Bir zamanlar millet olarak güreş şampiyonalarını soluk soluğa izler şampiyonlarımızla aynı coşkuyu yaşardık.Türk gibi kuvvetli sözünü söyleten güreşçilerimizi kahramanlar gibi bayram havası içerisinde karşılardık.
BİR ZAMANLAR YER YERİNDEN OYNARDI
AHMET SEVEN
Macaristan'da düzenlenen Büyükler Dünya Güreş Şampiyonası'nda grekoromen stil 87 kiloda ülkemizi temsil eden milli güreşçimiz Metehan Başar, finalde Ukraynalı rakibini mağlup ederek altın madalya kazandı.
Bir zamanlar millet olarak güreş şampiyonalarını soluk soluğa izler şampiyonlarımızla birlikte aynı coşkuyu yaşardık.
Türk gibi kuvvetli sözünü söyleten güreşçilerimizi kahramanlar gibi bayram havası içerisinde karşılardık.
Bu heyecan ve coşku günler boyu sürüp giderdi.
Fakat bu coşku zamanla zayıfladı.
Yerini sıradanlığa bıraktı.
Salonlarda yapılan güreşlerde seyirci bulamaz olduk.
Hâlbuki güreşte dünya çapında devler yetiştirmiştik.
Bunu yeniden sorgulama zamanımız geldi.
Hatta geçiyor bile.
Gerek sporcularımıza gerekse halkımıza milli heyecan ve ruhu yeniden kazandırmak zorundayız.
Her zaman söylüyorum.
Güreş bir spor dalından ibaret değildir.
Yetkililerimiz bunu masaya yatırmak zorundadırlar.
Bu konuda konferanslar verilmeli, yazılan kitaplara sahip çıkılmalıdır.
Bir sporun felsefesi verilmez yani ruhu kazandırılmazsa yalnız kalırsınız.
İşin tekniğini konuşmaktan öte ruhunu da konuşup tartışmalıyız.
Yaşar Doğu'ları yeniden gündeme taşımalı onların bıraktığı o ruhu heyecanı, şuuru anlatmalıyız.
Bu bir milli meselidir.
Güreş bir dava sporudur.
Kısacası güreş davası için çalıştaylar düzenleyip ne yapılması konusunda yol haritası belirlemeliyiz.
Güreşi ötekileştirenlere karşı bayrak açmalıyız.
Her şampiyonadan sonra Türk Güreşinin Sembolü yaşar Doğunun kabri ziyaret edilmeli, onun hayatı örnek kişiliği felsefesi ve mücadelesi her sporcuya, her gencimize öğretilmesini sağlamalıyız.
Yoksa milli heyecanı coşkuyu şuuru yitirip yalnızca spor yapmaya başlarsınız.
Şimdi bunu konuşup düşünmenin zamanıdır.