Bu haftaki konuğumuz Samsunda Âşıklık geleneğini yaşatan ve en önemli temsilcilerinden olan halk ozanı, âşık Rasim Genç. Türkülere tutunan, bağlaması hayat yoldaşı olan Rasim Genç ile yaptığımız sohbetimizi keyifle okuyacağınızı umuyorum.
HAFTANIN RÖPORTAJ KONUĞU: AŞIK RASİM GENÇ
(Samsun Yazarlar Derneği Kütür Faaliyetleri)
Hazırlayan: Eğitimci Yazar Celalettin TUTKUN
Bu haftaki konuğumuz Samsunda Âşıklık geleneğini yaşatan ve en önemli temsilcilerinden olan halk ozanı, Aşık Rasim Genç. Türkülere tutunan, bağlaması hayat yoldaşı olan Rasim Genç ile yaptığımız sohbetimizi keyifle okuyacağınızı umuyorum.
İçimde yanan ateşi sözümle dışarı atıyorum sazım ile de söndürmeye çalıyorum.
1-Değerli ozanım, Rasim Genç kimdir? Bir hayatı özetlemek zordur ancak,okurlarımıza kendinizi tanımlayacak olsanız, birkaç cümleyle hayatınızı nasıl özetlersiniz?
1963 yılında Vezirköprü ye bağlı Çorakdere köyünde doğdum
İlkokulu köyümde bitirdim. İmkânsızlıklar nedeniyle eğitimime devam edemedim
Hayatımın büyük bir bölümü köyümden ve sevdiklerimden uzakta geçti. Çobanlıkla başlayan yaşantım inşaat işçiliği ile devam etti. 2009 yılında Vezirköprü Kaymakamlığı, köylere hizmet götürme birliğinden emekli oldum. Şu an Vezirköprüde Âşıklık geleneğini sürdürmekteyim
2-Bağlama ve halk müziği ile tanışmanız nasıl oldu. Bu süreçten bizlere bahseder misiniz?
Bağlama ile tanışmam şöyle oldu. İnşaatlarda amelelik yapardım, harcı kardıktan sonra küreği elime alırdım ve küreği saz olarak kullanırdım. O zamanlar saz alacak param yoktu. Kürekle saz hareketleri yapardım. Kendimi sazda bu şekilde geliştirdim. Daha sonra bir saz aldım. Köyüme geldim, ancak bu seferde çevrem sazıma, saz çalmama karşı çıktılar. Bizim oralar orman köyüdür. Sazımı saman çuvalının içine koyardım. Sazımı bu şekilde köyden çıkarır, ormanlarda çalıp söylerdim. Kendimi bu şekilde geliştirdim. Sazda ve sözde herhangi bir üstadım olmadı. İçimde yanan ateşi sözümle dışarı atıyorum sazım ile de söndürmeye çalıyorum.
Yüce Atatürk diyor ya: Duvarda asılı duran sazın bağrında Anadolunun kültürü yatar.
3-Anadolu toprakları çok değerli ozanlar yetiştirdi. Karacaoğlandan,Dadaloğluna, Murat Çobanoğlundan Neşet Ertaşa uzayan bir kültürümüz var. Ve ozanlar usta çırak ilişkisi ile bu kültürü kuşaktan kuşağa taşırlar. Sizin çırak olarak yetiştirdiğiniz bir âşık, yolunuzu takip edenler birileri var mı,sizi örnek aldığını düşündüğünüz âşıkların olduğunu görüyor musunuz?
Âşıklık geleneğine Karacaoğlanın Dadaloğlunun Murat Çobanoğlunun Neşet Ertaşın elbette çok büyük katkıları vardır.
Bir memleketin kültürünü dünyaya tanıtan o memleketin ozanlarıdır. Ozanı olmayan bir memleket okulsuz köye benzer. Şiirlerimi takip eden ve şiirde yetiştirdiklerim oldu ama sazda yetiştirdiklerim olmadı
4- Âşık Veysel bir dörtlüğünde:
Sen bir ceylan olsan ben de bir avcı,
Avlasam çöllerde saz ile seni,
Bulunmaz dermanı yoktur ilacı,
Vursam yaralasam söz ile seni diye seslenmektedir bizlere. Sazınız sizin için ne ifade etmektedir, günlük vaktinizin ne kadarını saz ile söz ile geçirmektesiniz?
Âşık Veysel: Sen bir ceylan olsan bende bir avcı, avlasam çöllerde saz ile seni diyor. Kurşun ile demiyor. Bulunmaz dermanı yoktur ilacı, vursam yaralasam söz ile diyor. Âşıklarda söz önemlidir. Halkın diyemediğini âşıklar halka sazlarıyla sözleriyle anlatırlar. Bir nevi âşıklar halkın sözcüsüdür.
