İnsanda asalet sözünde edep aranır
Ahmet SEVEN
Bir söz vardır: Ne anlatırsanız anlatın karşınızdakinin anladığı kadardır. Der.
Kapasite ne ise o kadar, ötesi yok.
Akvaryumu deniz zanneden balıklara okyanusları anlatmak zordur.
Önyargılı da olurlarsa...
Ötesini düşünmeye gerek yoktur.
Aptallık, ahmaklık, cahillik, önyargı ne derseniz deyin.
Hele bir de edep yoksa...
Yol verin geçip gitsin.
Konuşmaya tartışmaya değmez.
Akif: Edebin olmadığı yerde edebiyatta yoktur der.
Doğrudur.
Ayrıntıya gerek yok.
Edebin olmadığı yerde aslında hiç bir şey yoktur.
Orda kıyafet vardır insan yoktur.
İçinde insan olmayan kıyafet çul çaputtan ibarettir.
Kendileri marka olamayan insanlar kıyafetlerinin marka olmasını istiyorlar.
Demek isteriz ki: Kıyafetiniz değil kendiniz marka olun.
Kıyafet size değil siz kıyafete değer katın.
Kıyafet marka da olsa onu giyen gereksiz olunca o kıyafat çul çaputtan ibaret kalır.
İnsan ağzına geleni söylemez.
Aklına geleni söylemek bile bir başına yetmez.
Onu da gönül eleğinden geçirip öyle söylemek gerekir.
İnsan ve hayvanların ortak yapısı et ve kemikten ibaret olmalarıdır.
İnsanı hayvanlardan ayıran tek unsur edebidir.
Edeple asalet yanyanadır, omuz omuza, kol koladır.
Asaletsizden edep, edepsizden asalet bekleyemezsiniz.
Sözü edeple söyleyene edip denilir.
Dilin namusu, sözü edeple söylemektir.
İnsanda asalet, sözünde edep aranır.