Haftanın Konuğu: Eğitimci/Şair/Ozan İsa Kahraman

Eğitimci Yazar Celalettin Tutkun'un bu haftaki konuğu Eğitimci Şair Ozan İsa Kahraman oldu. 

 

 

“İNSAN SEVGİYE, SEVGİ MEVLA’YA VARMADIKÇA DÜNYADA HUZUR OLMAZ.”

 

Bu haftaki röportaj konuğum emekli öğretmen, şair ve ozan İsa kahraman. Karaağaçtan yapılmış bir bağlama ile gönüllere dokunmaya başlayan ve günümüzde Ozan Kahramani mahlasıyla “sevgiyi yaşatmak için” çalıp söyleyerek toplumun dili olmayı hedefleyen değerli ozanımızla yaptığımız söyleşiyi beğeni ile okuyacağınızı umuyorum.

 

 

Değerli hocam, öncelikle röportaj teklifimi kabul ettiğiniz için teşekkür ederim. Sizi daha yakından tanımak isteriz, İsa kahraman kimdir?

 

Dokuz kardeşten 3 numaralı olan İsa Kahraman 1953 yılı Ordu ili, Gölköy ilçesi doğumlu. İlköğrenimini Gürgentepe Akmescit İlkokulu’nda tamamladıktan sonra, Lâdik Akpınar İlköğretmen Okulu’nu kazandı. Buradan ilkokul öğretmeni olarak mezun olup, Urfa Yavuz Selim İlkokulu’na atandı. Beş ay sonra da oradan Samsun Vezirköprü Örencik Köyüne İlkokul öğretmeni olarak atandı. Mesleğinin dördüncü yılında er öğretmen olarak Rize’ye atandı. 1981’de Samsun Çarşamba’ya, on beş yıl sonra da, Samsun merkeze geldi. 23 Nisan İlköğretim Okulu’ndan emekli oldu. İki çocuk babası olup Samsun Atakum’da ikamet etmektedir.

 

Değerli hocam, siz bir halk ozanısınız, şiir ve bağlama ile iç içe bir yaşam görüyoruz sizde.

 

Şiire ve bağlamaya ilginiz nasıl başladı?

Babam iyi bir kavalcıydı. Yanaklarını şişirerek kaval çalışı hala gözümün önündedir. Henüz okullu değildim. Büyük abim bir gün kara renkli bir bağlama getirdi eve. Her şey o karaağaçtan yapılmış bağlama ile başladı. Önce abilerim, ardından ben ve diğer erkek kardeşlerim öğrendik.

 

Adım türkücü oldu daha küçükken. Şiir denemelerim olurdu. İlkokul 5. Sınıftayken 23 Nisan ile ilgili şiir kitabından arkadaşlarıma dağıtılacak şiirler bitince, bir arkadaşıma şiir yazmıştım da bayramda benim şiirimi okumuştu.

 

Meslek hayatımda önceliğimi hep öğretmenlik mesleğime verdim. Müzik çalışmalarım, okul ile evim arasından ibaret oldu. Emekli olduktan sonra müziğe, şiire önem gösterdim. Usta şair ve âşıklardan yararlandım. Asıl güfte ve bestelerime Halk Ozanı Âşık Cafer KUL’u tanıdıktan sonra başladım. “Gönül Fırtınam” adlı şiir kitabım ve birçok bestelerim var. Ekonomik sıkıntılar nedeniyle maalesef ikinci kitabımı yayınlayamıyor, eserlerimle bir albüm çıkaramıyorum.

        

Ozan Kahramani topluma bir mesaj vermek istiyor mu? Siz bir öğretmensiniz ve öğretmenler mesaj vermeyi önemser. Bağlamanızın bize söylediği nedir?

 

İnsan sevgiye, sevgi Mevla’ya varmadıkça dünyada huzur olmaz. Ana dersler resim, müzik ve beden eğitimi dersleri olduğunda ancak ruhen ve bedenen sağlıklı bir nesil yetişir.

 

Bağlamam sevgiyi yaşatmak için birliği işaret eder.

