Haftanın Röportaj Konuğu: Eğitimci-Yazar İrfan ERTAV

Haber Girişi : 18 Temmuz 2021 12:39
Haftanın Röportaj Konuğu: Eğitimci-Yazar İrfan ERTAV
Değerli hocam, öncelikle röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için çok teşekkür ediyorum. İrfan ERTAV kimdir? Sizi daha yakından tanıyabilir miyiz?

BU HAFTAKİ RÖPORTAJ KONUĞUM ÇOK DEĞER VERDİĞİM BİR EĞİTİMCİ,

YAZAR: İRFAN ERTAV. EĞİTİMCİ KİMLİĞİ İLE ŞU ARALAR EĞİTİMCİLERE,

EĞİTİM YÖNETİCİLERİNE, ÖĞRENCİLERE VE VELİLERE YÖNELİK SEMİNERLER

VERİYOR. BU MEŞGULİYETİ ARASINDA BİZE ZAMAN AYIRDI VE İNSANI,

DEDESİNDEN MİRAS KALAN ŞİİRLERİN HİKÂYESİNİ, AİLEYİ, PROJELERİNİ,

YAYINLANMAYI BEKLEYEN KİTAP ÇALIŞMALARINI KONUŞTUK. KEYİFLE

OKUYACAĞINIZI UMUYORUM.

 

CELALETTİN TUTKUN: Değerli hocam, öncelikle röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için çok teşekkür ediyorum. İrfan ERTAV kimdir? Sizi daha yakından tanıyabilir miyiz?

 

İRFAN ERTAV: Samsun Çarşamba da dünyaya geldim. İlkokulu Çarşamba Değirmenbaşı ve Eğridere İlkokullarında, Ortaokul ve Lise öğrenimimi Çarşamba İmam Hatip Lisesi’nde bitirdim.

Sırasıyla Karadeniz Teknik Üniversitesi Giresun Eğitim Yüksek Okulu Sınıf Öğretmenliği (1991) ve Anadolu Üniversitesi Türkçe Bölümlerinden (2000) mezun oldum.2013 yılında Okan Üniversitesi Sosyal Bilimler Anabilim Dalında Eğitim Yönetimi Uzmanı unvanıyla yüksek lisansımı tamamladım.

KTÜ Fatih Eğitim Fakültesinde 2008-2014 yılları arası misafir öğretim görevlisi unvanıyla ikinci öğretime devam eden öğretmen adaylarının derslere girdim.2017 yılında Selçuk Üniversitesinde Drama Eğitimi Sertifika Programını başarıyla tamamlayarak “Drama Eğitici Eğitmeni” oldum. Aynı yıl Selçuk Üniversitesi Eğitim Danışmanlığı ve Öğrenci Koçluğu Sertifika Programını da başarıyla bitirerek Eğitim Danışmanı ve Öğrenci Koçu” unvanını aldım. TRT Trabzon Bölge Müdürlüğünde 3yıl ( 2005-2008) yurt muhabirliği yaptım.

 

4’ü şiir kitabı, 13’ü de eğitim alanında yazılmış toplam 17 kitap çalışması yaptım.18 inci kitabımız “Neresinden Tutsak” basıma hazır gelmiştir. Yomra’dan Hikâyeler, Eylül Esintileri, Dededen Toruna Begonya Şiirler, Teoriden Pratiğe Neslin Eğitimi, Geleceğimi Gördüm Gidiyorum, İnsana dair,Hayatın İki Yakası, Ömer’in Maceraları Öykü Serisi ve Kelimeler kifayetsiz kitaplarımızdan bazılarıdır. Milli Eğitim Bakanlığımızın taşra teşkilatında öğretmenlik, okul yöneticilikleri ve Şalpazarı, Yomra, Beşikdüzü İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü görevlerini yürüttüm.

 

Çok değerli eserleriniz var. Bu eserlerden biri olan “İnsana Dair” kitabınızı okumuştum. Bir eğitimci gözüyle bazı tespit ve değerlendirmelerde bulunmuşsunuz. Siz insana dair isimlikitabınız için neler söylemek istersiniz?

