İnsanlar ne tuhaf. Göreve gelince ayrı, görev dışında ayrı karakter çiziyorlar. Aslında kendilerini çiziyorlar. İkisi arasındaki karakter değişimi şahsiyet bozukluğudur.
KARAKTER ÜZERİNE
İnsanlar ne tuhaf. Göreve gelince ayrı, görev dışında ayrı karakter çiziyorlar.
Aslında kendilerini çiziyorlar. İkisi arasındaki karakter değişimi şahsiyet bozukluğudur.
Koltuğun üzerine çıkıp nefislerinin altında paspas olmak acizliklerinin eseridir.
Liyakatin olmadığı yerde hakikat yerlerde sürünür.
Karakterin oturmadığı bir beden et kemik yığınıdır.
Menfaatlerini elde edinceye kadar koyun masumiyeti ile hareket edenler, istediklerini elde edince çakallaşmaya başlıyor.
Hikâye güzel anlatır:
Mevlana ile arkadaşları yolda yürürken birkaç köpeğin birbirleriyle dostane oynadıklarını görürler. İçlerinden birisi bunlar ne güzel kardeşlik sergiliyor deyince Mevlana: Aralarına bir kemik atında öyle görün siz onları der.
Bir kemikle kimlik değişir demek ister.
Yani çıkarlar dostlukları bozar diyor.
Keşke insan denilen kıymetli varlık menfaatlerine kurban gitmeseydi.
Hayatta ne koyun olsun ne de çakallaşsın.
Yani insan olsun yeter.
Bulundukları yeri koz olarak kullanmak şahsiyetsizlik ve karaktersizliktir.
Buna koltuklarının arkasına sığınarak onun ensesinden ateş etmek denir.
Ancak o kurşun seker sahibine döner.
Nefis gözüyle görüp buna göre hareket etmek bumeranga benzer.
Karaktersizlik edep yoksunluğudur.
Nefse mahkûm olmanın belirtisidir.
Az öncede ifade ettiğim gibi: Bu vasıfsızlar üstlerinin önünde koyun astlarına çakal kesilirler.
Su altından saman yürütürler.
Yalanlarını döktükleri timsah gözyaşları ile yıkamaya kalkışırlar.
Sinsidirler.
İki yüzlüdürler.
Kendilerini su yüzünde tutmak için etraflarındakini boğmaktan çekinmezler.
Böylelerini iyi anlamak gerekir.