Türkiye 2020'lerde "küresel oyunculardan biri, 2050'ye doğru dünya lideri olacak"!
İDDİAYI ortaya atan sıradan bir akademisyen değil... Birçok dünya liderinin randevu alarak görüştüğü, yazdıkları ses getiren, Amerika'daki en prestijli üniversitelerde çalışmış bir isim: Prof. David Passig...
Aynı zamanda İsrail'den başlayarak birçok ülkede bugüne kadar en çok satan kitaplardan biri olan "İsrail'in Geleceği" adlı kitabın da yazarı...
Peki ne diyor Passig, "2050 Ortadoğu'nun geleceği" adlı çalışmasında?
Araya girip hiç yorum yapmadan, onun kaleminden çıkan, konu hakkında "en noktasını düşünen ve bu ülkeye yakıştıran" benim bile "bu da olur mu" dediğim tezinin bazı bölümlerini aynen alıntılıyorum:
"...Türklerin tarihini öğrendikçe, hem bilinen, hem de gizli kalmış yanları beni büyüledi. Derine indikçe Ortadoğu'da birçok ülkenin kaderinin de Türkiye'nin kaderine ve merhametine bağlı olduğunu gördüm. Türkiye'nin 100 yıllık bir uykudan sonra doğal görevine geri döneceğini, bölgede büyük kuvvetleri dengelemesi gereken süper bir güç haline geleceğini açıkça görüyorum. Türkiye kanında akan süper güç olma hissini yeniden yaşayacaktır. Bir İsrailli olarak Türkiye'nin tarihteki görevini sorumlulukla yerine getireceğini ümit ediyorum... "
Sevgili dostlar, yukarıdaki cümleler İsrailli bir profesörün! Dünya çapında isim yapmış bir "gelecek bilimcinin" kitabının "giriş" bölümünde yazdıklarının sadece bir kısmı. Tekrar ediyorum; yukarıdakileri yazan "ben" değilim, İsrail Devleti'ne de danışmanlık yapan ve "İsrail ve gelecek sorgulaması" yaptığı kitabı satış rekorları kıran bir isim...
Giriş sonrası devam edelim ve özellikle Türkiye ile ilgili net "olacaklar" dediği bölüme gelelim. Aynen alıntılamaya devam ediyorum:
"...Türkiye, 2020-2030'ların jeopolitik ivmesini kullanarak nüfuzunu ve birliklerini Kafkaslar'dan daha kuzeye, Ukrayna ve Volga Nehri vadilerine yaymaya çalışacak. Aynı zamanda doğuya doğru da uzanacak. Burada bulunan Kazakistan ve Afganistan gibi Müslüman devletler, bu nüfuzu saygı ve takdirle karşılayacaklar. Türkiye'nin Müslüman dünyasını istikrara kavuşturması başta ABD'nin hoşuna gidecek. Türkiye, İran'ı her yönden tecrit edince, ABD daha da memnun olacak. Türk birlikleri, Irak, Suriye ve Mısır'a kadar yayılacak. Arap ülkelerinin desteği ve direnci düşerken, ABD önceleri memnun olacak ama Çin bu gelişmelerden rahatsız olmaya başlayacak.
Çin, Türkiye'nin geçmişte olduğu gibi Orta Asya'ya ve buradan geçen enerji yollarına hâkim olmayı düşündüğünden şüphelenecek ve Türkiye'nin durdurulmasını isteyecek. İsteyecek ama Türkiye çoktan Avrasya'nın tamamında güç ve etki kazanmış olacak ve ABD'nin Çin'in isteklerini yerine getirme çabasından memnun kalmadığını 2()40'lı yıllarda açıkça belirtecek. Kısa sürede ABD de Türkiye'nin değiştiğini anlayacak ve kendi küresel hegemonyasını tehlikeye atmamak için Türkiye'yi Çin desteğiyle sindirme harekâtına girişecek.
Amerika-Çin'e karşı Türkiye-Japonya birleşirken, Türkler yeniden istilacı görülecek. Türkiye, Amerikalıların hareketlerini kısıtlamak için Süveyş Kanalı'nı alırken, Mısır'a girmesi de meşru hale gelecek. 2050'ye doğru girilirken ABD ile Türkiye gerginliği had safhada olacak. Türkiye 2050 yılına kadar ekonomik nüfuzu, kara ve deniz askeri gücüyle Arap Yarımadası'nı tamamen kuşatmış olacak.
Türk askeri gücü Arap ülkelerindeki isyanları bastırırken, Batı bundan memnun ve tedirgin olacak. Japon donanması ile işbirliğine giden Türk donanması, Basra Körfezi'nden Güneydoğu Pasifik'e kadar tüm ticaret yollarını kontrol edecek. Amerika durumun farkına vardığında ortaya çıkacak mücadele 21. Yüzyıl'ın ikinci yarısını şekillendirecek... "
Sevgili dostlar, kitapta daha yüzlerce iddia ve incelenmiş verilerden bugüne kadar elde edilmiş "sonuçlar" var. Çalışma, inceleme-veri analizi ve eldeki tabloyla başlıyor, sonrasında "Bugün böyleyse yarın ne olabilir" sorgulamasıyla bitiyor... Ortaya konan tez, benim son 10 yıldır savunduğum "Türkiye küresel güçlerden biri olacak" tezimden de ileri, söylenen çok açık: Türkiye 2020'lerde "küresel oyunculardan biri, 2050'ye doğru dünya lideri olacak"!
Sonuç: Kitabı yazan İsrailli bir bilim adamı. Referans bir isim ve "sonuç bölümüne" gelene kadar yazdıkları ekonomik-siyasi açıdan son derece ikna edici. İsraillilerin "en çok okuduğu" Prof. böyle düşünüyor. Benden aktarması, sizden incelemesi...
YİĞİT BULUT