 

Her insana dair farklı yaşanmışlıkların olduğu bir dünyadayız. Herkesin bir hikâyesi var. Zaman içinde gülüyor, ağlıyor, üzülüyor seviniyoruz. Bütün içinde insanı oluşturan unsurlar bunlar. Her bir bölümde farklı pencerelerden bakış açıları yakalamaya çalıştık. Yüklü duygu kafileleri kaldırdık, sessiz limanlardan. Denizin en mavisini sunamasak ta yeşilin koyusunda yoğrulan hayat hikâyelerini bulacağınız bir kitap hazırladık. Hayata tutunmaya çalışanların mücadele ruhunu paylaştık. 7’den 77’e herkesin ilgisini çekebilecek bir içerik hazırlamaya çalıştık. İnsan olmanın mukim gücüne inanıyoruz. Kadirşinas olmak, kültürüne değerlerine sahip çıkmak kavramlarının insana dair kısmına vurgu yaptık.

“Keşke, yaşananların nimet külfet ilişkisi de birbirine eşit olsa! Her zaman külfetin kadına düştüğü bu topraklarda, erkek nimetlenmiştir çoğu zaman! Yine de büyük haksızlık etmeyeyim, ailenin sağlam durması için çabalayan ebeveynlerde olmuştur, elbette. Yokluğu, çileyi yaşamasın diye çocukları, göç etmişlerdir şehirlerin ey kuytularına! Şehirden köye, bir ömür geçer anne-babalar için! Ama olsun sorumlu olmaktır ya adı bunun! Çocukların okuması gerek hanım! Çocukların okuması gerek bey! Bu cümleler her yıkıldıklarında yeniden ayağa kaldırmıştır,benim çalışkan Anadolu insanımı! Bu yüzdendir, vazgeçemez, samimiyetten, doğruluktan,üretmekten! Bu yüzden vazgeçemez vatanından,  vatandaşından!” cümleleriyle aile aidiyeti, kadın erkek ilişkileri ve anne baba sorumluluklarına vurguyaptığımız bu çalışmada aslında herkes kendi hayatından bir parça bulabilir. Bu sebepledir ki bizimiçin özel bir anlamı vardır.

 

“Dededen Toruna Begonya Şiirler” kitabınızın ilginç bir hikâyesini var, sizden daha önce dinlemiştim. Okurlarımız için tekraren paylaşır mısınız?

 

Elbette kıymetli hocam… Benim rahmetli dedem tam bir Anadolu beyefendisidir. Dört yıl askerlik yapmış bu zaman zarfı içinde okuma yazmayı öğrenmekle kalmamış, askerde yazıcı olmuş entelektüel birikimiyle de yeni neslin yol göstericisi konumuna gelmiştir. İlkokul yıllarımın bir bölümünü sevgili dedemin yanında tamamladım. Kendisinden çok etkilendiğimi ifade etmeliyim. O dönem Samsun ili Çarşamba ilçesinde “arzuhalci” dükkânı açmış işletmekteydi. Hal böyle olunca da gerek bürokraside gerekse halk arasında yaygın bir tanınmışlığa sahipti. Ancak onun özel ilgi alanı şairlikti. Zaman zaman koçaklama, zaman zaman lirik şiirler yazardı. Tabiat ve insan ana konu başlıklarıydı. Belirli gün ve haftalara yönelik ilk şiir deneyimlemem onunla olmuştur. Rahmetli dedem yüzlerce şiir yazmış ancak günün şartları onun bu çalışmaları kitap haline getirmesini engellemişti. TRT Radyoda bir şiiri yayınlanan dedem hayatta iken beş adet daktilo ettiği şiir kitabını kendisi ciltlettirdi. Ve en büyük torunu olarak bir tanesini bana hediye etti. Ondan almış olduğumuz feyiz ile yıllar içinde bizler de kendimizi geliştirdik konu başlıklarını genişleterek şiirler yazdık. Ancak aklımın bir köşesinde dedem ile birlikte basılı bir eserimin olmasını hep istedim. Dedemin vefatından sonra 2016 yılında onun şiirlerini derleyerek kendi şiirlerim ile birleştirip “Dededen Toruna Begonya Şiirler” kitabının basımını gerçekleştirdim. Böylece içimdeki ukteyi halletmiş oldum. Eserin benim için kıymeti harbiyesi büyüktür.