 

Yakın zamanda Samsun Yazarlar Derneğinin düzenlediği bir etkinlikte bir bozlak seslendirmiştiniz. Performansınızı alkışlamış ve sizi takdir etmiştim. Kolay gibi görünen ama zor bir sanat diye düşündüm o an. Çalıp söylemenin incelikleri, zorlukları nelerdir?

Genelde zor eserleri okumayı sevmemle beraber, ruhumu okşayan eserleri okuyorum.  Sırf istediler diye bir eser okunduğunda o eserin özüne inemiyorsunuz. Hissedip de okuyunca başarı geliyor.

 

Ozanlık geleneğinin geçmişi ve geleceği hakkında düşünceleriniz nelerdir?

Bir lisede, eserlerimin nasıl oluştuğunu anlatırken ‘’Gönül fırtınam’’ adlı eserimin kaynağını anlatıp yorumladım. Ağır geleceğini sandığım eserimi tekrar istediklerinde; ‘’Tamam, Ozanlık geleneği devam eder’’ dedim

 

Halk ozanlarının en büyük özelliklerinden biri de gözlemlediğim kadarıyla toplumda yaşanan sorunları dile getirmek diye düşünüyorum. Bu görüşüme katılır mısınız ve eğer katılıyorsanız aksayan yönlerimiz nelerdir toplum olarak?

Halk aşığı, halk ozanı ve halk şairleri toplumun dilidir, dili de olmalılar. Ancak içinde bulundukları baskılar zaman zaman bu görevlerini aksatmaktadır diye düşünüyorum.

 

Türk toplumu olarak çok değerli ozanlar yetiştirdik, yakın zamanda Âşık Veysel’i ziyaret için Sivas’a gittiğinizi biliyorum. Sizin etkilendiğiniz, ilham aldığınız ozanlar, şairler oldu mu?

Elbette ki etkilendiğim pek çok ozanlar, âşıklar, şairler ve sanatçılar var.  Karacaoğlan, Dadaloğlu, Âşık Veysel, Neşet Ertaş gibi.

 

Günümüzde halk ozanlarının yaşadığı sorunlar var mı? Varsa nelerdir?

Özgür değiller. Ekonomik durumlardan eserlerini gün yüzüne çıkaramıyorlar. Her ozan, âşık ve şair aslında birer basın elamanlarıdır. Günü, geleceğe en iyi aktaracak kişilerdir.

 

Şu aralar ne gibi aktiviteler içerisindesiniz, neler yapıyorsunuz, projeler var mı?

Yöremizdeki kültürel etkinlikleri takip ediyor, zamanla bunlara katılıyorum. Şiir yazmaya, bestelemeye ve bağlamamla yorumlamaya çalışıyorum. Projem, ekonomi düzelirse -ki bu çok zor görülüyor- 2. kitabımı yayınlamak ve eserlerimle albüm yapmak.

 

Değerli hocam son olarak, dostlarınıza, okurlarınıza, gençlere; bağlamaya, şiire ilgi duyanlara ne gibi mesajlarınız olacaktır?

Biz ozanlara, âşıklara şair ve yazarlara ilgi duyun önem verin ki; İçinizdeki gizli ozan, âşık, şair ve yazarlar ortaya çıksın. Gözlemleyin, yorumlayın ve yazın.

 

Değerli hocam, bu güzel sohbet için teşekkür ediyorum.

Ben de teşekkür ederim.

 

BAK KİRPİKLERİMDE TÜRKÜ ASILI

 

Bak kirpiklerimde türkü asılı

Türküsüz kemanı neylim kemancı

Çalıver bozlaktan gerçek fasılı

İçten iki dörtlük söylim kemancı

 

Gönül çağlayınca şarap da neme

Hoş muhabbetle gelirim deme

Sevgiye aç dünya gelmez gündeme

Ben buna şaşarım böylim kemancı

 

Dertlerim yordu be mızrabım sessiz

Bu yol gidilmiyor karanlık ıssız

Sabahları neylim gündüzler hissiz

Sür yayı gönlü hoş eylim kemancı

 

Kahramani der ki göz göre göre

Sinem girdi sanki kor semavere

Çal türkülerimi dinlesin yöre

Erenler nehrini boylim kemancı

 

(OZAN Kahramani -İsa Kahraman-)