İKLİM KANUNU NEDEN GERİ ÇEKİLDİ?
HAKAN ÖZGEN Yazdı
Çok tartışılan, ülke genelinde yoğun eleştirilere sebep olan İklim Kanunu, gelen tepkiler üzerine meclis genel kurulundan ‘’Yeniden görüşülmek’’ üzere 15 Nisan 2025 günü komisyona geri gönderildi.
Meclisteki görüşmeler sırasında genel kuruldan geçen ilk 4 maddenin de teklifin tamamı geri çekildiği için bir hükmü de kalmamış oluyor.
Peki,
Bu kadar yoğun tepkilere ve eleştirilere rağmen İklim Kanunu neden ille de çıkarılmak isteniyordu? Bu konuda araştırmacı yazar Murat Akan, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada meclise gidip bizzat yetkililerle ve milletvekilleriyle görüştüğünü söyledi.
Akan’ın ifade ettiğine göre, ismini vermek istemeyen milletvekilleri kanunun geri çekilmesinin öncelikli olarak sebebi, Avrupa Birliği’ne yapılacak olan ihracatta ve oradan yapacağımız ithalatta, ürünlerde karbon salınımını olup olmadığının sorulacak olması. Ve bu yeterliliğe uymayan şirketlerin mallarını almayacak olmaları. Bu gerekçeyle de İklim Kanunu’nu çıkarmak zorunda olduklarını ifade etmişler.
Buna istinaden de bu kanunun aslında sadece şirketleri ilgilendirdiğini şahısları ilgilendirmediğini, dolayısıyla kamuoyunda yoğun bir şekilde dile getirilen, özgürlüklerin kısıtlanacağı, karbon vergilerinin getirileceği vb. iddiaların gerçeği yansıtmadığını iddia etmişler.(1)
O halde ben de soruyorum: Madem özgürlükler kısıtlanmayacak, neden dijital para uygulamasına geçilip, nakitsiz toplum hedefleniyor?
Mesela Paris İklim Anlaşması 5. Maddesinin 2. Fıkrasındaki ’’Ormanların bütüncül ve sürdürülebilir yönetimi için ortak azaltım ve uyum yaklaşımları’’ cümlesinde ne anlatılmak isteniyor?
Mesela kanun koyucular, Paris İklim Anlaşmasının 7. Maddesinin 5. Fıkrasında ve 11. Maddesinin 2. Fıkrasında geçen ‘’Toplumsal cinsiyete duyarlılık’’ kavramının iklim değişikliği ya da karbon ayak izi ile ne alakası var? Diye sordular mı?
Yine Paris İklim Anlaşmasında ‘’Emisyon azaltım’’ işi neden hep ‘’Gelişmekte olan ülkelere’’ yüklenmiş bir görev olarak yazılmış?
Yine Paris İklim Anlaşması’ndaki ‘’Antropojenik emisyon ve giderim’’ kavramı nedir?
Örnekleri çoğaltabilirsiniz. Bu iddiaları dile getirenler de yine her zamanki gibi komplo teorisyeni olarak görülmüştür diye düşünmeden de edemiyor insan. Her şeye rağmen şu bir gerçek ki, iklim kanununa karşı halkın çok büyük tepkisinin olduğu…
İklim kanununun geri çekilmesi konusunda bir açıklama da, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mete Gündoğan’dan geldi:
‘’Bu kanunun amacı "iklim değişikliğiyle mücadele" olarak ifade edilse de aslında ekolojik koruma ile ilgili bir kanun değildir.
Çünkü;
Ormanların, suların, biyoçeşitliliğin korunmasına dair somut hiçbir mekanizma içermiyor. Toplumun tüketim alışkanlıkları, üretim yapısı, kentleşme politikaları gibi iklimle doğrudan ilişkili alanlara müdahale etmiyor. Hiçbir yerde ekosistem odaklı planlama yer almıyor.
Peki bu kanun ne yapıyor?