Yine bir başka ozanımız: Âşıklar olmasaydı tabiat dilsiz kalırdı tabiatın dili olmazdı diyor.
Başka bir halk ozanı da: Saz giren eve silah girmez, türkü giren eve kötülük girmez diyor.
5-Halk müziğinin, âşık edebiyatının geleceğini nasıl buluyorsunuz? Bu konudaki düşüncelerinizi ve yaşadığınız en önemli zorluklardan bahseder misiniz?
Bir insanın kolunu bacağını kestiğiniz zaman yaşar, ama sakat kalır. Türkülerde öyledir. Özünü bozduğun zaman âşık edebiyatına faydası olmaz.
Yaşadığım zorluklara gelince. Bazen düğünlere veya festivallere davet ediliyorum. Sazımla sözümle kültürümüzü anlatmaya başlıyorum. Bana diyorlar ki: Âşık, bunları bırak bize oyun havası çal. Oysa âşık sazıyla sözüyle halka mesaj verir. Âşıklara imkânlar verilmiyor.
6-Yaşamınızı anlatan bir belgesel yapıldı. Bu fikir nasıl ortaya çıktı, nasıl gerçekleşti, anlatabilir misiniz?
Evet, yaşantımı anlatan belgesel yapıldı. Bu belgesel Ondokuzmayıs Üniversitesinden Profesör Doktor Şahin Köktürk ile yapımcı mühendis Kenan Yavuzarslan ve ekibi tarafından gerçekleşti.
7-Ozan topluma söyleyecek sözü olan kişidir. Vezirköprü sevdası, Gelsene dost, Hayat ağacı isimli kitaplarınız var. Şiirlerinizi kitaplaştırdınız. Şiirlerinizden birkaç dörtlük, özlü sözler almamız mümkün müdür?
Bu güne kadar yedi adet kitap yazdım. Söylemek istediğim sözlerimi kitaplar aracılığıyla insanlara ulaştırdım.
YORDU BUGÜN
Uzaklara gidemiyom
Yollar beni yordu bugün
Demeden de edemiyom
Kullar bana vurdu bugün
Yön çevirir bozar safı
Konuşurken yapar gafı
Düşünmeden söyler lafı
Diller beni kırdı bugün
Hatıramı saklatmadı
Çevresini yoklatmadı
Tomurcuğu koklatmadı
Güller diken verdi bugün
Dalavere bilmem hile
Ömrüm geçti çektim çile
Rasim derki dostum bile
Eller tuzak kurdu bugün
Âşık Rasim Genç ( 20/08/2020)
Ormandan bir çiçek kopar, getir,saksıya dik ve lüks dairenin en güzel yerine koy. Ve çiçek orada ıstırap çeker...
Duygusuz yazılan şiir yapay çiçeğe benzer. Etrafına güzel kokular saçmaz sadece bulunduğu yeri işgal eder.
8-Okullara gidiyorsunuz ve âşıklık kültürünü gençlerimize anlatıyorsunuz. Günümüz gençlerinin âşık edebiyatına olan bakışını nasıl değerlendirirsiniz? Âşıklık sanatının geleceği ile ilgili düşünceleriniz nelerdir?
Sağ olsunlar müdürlerimiz beni okullara davet ediyorlar ve okullarda Âşık edebiyatını işliyoruz, anlatıyoruz. Gençler bizi merakla dinliyorlar. Gençlerin isteği üzerine aynı okula birkaç kez gittiğim zamanlar oldu.
Âşık edebiyatı okullarda işlenmeli,gençlik yoz kültürle beslenmemeli
Kıymetli üstadım, beni kabul edip vakit ayırdığınız ve sorularımızı içtenlikle cevapladığınız için çok teşekkür ediyorum.
Ben de teşekkür ederim.
SOKAK CANLILARI
Allah hayvanları yaratmış ama
Onların konuşan dili olalım
Elinden gelirse aç susuz koma
Onların ayağı eli olalım
Bakar amma kapıları açamaz
Canı çekse bile suyun içemez
Engelleri aşıp öte geçemez
Onların gidecek yolu olalım
Koruyun kollayın dağda görünce
Bir kap yemek verin bağda görünce
Kurtarmaya çalış ağda görünce
Onların kanadı kolu olalım
Sokakta kalırlar görmez sıcağı
Isınmak istese yoktur ocağı
Onlarda arıyor saran kucağı
Hoşgörü sevgiyle dolu olalım
Kapıya yaklaşıp çalamaz zili
Karnı acıksa da söylemez dili
Uzanıp almaya yetişmez eli
Rasim der tutacak dalı olalım
(Âşık Rasim Genç)