Samsun İl Müftüsü Hayrettin Öztürk, taciz, tecavüz ve cinayet olayları ile ilgili kesin konuştu. Öztürk, "Bu işleri yapanlar dini hassasiyetini kaybetmiş demektir" dedi.
Samsun Kent Haber’in konu ile ilgili sorularını yanıtlayan Öztürk, çarpıcı açıklamalarda bulundu. İl Müftüsü Hayrettin Öztürk, ’Öldüren, tecavüz edenlere de sorduğunuzda inançlı olduklarını söylüyor?’ şeklinde ki sorumuza verdiği yanıtda, "Burada taklidi iman var. Neyin ne olduğunu bilerek ibadet etmiyoruz. Adı müslüman ama müslümanlığa vakıf değil" dedi.
Samsun’un kozmopolit ve dışardan göç alan bir şehir olduğuna dikkat çeken Öztürk, "Göç alan şehirlerde bu gibi olaylar fazla olur. Şehrin köklü bir temeli yok. Bazı illerde köklü dini müesseseler vardır. Bu bir güç kaynağıdır. Ama Samsun için ciddi anlamda böyle birşey söz konusu değil" diyerek, olayların önüne geçilmesi ve toplumun bu gibi hadiselerden uzak durması için bazı çalışmalar yaptıklarına dikkat çekti.
GECE ÜÇ’E KADAR DOLAŞTIM ÇOK ENTERESAN ŞEYLER GÖRDÜM
Haber portalımıza yaptığı açıklamada, "Önce ailelerin dini iyi bilmesi gerekiyor" diyen İl Müftüsü Hayrettin Öztürk, sorunun sadece dini eğitimlede çözümlenemeyeceğine dikkati çekti. Öztürk, evlilik öncesi eğitim, anne, baba ve çocuk eğitimi konuları ile ilgili bir çalışma yürüttüklerinin altını çizdi. Müftülük olarak camilerde, sokaklarda, pazar yerlerinde hatta meyhanelere bile giderek insanlara din konusunda eğitim verdiklerini vurgulayarak, "Samsunda kız kaçırma olayları oluyor. Bu biraz da kozmopolit bir şehir olmaktan kaynaklanıyor. Bir adam peygamber efendimize gidip zina yapmak istediğini söylüyor. Peygamber efendimiz bu adama şunu soruyor. ’Kız kardeşin varmı?’ diyoradam da ’Evet var’ diyor. Peygamber efendimiz adama ’Bir başka kişi kız kardeşinle böyle birşey yapmak istese izin verirmisin’ diyor. Adam bu söze ’Hayır kesinlikle vermem’ yanıtını veriyor. Dinimiz kendimize yapılmasını istemediğimizi bir başkasına yapma diyor. Geçen gün geç saatlere kadar sokaklarda dolaştım. Sabah 3’lere kadar şehirde gezdim. İnanın çok enteresan olaylarla karşılaştım. Burada biran önce Milli Eğitim, Emniyet ve Müftülük olarak biz biraraya gelerek çalışma yapmalıyız. Suçların oluş sebebine yönelik bir anket yapmalı ve buna göre çözüm yolları aramalıyız" dedi.
ÇARPIK BİR EVLİLİK SİSTEMİMİZ VAR
Ailelere, "Çocuğu doğrup sokağa atmak doğru değil" çağrısıda yapan Öztürk, şunları dile getirdi.
"Ailelere yönelik ciddi yönde evlenmeden önce bir eğitimle bu işe başlamalıyız. Çocuğu doğurup sokağa atmak doğru değil. Eğitimide söz konusu. Eğitimi sadece diyanet ve müftülük değil, aile, okul, müftülükler bu üç kurum birlikte çalışarak bu işi belirli noktalara getirebiliriz. Ailelerin dini yönden eğitilmeleri lazım. Çarpık bir evlilik sistemimiz var. Evlilik öncesi eğitime önem verilmeli. Evlendikten sonrada çocukların eğitimi ile ilgili üç kurum birlikte çalışma yapmalıyız. Samsunda kız kaçırma olayları oluyor. Bu biraz da kozmopolit bir şehir olmasından kaynaklanıyor.
TAKLİDİ İMAN-GÖRSEL İBADET
"Ailede okullarda dini eğitim yeterli verilmiyor. Bu sorunlar dini eğtimlede tamamıyla çözülecek meseleler değil. Valilik öncülğünde Emniyetimiz, Müftülük ve Milli Eğitim işbirliği içinde suç oranlarını tespiti ve oluş sebebpleri konusunda anket yapmalıyız. Bunların sebepleri araştırılmalı. Neden kaynaklandığı ve hangi alanlarda olduğu sebepleri ciddi bir anketle araştırılmalı. Biz kahveleri dolaşıyoruz, camiye gelmeyene de gidiyoruz. Meyhaneyede gidiyoruz. Sokağa da gidiyoruz anlatıyoruz. Geçen akşma boşanan bir aileyi barıştırdım. Her akşam bir evdeyim. Bu suçları işleyenler cezaevinde ıslahmı oluyor bunlarda çok önemli. Cezaevlerinde görevlilerimz var. Mahkum suçluların sayısını tespit edip onlara yönelik bir çalışma yapmak istiyoruz. Camilerde güncel meselelere ağırlık veriyoruz. Olanlar olmayanlara ulaştırsın diye. Alışkanlıkları terk etmek çok zordur. Dinimiz zinaya yaklaşmayın, yetimin malına yaklaşmayın diyor. Bir insanı öldürmek bütün insanları öldürmek gibidir. İnsan öldüren kişi dini hassasiyetini kaybtemiş demektir. Taciz, tecavüz eden dini hassasiyeti kaybolmuş demektir. Bunları taklidi imandan gerçek imana getirmeliyiz. Neyin ne olduğunu bilerek ibadet etmiyoruz. Görsel olarak ibadet ediyoruz. Adı müslüman, ama müslümanlığa vakıf değil."