KAYBEDENLERİN HİKAYESİ DAHA ÇOKTUR
Fakirler üzerine anlatılan yüzlerce teselli hikâyelerine rastlayabilirsiniz.
Ancak zenginlere dair birkaç hikâyenin ötesinde herhangi bir şeye rastlayamazsınız.
İnsanoğlu kaybettiği şeyler hakkında kendini ikna etme yönünde maharet sahibidir.
Yazılar sözler hatta kitaplar yazar.
Bunu dostlarıyla paylaşır, tartışır, haklı olduğunu ispat edebilmek için gerekirse savaşır.
Meseleyi öyle duruma getirir ki zengin bile sonunda fakir olmaya karar verir.
Elinden gelse yoksul kalmayı mukaddes duruma getirecek.
Bütün bu gayretlerini müspet yönde kullansa yani enerjisini ikna anlamında zayi etmeseydi daha faydalı olacaktı.
Kumarda kaybeden bile bunun üzerine uzun uzun konuşmalar yapabilir.
Kazananların kazançlı çıkanların hikâyesine çok az rastlarken kaybedenlerin adım başı hikâyeleriyle karşı karşıya kalırsınız.
Bu insanoğlunun vazgeçemediği zaafları arasındadır.
Hâlbuki varlıklı olup o varlığı doğru yönde kullanmak yoksulluktan bin kere evladır.
Hint fakiri felsefesiyle hareket edip ömür boyu kendilerine eziyet çektirmek ne zamandan beri sevaplar arasına girmiş bulunuyor?
Takdiri ilahi deyince akan sular durur.
Ancak hatalardan kaynaklı kayıplar insanın kendi kusur hanesine yazılmalıdır.
Mücadelesini vermediğiniz işin getirdiği başarısızlığı Takdiri İlahide değil kişinin iradesizliğinde aranmalıdır.
Çalışana çalıştığının karşılığı vardır.
Amenna.