Yiyeceklerle alınan hormonlar çocukların ergenlik çağına daha çabuk ulaşmasına ve meme kanserine neden olabilir. 1900'lü yıllarda kızlarda ilk adet görme yaşı 14 iken günümüzün genç kızları 12,5 yaşında ilk adetlerini görmektedirler.
Amerika Birleşik Devletleri'nde hayvanlara büyüme hormonu verilerek süt üretimi arttırılmaktadır. Bunların az miktarı yediğimiz besinlerle bize geçmektedir, ancak bağışıklık sistemimizi nasıl bozdukları henüz tam bilinmemektedir.
Yağ ve kas kitlesini arttırmak için sığırlara verilen kadınlık hormonu DES (dietylstilbestrol) kadında vajinal ve rahim kanserine neden olabilmektedir.
Anabolizanlar, yani hormon ve benzeri maddelerin de gelişmeyi uyarıcı olarak kullanılmaları insan sağlığını olumsuz etkilemektedir. Nitekim sığır besisinde kullanılan sentetik anabolizanlardan stilbenler grubunun insanlarda uygun bünyelerde kanserojen ve gen yapısını bozan etkileri olduğu belirlendiğinden tüm ülkelerde yasaklandığı bilinmektedir.
Ne yapabiliriz?
Birkaç noktaya dikkat ederek hormon"suz" yaşama olasılığımızı arttırabiliriz.
Kışın kış sebzeleri ve meyveleri; yazın yaz sebzeleri ve meyveleri yenilmeli. Pırasa, lahana, karnabahar, şalgam, pancar kışın; domates, salatalık, kabak, patlıcan, taze fasulye, biber yazın çıkan sebzelerdir. Örneğin, dört mevsim bulanan domates, kışın yenildiğinde hormonlu olma ihtimali daha yüksektir.
Mümkün olduğu kadar doğal ortamda, suni gübre ve ilaç kullanılmadan yetiştirilmiş tarım ürünleri almaya çalışın.
Büyükbaş hayvan eti yerine kuzu, koyun etlerini tercih edin.
Çiftlik balığı yerine deniz balığını tercih edin.
Büyük kümeslerde endüstriyel üretimi yapılmış tavuklar ve yumurta yerine köy tavuğu ve köy yumurtası tercih edin.
Hormonlu yiyecekler tehdit ediyor
Halkımızın sağlığı ile oynayanlar çoluk çocuğumuzun geleceği ile de oynuyorlar. Hem de bunu çekinmeden yapıyorlar.
Yediğimiz içtiğimiz her şey hormonlu. Bu hormon ilaçları ve kullanılan kimyevi maddeler yüzünden insan hayatı tehlikede.
Bu hormonlu gıdalar bebekleri daha çok etkiliyor. Çocuklarımızı ve bebeklerimizi bu gıdalardan sakınalım.
Kırsal alanda belki insanlarımız bu hormonlu, katkı maddeli ve kimyevi maddeler ile ilaçla yetişen sebze ve meyve ürünlerinden korunabilmekteler ancak şehir merkezlerinde ve büyük kentlerde bu mümkün değil.
Hormonlu ve zirai ilaçlı yetişen ürünlerle büyüyen çocukların ileride değişik sağlık problemleri ile karşılaşacakları bir gerçek. Bunu bütün uzmanlar aktarıyor. Ancak tedbir alan yok.
Çoluk çocuğumuz bizim geleceğimiz. Geleceğimizi mahvetmeyelim.
Hormon, katkı maddesi ve kimyasal ilaçlar ile yetiştirilen bu sebze ve meyvelere dikkat edelim.
Bunun önünü bir şekilde alalım. Nasıl olacaksa devlet buna bir el atmalı.
Gözünü para hırsı bürümüş, daha fazla ürün alacağım, daha fazla kazanacağım diyenlere dur denmeli.
Önemli husus ise, bu hormon ve katkı maddelerinin hayatımıza girdiği yıldan bu yana gençler ve çocuklar üzerinde etkilerinin araştırılıp araştırılmadığıdır.
Devletin kurumları bunu mutlaka yapmıştır. Yapmamış ise yapsınlar.
Besin üreticileri tarafından hormonlar ürünlerini daha lezzetli ve yumuşak kılmak ve daha hızlı yetiştirmek için kullanılıyor. Sığır yetiştiricilerinin kullandığı 6 tip hormon var: estradiol, progesteron, testesteron, melengesrol asetat, trenbolone asetat, zeranol. Bunların ilk üçü doğal diğerleri sentetik hormonlardır. Hormonlu et üretmek Amerika Birleşik Devletlerinde serbest, Avrupa Birliği ülkelerinde yasaktır. Ülkemizinde içinde bulunduğu gelişmekte olan ülkelerde bu konu kanunlarla iyi belirlenmemiş, iyi denetlenmemiştir ve bilinmez durumdadır. Amerika Birleşik Devletlerinde hormonlu et üretmek, verilen hormon miktarı belli düzeylerde tutularak serbesttir. Hormonlar bir implant şeklinde hayvanın kulağı arkasına yerleştirilir ve kana kontrollu olarak hormon verir. Bu hormonların verildiği hayvanlar daha çabuk büyür, daha çok kilo alır ve etleri daha yumuşak, lezzetli ve yağlı olur. Kesim sırasında bu implant çıkarılır. ABD'de bu uygulamanın doğru yapılması için yetiştiricilere kurs dahi verilmektedir. Hormonlu hayvanlar hızlı büyüdükleri için çabuk kesilirler ve piyasaya daha erken çıkarlar. Yani yetiştiricilerine büyük ekenomik avantaj sağlarlar. Ancak üreticiler daha fazla para kazanacak diye biz sağlığımızı neden tehlikeye atalım. Avrupa hormonlu olduğu gerekçesiyle Amerika'dan et ithalini yasaklamıştır. ABD konuyu Dünya Ticaret Örgütüne götürmüş Avrupa'dan ithal edilen ürünlerin gümrüğüne zam yaparak misillemede bulunmuştur.
