Jaguar İşçi Sendikacılığından Audi Memur Sendikacılığına…
YILDIRIM DEMİRCİ'nin yazısı
Yetkili sendikanın imza attığı buçuklu zamların kısa sürede erimesi memurun alım gücünü azaltırken bir elin parmağını geçmeyen sendika baronları açıklayamadıkları mal varlıklarına, kooperatif adının masumiyeti altında yeni mülkler katıyor.
Audi A8’in renkli camı, nasıl kendisinin daha önce yaşadığı mahalleyi görmesini engelliyorsa; kendisi de üyelerin gerçekleri görmesini hep bir şekilde engellemeye çalıştı. Sultanbeyli’ndeki arkadaşların seni Ankara’ya davasına hizmet etsin, memurların hak ve menfaatini iyileştirsin diye gönderdi, Ali zenginleşsin diye göndermedi.
On dört yıl önce aynı mahallede sofraya bağdaş kurarak beraber ekmek yediğin, su içtiğin ve aynı havayı teneffüs ettiğin Sultanbeyli’ndeki dava arkadaşların aynı evlerde oturmaya devam ediyor. Yine Demetevler’deki arkadaşların da aynı evlerde oturuyor. Ali Yalçın genel başkanlığının ikinci döneminin hemen başında yani yaklaşık bundan beş yıl önce ikametgâh ettiği Ankara’nın orta gelirli vatandaşlarımızın yaşadığı mütevazı mahallerden biri olan Demetevler’den Ankara’nın en lüks semtine taşındı.
Sultanbeyli’ndeki ve Demetevler’deki üyeler hâlâ samimi bir şekilde davasının peşinde koşarken mahallesini değiştirenler ise Kuşadası’nın zirvesinde zenginliğine zenginlik katmaktadır.
Sabır ve zaman en büyük iki nimettir. Sabırla gerçekleri dilimiz döndüğünce ve gücümüzün yettiğince bıkmadan, usanmadan ve tehditlere boyun eğmeden cesaretle teşkilatımızın vakarına yakışır bir şekilde anlatmaya çalıştık. Bir baktık ki dava adamlarının maskeleri Kuşadası’nın zirvesinde düştü ve rantiyeci yüzleri bu soylu hareketin bir milyon kıymetli üyesi tarafından görüldü. Bu andan itibaren mızrak çuvala sığmaz oldu ve güneş de balçıkla sıvanamaz hale geldi.
Yetkili sendikanın, toplu sözleşme masasında imza attığı buçuklu zamlar, kısa sürede erirken yetkili sendikanın etkisiz yöneticileri ise konfor ve şatafat içerisinde sendikal saltanatlıklarının keyfini çıkarıyor. Memurun alım gücü azalırken bir elin parmağını geçmeyen sendika baronları açıklayamadıkları mal varlıklarına, kooperatif adının masumiyeti altında yeni mülkler katıyor.
Hep birlikte Akif İnan’ın bizlere miras olarak bıraktığı dava hareketi olan bu sendikanın, zenginleşme aparatına dönüştürülmesine artık yeter diyelim. Bu saatten sonra sessiz düşünmeyi bir tarafa bırakarak: “Bu teşkilata daha fazla zarar vermeden artık memurun yakasından düş, Ali.” diye sesli düşünme moduna geçelim.
Selam olsun gücün, paranın, malın ve makamın büyüleyici sarhoşluğuna kapılmayanlara… Selam olsun davası üzerine ayaklarını sabit tutanlara….