Bir dostum anlatmıştı:
Dünyayı kontrolleri altında tutmaya çalışan emperyalist güçler parayla yapılamayacak hiçbir şey yoktur inancıyla hareket eder.
Sömürgeleri içerisinde yer alan ülkelere maddi durumları iyi ise parayı kısar.
Kötü durumda iseler para sürer. İnsanların alışkanlıklarını değiştirmeye çalışırlar.
Zira para insanların alışkanlıklarını (inançları, toplumsal kuralları, ahlaki diğerleri) en kısa zamanda değiştirme gücüne sahip başlıca unsurdur.
Sosyologlar para cüzdana girince yürekten vicdan çıkar demektedirler.
Yapılan araştırmalarda paranın şefkat ve merhameti eksiltip yerine gaddarlık ve acımasızlığı getirdiği ortaya çıkmaktadır.
İnsanlar alışkanlıklarının kölesidir sözünün ne kadar haklı olduğu işte bu aşamada kendini hissettirmeye başlıyor.
Parasızlıktan insanları daha çok sosyalleştirirken paraya sahip olanların sosyallikten uzaklaştığı görülmektedir.
Tabi burada paraya karşı bir husumet söz konusu olamaz. Paranın kullandığı ve parayı kullanabilen insandan söz ediyoruz. Buna bağlı olarak ta paranın kullandığı insanı konuşuyoruz.
Daha düne kadar ütülü pantolonu giymekten sakınıp imtina edenler para ile tanışınca bermuda don giymeye başlıyor.
Yoksulluk dönemlerinde bir hırka yeter demekle birlikte bu arada işi sevaba bağlayanlar para ile tanışır tanışmaz bütün bunları çöpe atıp marka elbiselerle gardıroplarını doldurmaya başlıyorlar. Adeta ayakkabı kolleksiyonerliğine girişiyorlar.
Harun iken Karun gibi yaşamayı tercih ediyorlar. Yani Harunluktan Karunluğu geçiyorlar.
Daha düne kadar öteki diyerek reddettikleri karşı mahallenin çiftliğine yumurtlamaya başlıyorlar. Bizim harmanda yemlenip semirip komşunun kümesine yumurtlayan tipler o kadar çoğaldı ki...
Tatili aynı beldede yapıyor, aynı marka cafelerde ailece kahvaltıya gidiyorlar.
Çocuğumu üniversitede okutuyorum imkanım yetersiz o yarın doktor mühendis avukat olacak davamıza hizmet edecek diyerek kapı kapı burs topladıkları çocukları mezuniyetten sonra burs verenlerin yüzüne dahi bakmıyor. Yaptıkları düğünlerdeki kültürel yozlaşma öteki mahalleye taş çıkartıyor.
Her şey para ve makama sahip oluncaya kadarmış dedirtiyorlar.
Para soğuk harbin en etkili silahıdır.
Eğer harbi yürekte kaybederseniz başka mevzulara girmenize gerek yoktur.
Biz yürekte kaybettik onun için işitiyor duymuyoruz. Anlamıyor anlıyor gibi yapıyoruz. Vicdanlarımızda gaza basmak yerine son model arabalarımızın gazına basıp uzaklaşıyoruz.
Araba demişken o her yıl marka değiştirip yine de beğenmediğiniz arabalarınız ne işe yarıyor biliyor musunuz? Zahmet etmeyin ben söyleyeyim: Daha hızlı bir şekilde ahlaki değerlerimizden son sürat uzaklaşmaya...
Ah sen radar tanımaz mücahit! Müslüman! 30 yıl evvel öyle yürekliydin öyle samimiydin ki...Üç parça kağıda köle olup gittin ya...
Tu kaka dediklerine kakaladılar seni anlıyor musun?