 

Siz bir eğitimcisiniz ve öğretmen eğitimleri yapıyorsunuz. Seminerleriniz ve eğitimlerinizin içeriği hakkında bilgi verebilir misiniz?

 

Kıymetli hocam, aslında sadece öğretmen eğitimleri yapmıyorum. Veli eğitimleri, öğrenci motivasyon eğitimleri, yönetici eğitimleri ve özel sektöre yönelik iletişim becerileri, etkili iletişim seminerleri de veriyorum. Bu bağlamda sahada ciddi bir ihtiyaç var. Eğitim pedagojisini almamış insanların verdiği standart eğitimler çok anlam bulmuyor yüreklerde. Biz işin içine biraz eğlence, oyun, darama etkinlikleri da katıyor ve katılımcı ekibin etkinliklerle öğrenmesini sağlıyoruz. Özetle şunları söyleyerek bu sorunuzu cevaplamış olayım. Okul/Kurum Yöneticileri İçin; Bu sunumlardan maksat, okul ve eğitim yöneticilerinin (müdür, müdür yardımcılarının) öğrenim sürecindeki önemli rollerini,hassas konumlarını hissettirmek; okullarının etkililiği için yeni ve değişik fikirler geliştirmeleri ve bunları uygulamaları adına onları cesaretlendirmektir. Bu konuda etkili iletişimin önemine vurgu yapmaktır. Değer kavramını inanç bütünselliğimiz içinde katılımcılarla paylaşmaktır. Öğretmenler İçin; Öğretmenlik mesleğinin içinde olan grup üyelerine (öğretmenlerin ve diğer paydaşların), yetkilerini yalın biçimde algılamaları ve açımlamaları için ipuçları vermektir. Mesleğin zorluklarına karşı ortaya koyulacak çabanın ne kadar kıymetli olduğu duygusunun hissettirilmesidir. Buna bağlı olarak da etkili sınıf yönetimi için etkili iletişimin önemi hissettirilecektir. Sınıf içi ve sınıf dışı etkinliklerin zenginleştirilmesi, yeni uygulamalara fırsat verilmesi sağlanacaktır. Eğitim faaliyetlerinde yeni yaklaşımlara fırsat sunmaktır. Değer kavramını inanç bütünselliğimiz içinde katılımcılarla paylaşmaktır. Kurum kültürü ve çalışanlarda aidiyet duygusunun gelişmesine katkı sunmaktır. Öğrenciler İçin; 8,11-12. sınıfa devam eden öğrencilerimizin sınav stresini yenmelerine katkı sunmak, hayatın amacını ve hedeflerini doğru belirleyebilmelerinde yol gösterici olmaktır amacımız. Mutlu olmalarını sağlamaktır. İlkokul çocuklarıyla da oyunla öğreniyorum etkinlikleri yapmaktayız.

Ailelerimize yönelik farkındalık oluşturmak. Çocuğun sorumluluklarını hatırlatmak, okulun başarım duygusuna velilerimizi dâhil etmek ve sağlıklı bir örgüt iklimi oluşturarak; yarınlarımıza daha emin adımlarla yürümektir. Aile Okul çocuk üçgeninde olumlu veli tutumlarını hatırlatmaktır.

 

Şu aralar hangi projelerle uğraşıyorsunuz. Yakında kaleminizden neler okuyacağız?

 

Malumunuz üzere bir pandemi döneminden geçiyoruz. Hal böyle olunca da yüz yüze eğitim ve etkinlikler yapamadık uzunca bir süredir. Biz de bunun üzerine bir proje geliştirdik. “Cam Ekrandan Can Ekrana Eğitimler” başlığı ile son bir yılda 30’u aşkın profesör düzeyinde akademisyen olmak üzere toplamda 100’e yakın zoom programı ile gönüllü öğretmenlerimizin evlerine misafir olduk. Öğrencilerle motivasyon eğitimleri yaptık. Çocuklarımızla oyunlar oynadık. Özellikle evde ailece oynanabilecek oyunlar ile temassız oyunları birlikte oynadık. Ülkemizin 41 ili ve 100’ü aşkın ilçesine misafir edildim. Yüzlerce seminer yaptım. Bu etkinlikler kapsamında elde ettiğim verileri yeniden tasnif ediyor ve yeni çalışmalar için biriktiriyorum. Yazımı bitmiş basımı bekleyen “Neresinden Tutsak” kitabının yanında yazımları devam eden “Uykudan Önce” öykü kitabı ile “Bugünlerim Dünde Saklı” romanız mevcut. Allah’ım nasip ederse yakın zamanda basımlarını gerçekleştirmeyi planlıyoruz.

