Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'nun Başbakan Erdoğan'ı çileden çıkartan konuşmasını köşesinde yorumlayanMilliyet gazetesi yazarı Nagehan Alçı, Feyzioğlu'na sert eleştiriler yöneltti.
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'nun Başbakan Erdoğan'ı çileden çıkartan konuşmasını köşesinde yorumlayanMilliyet gazetesi yazarı Nagehan Alçı, Feyzioğlu'na sert eleştiriler yöneltti.
ASIL NEDEN FEYZİOĞLU'NUN CHP HESABI MI?
Barolar Birliği aşkanı Feyzioğlu'nun siyasi bir kariyer için bu konuşmayı yaptığını iddia edenMilliyet yazarı "Feyzioğlu'nun ismi bir ara CHP Genel Başkanlığı için kulislerde geçiyordu. Anlaşılan kürsüden bunun için nabız yoklaması yapıyor." diyerek günün en ilginç iddialarından birini attı oraya.
İşte Alçı'nın yazısındaki ilgili bölüm:
FEYZİOĞLU TARİHİMİZE BİR UTANÇ FOTOĞRAFI EKLEDİ
Anayasa Mahkemesi Başkanı'ndan mı cesaret aldı, yoksa eski Türkiye'deki çarpık anlayışı fırsat bu fırsat yeniden hortlatmaya çalışayım mı dedi, bilinmez ancak dün Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'nun Danıştay'ın 146. kuruluş yıldönümünde yaptığı konuşma bir utanç fotoğrafı daha ekledi tarih sayfamıza...
Haşim Kılıç'ın konuşması da böyleydi. Hakikaten önemli, hukuki tespitler içeren uzun bir metne siyasi mesajlar sıkıştırma, açık açık iktidara meydan okuma, son dönemdeki olaylarla ilgili, pozisyon belirtme... Feyzioğlu'nun konuşmasını, özellikle orta bölümlerinden itibaren gözlerini kapayarak dinleyen biri muhalefet lideri iktidarı eleştiren bir konuşma yapıyor yanılgısına düşebilirdi.
BİR HUKUK ADAMI BUNLARI SÖYLER Mİ?
Bir hukuk adamının 1 Mayıs'ta Taksim'in gösterilere kapalı olmasıyla ilgili fikrini açıklaması başka nasıl izah edilebilir? Sosyal medyayla ilgili konuşurken, "Atılan taş zedelenen itibara değmemiştir" ya da "Öfkeyle kalkan zararla oturur. Burada zarar ortak zarardır" demesi siyaset yapmak değildir de nedir? MİT Yasası ile ilgili siyasi görüşünü bildirmesi dil sürçmesi midir?
Daha başka örnekler de var konuşmada ancak benim için sözün bittiği yer, en vahim nokta maalesef Feyzioğlu'nun Dışişleri'ndeki stratejik toplantının apaçık bir casusluk faaliyeti olarak dinlenmesini de konu edip, kim dinlediyse bulunmalı vs gibi şeyler söyledikten sonra içeriğe girmesi ve Türkiye Cumhuriyeti'nin dış politikasını bir manipülasyon aracı olarak kullanılan kayıt üzerinden sorgulamaya girişmesidir. Barolar Birliği Başkanlığı neyin "Yurtta sulh, cihanda sulh" ilkesine uygun olup olmadığını söyleme makamı mıdır? Üstelik benim de katıldığım önemli bir devlet yetkilisinin düzenlediği toplantıda "Servis edilen kayıt 59 dakikalık ön toplantının kırpılarak dezenformasyon amaçlı 13 dakikaya indirilmiş halidir" denmişken?
FEYZİOĞLU'NUN AK PARTİ VE ERDOĞAN NEFRETİ
Devlet açıkça kendi güvenliğini tehdit eden bu operasyona karşı bütün olmuşken Feyzioğlu, Ak Parti ve Başbakan nefretiyle herhalde devlete meydan okuduğunu fark etmemiş olacak...
Aynı zamanda bu duygu durumu devlet adabına uygun davranmayı da unutturmuş görünüyor. Zira ev sahibinin yarım saatle sınırlı bir konuşma yaptığın salonda siyasi mesajlarının yarattığı heyecanla bir saate yakın konuşmasını nasıl açıklayabiliriz?
Nihayetinde Türkiye bu ve benzeri konuşmaların rahatlıkla yapılabildiği bir ülke. Bırakırsınız hukuk adamlığını, sıvarsınız kolları, girersiniz siyasete... Ama öyle cüppeyle meydan okuma zamanları geçti artık...
FEYZİOĞLU CHP LİDERLİĞİ İÇİN NABIZ YOKLADI
Feyzioğlu'nun böyle bir konuşmaya cesaret etmesinin altındaki sebeplerden biri de muhalefet koltuğunun hakkıyla doldurulmaması. Bu ülkede iktidara rakip olabilecek bir muhalefete ihtiyaç var. O boşluk orada durdukça eski reflekslerin depreşmesi kolaylaşıyor. Feyzioğlu'nun ismi bir ara CHP Genel Başkanlığı için kulislerde geçiyordu. Anlaşılan kürsüden bunun için nabız yoklaması yapıyor.