KANDİL GECELERİ
Bugün Mevlid Kandili. Sözde Hz. Peygamber’in doğum günü. Ne zaman doğduğu tam olarak bilinmeyen Hz. Peygamberin doğduğu günü kutlamak için insanlar bu akşam camileri dolduracak ya da gece boyunca ibadetle geçirecekler.
Osmanlı padişahı II. Selim döneminde (1566-1574) camiler aydınlatılıp minarelerde kandiller yakılarak kutlandığı için bu gecelere kandil geceleri denilmiştir.(1)
Sadece Mevlid Kandili olarak değil, Regaib, Miraç, Berat ve Kadir Gecelerini de ibadetle geçirmek adet oldu (Kadir Gecesi’ni diğerlerinden ayrı tutuyorum. Çünkü Kadir Gecesi’nin varlığı Kur’an’da sabittir ve uygulaması da bir geceden ibaret değil birkaç geceyi kapsayacak şekildedir).
Mevlid Kandili
Hz. Peygamber’in sağlığında onun doğum yıl dönümü kutlanmadığı gibi Hulefâ-yi Râşidîn (Dört Halife) dönemiyle Emevî ve Abbasî devirlerinde de mevlid ile ilgili bir uygulamaya rastlanmamıştır.
Mısır’da Şii Fatımî Devleti kurulunca, soyundan geldiklerini söyledikleri Hz. Peygamber’in doğum yıl dönümü Muiz-Lidînillâh döneminden (Miladî 972 - 975) itibaren resmen kutlanmaya başlanmıştır.(2)
Fatımîler neden vefatından 340 sene sonra Hz. Peygamber’in doğum gününü kutlamak gibi bir çabanın içine girmişler acaba?
Çünkü Fatımîler zamanında Hz. Peygamber’in doğum yıl dönümünün kutlanması dinî hassasiyet yanında siyasî meşruiyet açısından önem taşıyordu. Devlet olarak varlıklarını diğer devletlere daha kolay kabul ettirebilmek için böyle bir yola başvurmuş olmaları muhtemeldir.
Regaib Kandili
Hz. Peygamberin Regaib gecesinde ana rahmine düştüğü, recep ayının ilk Perşembe günü oruç tutup gecesinde Regaib namazı adıyla bir namaz kılmanın sevap olduğu ve bu gecenin birçok faziletinin bulunduğu yönündeki rivayetlerin asılsız olduğu hadis âlimlerince belirtilmiştir.
Regaib Gecesi’nin ilk defa kandil olarak kutlanması Kudüs’te 1056(448) yılında, Bağdat’ta 1087(480) yılında olmuştur.
İslam âlimlerinin büyük bir kısmı Hz. Peygamber, sahâbe ve tâbiîn dönemlerinde Regaib kandilinin bilinmediğini, kandil geceleri kutlanmasının ‘’Diğer dinlerin tesiriyle’’ ortaya çıktığını belirtmişlerdir.(3)
Berat Kandili
Allah’ın affı ve bağışlaması ile günah yükünden kurtulacağı umularak bu geceye Berat gecesi denmiştir. Berat gecesi Müslümanlarca kutsal sayılmış, bu gecenin diğer gecelerden farklı bir şekilde geçirilmesi, bu gecede daha fazla ibadet edilmesi âdet halini almıştır.
Ancak eserlerinde Berat gecesi ile ilgili hadislere yer veren Tirmizî ve İbn-i Mâce, bunların sened yönünden zayıf olduklarını da işaret etmektedirler.(4)
Miraç Kandili
Miraç kelimesi, terim olarak Hz. Peygamberin göğe yükselişini ve Allah katına yükselişini ifade eder. Olay Hz. Peygamberin Mescid-i Harâm'dan Mescid-i Aksâ'ya gidişi ve oradan da göğe yükselişi şeklinde olmuştur.(5)
Kandil gecelerinden Regaib ile Berat’ın kutsallığı kesin olmadığı gibi bu gecelerde ifa edilecek ibadetler hakkında kaynaklarda sahih bilgilere rastlanmamıştır. Hz. Peygamberin doğum günü meçhul olduğundan bugüne atfen Mevlid kandili adı altında kutlama yapmak ne derece doğrudur? Miraç hadisesi hem naslarda hem de tarihi kayıtlarda sabittir.
Ancak bu olaylarla bağlantılı olarak kaynaklarda gerek Resûlullah gerekse sahabe döneminde kutlama niteliğinde herhangi bir etkinliğe rastlanmamıştır.(6)
Bu durumda, doğruluğu şüpheli olan ve uydurulan rivayetlere dayanarak bu geceleri kandil adı altında kutlamak ve kutlanmasını da teşvik etmek ne derece doğrudur?
Kıymetli okurlar, kimin nasıl ibadet edeceğine bir sözüm yok. Sonuçta kandil gecelerinde özel bir ibadet şekli olduğuna dair bir bilgi olmamasına rağmen, bu gecelerde ibadete engel bir durum da yoktur.
Ancak şu hususu özellikle belirtmek gerekir ki; bu gecelerde yapılan ibadetler, nafile ibadet hükmünde olacaktır.
Ama bizim için aslolan farz ibadetlerini yerine getirme yükümlülüğüdür. Bunun için nafile ibadetler de ifa etmekle beraber, farz olan ibadetleri yerine getirmek önceliğimiz olmalıdır.
Meselâ herhangi bir kandil gecesi mevlid programı var diye camiye koşan bir Müslüman, sadece yatsı namazı kılmış oluyor ama o günkü kılması farz olan vakit namazlarını kılmıyor.
Hemen hemen her kandil gecesinde camilerde mevlid programları düzenlenir, cemaat camilere koşar, camiden çıkınca da yine evinde ibadete devam eder.
Niye?
Çünkü günahları affolacak da ondan. Tamam da sen sadece kandil gecesini nafile ibadetle geçirdin, ifa etmediğin farzları ne yapacaksın?
Nedense dînî konularda otorite olanlardan da bu konuda açıklamalar duyamıyoruz. Kandil gecelerinde Müslümanları camilere çağıranlar, ibadete teşvik edenler, nedense esas kurtuluşun farzları yerine getirmekten geçeceğini söylemiyorlar.
İşte bu konuda nafile ibadetlerin teşvik edilip, farzların ehemmiyetinin görmezden gelinmesi ve ibadetlerin kandil gecesi adı altında senede birkaç geceye sıkıştırılmak istenmesi, müslümanların kulluk ve ibadet kavramını da farklı algılamalarına yol açıyor.
Farz olan ibadetlerini yerine getirmeyen müslümanlar, sadece kandil gecelerinde ibadet ettiklerinde affedileceklerine inanıyorlar. Bunun böyle olmadığını affedilip edilmeyeceğimizi sadece Allah’ın bileceğini, bize düşenin her zaman farzları yerine getirmek olduğunu söylediğim zaman da şu cevabı alıyorum:
‘’Olsun, Allah affeder.’’
Nereden biliyorsun? Kim veriyor sana bu garantiyi?
Hakan ÖZGEN
14.09.2024
KAYNAKLAR
(1) TDV İslam Ansiklopedisi C: 24 KANDİL başlığı
(2) TDV İslam Ansiklopedisi C: 29, MEVLİD başlığı
(3) TDV İslam Ansiklopedisi C: 34, REGAİB GECESİ başlığı
(4) TDV İslam Ansiklopedisi C: 5, BERAT GECESİ başlığı
(5) TDV İslam Ansiklopedisi C: 30 Mİ’RAC başlığı
(6) TDV İslam Ansiklopedisi C: 24, KANDİL başlığı