 

Kitap okuma alışkanlığının halen toplumumuzda yer edinemeyişini nasıl yorumluyorsunuz? Butoplum ne zaman kitaplarla barışacak?

 

Kıymetli hocam, ne zaman gerçekten inancımızın gereğini tam anlamıyla yerine getiririz, işte o zaman biz bu sorunu aşmış oluruz. Zira ilk emri oku olan bir dinin müsebbiplerine biz “niçin okumuyorsunuz?” diye sitem ediyoruz. Ayrıca toplumumuzun çok büyük ve köklü bir kültürü var. Ecdadın sefere giderken bile katır yükü kitabı yanında götürmesi çok anlamlıdır. Büyükler okuyacak örnek olacak ki çocuklar da okusun. Zira çocuklar sizin parmağınızda gösterdiğiniz yere değil, yürüyüp gittiğiniz yere giderler. Söylediklerinizi değil eylediklerini yani yaptıklarınızı yaparlar. O vesile ile önce inancımızın birinci hüküm emrine kulak vereceğiz sonra da büyükler olarak “yap - et” emri yerine, yaparak ederek örnek olup doğru bir kültürü inşa edeceğiz. Kitap okumak boş zaman işi değil hayatın en önemli bir planı, parçası olarak bilinecek ve uygulanacak. Bilimin aydınlığında ilimin gerçek yüzünü keşfetmenin başkaca bir yolu yok. “İlim Çin’de de olsa gidip alınız” buyuran bir Peygamberin ümmeti olmak sorumluluğumuz var. Bu arada, kuralları olan bir yazar mıyım? Evet, elbette bir kural dâhilinde yazarım. Ama keskin çizgilerim yoktur. Sadece tek öncülüm, inancımın ve kültürümün varlığını hissettiğim cümlelere ağırlık veririm. Herkesin ve her kesimin okuyacağı sadelikte eğlenceli yazma iştiyakımı kaybetmemeye çalışıyorum.

 

Yazmak isteyen gençlerimiz var, nereden başlamalılar? Neler söylersiniz?

 

Sevgili Gençler! , Öncelikle yazabilmek için bolca okumak gerek. Eğer aklınızda bir yazım hikâyesi varsa lütfen ama lütfen hangi alanı kapsıyorsa konusu çalışmanızın o alana yönelik en az iki yıl okuma yapın. Büyük üstatları, yerel ve ulusal yazarları,klasikleri okuyun. Benim size önerim, kaleminizin kelamınızın gücüne inanıyorsanız, öncelikle deneme yazmakla başlayabilirsiniz. Şiir başlı başına bir ruh halidir. Bu sebeple şiirle ilgili yine alanın önemli isimlerini okumanızı öneririm. Lakin ilham perisi yüreğinizi kuşatmışsa bazen buna ihtiyaç duyulmaz. O satırlar mısralara, mısralar beyitlere, dörtlüklere, yüz yazınsallara dönebilir. Ama bu çok nadir olur. Kendinizi geliştirmek açısından bol bol okuma yapınız. Hepinize başarılar diliyorum. Ya okuyun, ya dinleyin, ya da yazın… Bir yazarımızın dediği gibi “ya yol bulun, ya yol olun ya da yoldan çekilin”…


İrfan hocam değerli vaktinizi ayırdığınız için çok teşekkür ediyorum.Çok teşekkür ederim bu güzel sohbet için. Müteşekkirim. Saygılar hürmetler sunarım.

 

SAMSUN YAZARLAR DERNEĞİ RÖPORTAJLAR SERİSİ 2021

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • CENGİZ CAN 21 Eylül 2021 00:00

    Liyakatin sözlükten dahi çıkarılmaya çalışıldığı şu dönemde liyakat sahibi ender insanlardan biridir İrfan bey.