Bu kanun, doğayı korumayı değil; karbonu fiyatlamayı merkezine alıyor. Bu kanun üzerinden, küresel ölçekte emisyon farkı bahanesiyle, adeta gelir transferi yapılacak. Bu kanunla, Türkiye gibi ülkeler kendi sanayicisini denetlemekle yükümlü kılınıyor. Elde edilecek gelirler Avrupa Birliği kasalarına ya da çok uluslu yeşil fonlara yönlendiriliyor. Sonuçta bu kanun, yeşil görünümlü bir finansal hükümranlık mekanizması oluşturuyor.’’(2)
Açıklamasında ekonomik olarak teknik konulara da değinip örnekler de veren Gündoğan, Avrupa Birliği’nin ne yapmak istediğini en kolay anlaşılacak şekilde şöyle ifade ediyor:
‘’AB diyor ki: Ben pahalı üretirken, Çin, Hindistan ve diğer ülkelerden ucuz ürünler geliyor. Benim üreticimi ve işçilerimin işini tehdit ediyor. Ben şimdi bir karbon emisyon sistemi oluşturuyorum. Benim üreticim karbon emisyonuna para öder, diğer üreticiler para ödemezse bu haksız rekabet olur. Bu aynı zamanda benim merkez ekonomi (metropol) olma özelliğimi de tehdit eder.
Bu yüzden 2026’dan itibaren Türkiye dahil diğer ülkelerden gelen ürünlere karbon vergisi koyacağım. Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) ile dışarıya vergi uygulayıp farkı kapatacağım. Kendi üreticilerime de bir müddet ücretsiz karbon tahsisatı vereceğim.
Peki, bu bizi ülke olarak nasıl etkiliyor?
Türkiye, Avrupa Birliği ülkelerine 100 milyar doları aşkın ihracat yapıyor. Dolayısıyla bu karar, Türkiye ihracatçısının rekabet gücünü tehdit ediyor. Bundan dolayı ülkemiz büyük sanayi kuruluşları (özellikle ihracat yapanlar), karbon yönetimi yapmazlarsa AB pazarlarını kaybedeceklerini biliyorlar. Bu da içeride hükümete “biz bu işe hazırız, sistem kurulsun” baskısı oluşturuyor.’’
Böylece de ‘’Sistemi kurmak’’ için iklim kanunu meclise getirilmiş oldu. Haliyle bundan en çok zarar görecek olanlar Avrupa Birliği’ne ihracat yapan büyük sanayiciler olacak. Bu maliyet artışları da karbon vergileri adı altında biz tüketicilere yansıyacak. Görünen o ki Avrupa Birliği’nin ekonomisini güçlendirmek için biz fedakârlık yapacağız. (Konunun daha iyi anlaşılabilmesi için mevcut haberi okuyunuz.)(2)
Madem bu kanun bu kadar gerekliydi A.B.D. Neden Paris İklim Anlaşması’ndan çekildi? Küresel karbon emisyonunun %50’sinden fazlası üç ülke (Çin, A.B.D. ve Hindistan) tarafından yapılıyorken, Türkiye’nin sera gazı emisyonu %1 civarındayken ve bu üç ülkenin umurunda değilken biz neden bu kanunu çıkarmak istiyoruz.
O halde;
Sanayileşen ve üretim yapan Avrupa Birliği’nin kendi menfaati uğruna gelişmekte olan ülkeleri sömürmesi için uydurduğu tezgâhın adı İklim Kanunudur diyebilir miyiz?
Bu kanundaki muğlak ifadeler, ucu açık cümleler, alakasız konular, dijital köleliğe doğru gidecek uygulamalar, acaba milletvekilleri tarafından iyice tahlil edilebildi mi?
Başka bir deyişle;
İklim kanununun komisyona geri gönderilmesi için illâ halkın yoğun tepki göstermesi mi gerekiyordu? Halktan gelen itirazlar içinde en çok özgürlüklerin kısıtlanması ve dijital köleliğe doğru gidiş endişesi yatıyordu.
İklim Kanunu komisyonda tekrar görüşülecek. Bakalım ne gibi düzenlemeler yapılacak? Avrupa Birliği, 2026’dan itibaren diğer ülkelerden gelen ürünlere karbon vergisi koyacağı için de bu kanun sene sonuna kadar çıkacak gibi. Umarım halkın vicdanında yerini bulur.
Kalın sağlıcakla…
Hakan ÖZGEN
19 Nisan 2025
(1)https://www.youtube.com/watch?v=D4u8N5NAdr0
https://www.youtube.com/watch?v=t42ukzP2LvY