şeklinde konuştu.
Önder devamında şunları söyledi:
"Kobani olaylarını araştıralım; barışın kilidi orada yatıyor çünkü. (...) Sorumluluğumuz varsa almaya hazırız. Barış için üzerimize ne düşüyorsa fazlasıyla yaptığımızı, yapmaya da hazır olduğumuzu dünya kamuoyu önünde ifade ediyoruz.
En çok kamu düzeni bozulduğu, tehdit altında olduğu zaman görüşmeye ihtiyaç var. Her şey güllük gülistanlıkken niye görüşecekmişiz? Sayın Öcalan'a saygısızlık etmeyi aklınızdan bile geçirmeyin. Biz bu tehdit dilinin nereye varacağını bilmeyecek kadar cahil değiliz.
Çözüm süreci devam ediyor, her koşulda da devam edecek çünkü Türkiye bu çözüme inandı ve güvendi. Bu hükümeti de bizi de aşıyor.Bu meselenin bir seçim hesabını daha kaldırabilecek bir yapısı kalmadı."