Hayvan yetiştiricileri hormonların yanında antibiyotikleride hayvanların hastalanmaması için kullanmaktadırlar. Amerika Birleşik Devletlerinde hayvanlara büyüme hormonu verilerek süt üretimi arttırılmaktadır. Bunların az miktarı yediğimiz besinlerle bize geçmektedir, ancak bağışıklık sistemimizi nasıl bozdukları henüz tam bilinmemektedir.
Hormonlu yiyecekleri nasıl anlarız?
Kanserojen yapıcı etkiye sahip olan hormonlu yiyeceklerin, tabi olanlardan ayırmak için dış görünüşüne bakmanın yeterli olduğu belirtildi. Uzmanlarca, "Manavda ve pazarda bolca satılan ve tüketilen meyve sebzelerin fazla hormon taşıyıp taşımadığını öğrenmek için iyi bir gözlemci olmak ve şekillerine bakmak gerekiyor" deniliyor.
Çeşitli kaynaklardan derlenen bilgilere göre, üretimde büyümeyi artırıcı hormonların gerek hayvansal ürünlerde, gerekse bahçe ürünlerinde kullanımı gittikçe yaygınlaşıyor. Başlangıçta sadece seralarda 10 derece sıcaklık altındaki ürünlerde döllenmeyi sağlamak için kullanılan ilaçların, hızlı büyümeyi sağlayıcı etkisi çiftçiler tarafından keşfedilince, kullanımı özellikle bahçe bitkilerinde her devrede artış gösterdi.
Meyvelerin döllenmesini sağlamak için çok düşük dozlarda kullanılan hormonal içerikli ilaçlar insan sağlığını fazla etkilemezken, büyümeyi hızlandırarak verimi ve kazancı artırmak için bilinçsizce kullanılan ilaçlar, insan sağlığı açısından önemli bir risk oluşturuyor. Manavda ve pazarda bolca satılan ve tüketilen meyve sebzelerin fazla hormon taşıyıp taşımadığını öğrenmek için iyi bir gözlemci olmak ve şekillerine bakmak gerekiyor.
Sağlıklı meyve ve sebze tüketmek için alışveriş yaparken ürünlerde şu özelliklere dikkat etmek gerekiyor:
"Domates: Domates kesildiğinde içi fazlaca boşsa, meyvenin ucunda sivri memeler ve anormal bir şekle sahipse hormonlu olduğundan şüphelenebilirsiniz. Ayrıca hormonlu domateslerde dik kesildiğinde ortasında beyaz ve sert bir tabaka görülür.
Salatalık: Şekilsiz, bir ucu kalın, bir ucu ince veya yan yana yapışık meyvelere dikkat edin. İçleri adeta sünger gibi, çekirdek evi de kof bir yapıya sahiptir. Yenildiği zaman tat vermez.
Biber: Aşırı büyük ve etli bir görünüme sahiptir.
Çekirdek evi boş, etli kısımda domatesteki gibi beyaz ve sert bir doku hakimdir. Patlıcan: Şekli bozuktur. Kenarında meme gibi şişlikler görülür. Yan yana yapışıktır. Etli kısmı sünger gibi kof olur.
Patates: Şekilsiz ve yumruları birbirine yapışıktır. Patateste aşırı gübre ve hormon kullanılırsa içinde kararmalar görülür. Çilek: Aşırı büyük, çift yapışık ve içleri boştur.
Karpuz: Hormonlu karpuzların
çekirdek evleri boştur. Yendiği zaman aşırı nişasta kokusu verir."
Çocuk endokrinologları bu sorunun hormonlu yiyeceklerle birlikte arttığına dikkat çekiyorlar. Örneğin büyüme hormonu yüklenerek üretilen domates, çilek, fındık, brokoli, salatalık, elma, portakal ve benzeri birçok sebze-meyve, hormonla büyütülen hayvanların etleri ve yumurtaları, endüstride kullanılan kimyasallarla temas etmek erken ergenliği hazırlayan bazı nedenler arasında sıralanabilir.
Kız çocukları
Göğüsleri 7-8 yaşında belirginleşmeye başlıyor, vücut hatları yuvarlaklaşıyor, boyları hızla büyüyor ve 8 yaşındaki bir kız çocuğuyken, 15-16 yaşındaki genç kız havasına bürünüveriyorlar. Yaşıtları, kendilerinden ayrışan bu çocuklardan uzaklaşıyor. Onlar ise kendilerine genç kız muamelesi yapan çevrelerinden rahatsız oluyorlar. Erkeklerde de durum farklı değil. 11 yaşındaki bir erkek çocuğu 14-15 yaşındaki erkek çocuklarıyla benzeşmeye başlıyor. Bu çocukların cinsel gelişimleri de erken olduğu için duygusal travmalara maruz kalabiliyorlar.