‘Hâlâ anlamayanlar için”, bir zamanlar…
‘Nato kafa, nato mermer’ denirdi!
‘Mermere kafa atan, kalın kafa’!
Enteresan!..
Başarının sahibi çoktur da!
‘Yenilgi’ kara yazı!
Koyusundan yalnızlık!
‘Ölümüne yanındayız’!
‘Geç!’
‘Kral öldü!’
‘Yaşasın, yeni Kral’ işi, politika!
Acayip!
Zik zaklı!
Uzun bir dar patika!..
‘İp cambazlığı’ da, diyebilirsin!
Yürüdün, ‘alkış’ kopar!
Düştün!
‘Ayva’ çiçek açar!
…
Çocukluğumda, aklımda kalmıştır!
‘Halife Ömer’in gençliğinde başından geçen, gülerek anlattığı hatırası!
‘Gülmek, ağlamak arası’ bir durum!
İbretliktir!..
‘Siyasetten’ açılınca;
anlatırım hep!
‘Tanıdıktır!..’
“Hiç unutmam’ der;
‘Adaletin terazisi’ Ömer’!..
Arkadaşlarla birlikte
‘Helvadan’ put yapar,
yaptığımız, helvadan putlara tapardık!..
Bi müddet sonra acıkır;
oturur, ‘onları’ ‘yerdik’!
‘Aklıma geldikçe, gülerim’!..
‘Medet beklediğimiz putların’ haline!..
Bizim halimiz onlardan beter!
Ne cahillik!
‘Cehalette zirve’ olduğu için!
Dönem, ‘Cahiliyye’ geçer!..
…
‘Un’unu!
Yağını!
Şekerini ver!
Ellerinle!
Yoğur!
‘Helva’ yap!
Baktın…
‘Bıktın’!
‘Acıktım’ de, ye!
Konfora bak!
Hemen değil!
‘Püf noktası’ burda!
Tadını çıkar!
Başından büyük bir yere koy!
Yükselt!
Karşısında “büklüm’ ol!
El aç!
Gözünü yum!
Talep et, minnet et!
‘Tık’ yok!
Sürgit!
‘Yap’!
‘Tap’!
‘Ye’!..
…
Konuşsan, ‘duymaz’!
Görsen, ‘görmez’!
‘Yüksektedir’ amma!
‘Üflesen’ düşer!
Kendine faydası yok!
‘Helvadan put!
Ne bekliyordun!
Yücelt, yücel!
‘İşin bitince’ at ağzına!
Bir helva biter!
Bir helva pişer!
‘Malzeme sıkıntısı’ yok!
‘Helvadan’ çeşit bol!
Haddinden fazla!
Herkese yeter!
‘Ölene’ yapılır!
‘Niyetine’ dağıtılır!
‘Helva Töreni’nin amacı..!
‘Gelenekte’ gizli!
‘Gözün açıksa’, görürsün!
Yaaa!..
‘Gelenek’ bozulmaz!
…
‘Kap ordan ‘bi tabak’ da gel’!