Biri dün Samsun'da benim için camiyi yıktığımı, Van'da kiliseyi onardığımı söyledi. Ben Camiyi yıkmak gerekirse ibaresiyle kullanılmış daha iyisini de yapmışızdır. Biz bunu yaşarız. Bunu yapamayanların sözlerini benim vatandaşım zaten bilir.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Her ne sorun varsa oturacak, konuşacak, samimiyetle yüreklerimizi birbirimize açacağız. Silah demokrasinin yolu değildir, şiddet demokrasinin yolu değildir, molotof kokteylleri demokrasinin yolu değildir, esnafımızı, vatandaşımızı kepenklerini indirmeye mahkum etmek özgürlük mücadelesi değildir" dedi.
Erdoğan, Van'ın Özalp ilçesindeki toplu açılış törenindeki konuşmasında, ilçenin kendi gönül dünyasında bir yerinin olduğunu belirtti.
İstanbul gençlik kolları başkanlığı yaptığı dönemde Van'a görevlendirildiğini anlatan Erdoğan, kendisine "Van'ın Özalp ilçesine gideceğinin" söylendiğini aktardı. Kendisinin ilçeye geldiğini ve geceyi de geçirdiğini anlatan Erdoğan, Çaybağı köyüne gittiğini ifade etti.
Köyde Anadolu'da "kerpiç" denilen, ot ve çamurdan yapılan, tezek yakılan bir eve misafir olduğunu dile getiren Başbakan Erdoğan, "Yer yataklarında yattık ama gönülden ikramlarla o geceyi orada geçirdik. O benim dünyamda çok anlamlı bir geceydi. Sohbetimiz, yaptığımız o çalışma, sene 1978, 1979 o zamanlardı. Ben bir gencim, buradayım, bu muhabbetimizi yaptık" diye konuştu.
Özalp'te bugün toplu açılış töreni düzenlendiğine dikkati çeken Erdoğan, "Açılışlar bizim bahanemiz. Açılışlar bizim zaten görevimiz, vazifemiz. Biz Özalp'a esasen muhabbet için geldik, hasret gidermek için geldik. Sizin gönül sohbetinize mazhar olabilmek için geldik. Türkiye'nin en doğusundaki bu ilçemizin halini hatırını sormak, dertleşmek, istişare etmek için ayağınıza geldik" dedi.
"Uzak kavramını tanımıyor, ücra kavramına lügatımızda asla yer vermiyoruz"
Hafta içinde Kosova'da bir Türk firmasınca yapılan havalimanını açılışını gerçekleştirdiğini hatırlatan Erdoğan, "Oradan geldik ayağımızın tozuyla Van'a ulaştık" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin en doğusunda, Özalp'te olmaktan duyduğu mutluluğu dile getiren Erdoğan, şunları söyledi:
"Biz, hükümet olarak uzak kavramını tanımıyor, ücra kavramına lügatımızda asla yer vermiyoruz. Nerede nefes alıp veren bir insanımız varsa bizim gönlümüz orada. Nerede bir vatandaşımız, kardeşimiz, dostumuz varsa bizim gönül muhabbetimiz orada. Biz Ankara'ya kendisini mahkum eden, Ankara'nın dışına kulağını tıkayan bir hükümet olmadık, olmayacağız. Kendimiz gidemediğimiz yere bakan, milletvekili arkadaşlarımız gitti. Kendimiz fırsat bulamadığımız, ziyaret edemediğimiz yere hizmetlerimiz gitti, yatırımlarımız gitti. En batıda Meriç ilçesine, Enez'e Gökçeada'ya, Bozcaada'ya, Çeşme'ye ne hizmet götürdüysek en doğuda Aralık'a, Doğubeyazıt'a, Şemdinli'ye, Çukurca'ya, Saray'a, Özalp'e de o hizmeti götürdük. Kuzeyi nasıl kucakladıysak güneyi de öyle kucakladık. Batıya hangi nazarla baktıysak doğuya da aynı nazarla baktık."
"Biriz, beraberiz hep birlikte Türkiyeyiz"
İlçede açılışı yapılan yatırımlar hakkında da bilgi veren Başbakan Erdoğan, "İki yıl içerisinde, Van depreminden bu yana cumhuriyet tarihinde Van'a böyle yatırım yapılmadı. Ne kadar biliyor musunuz? 5 katrilyon. Niye? Çünkü biz bu milletin efendisi değiliz, biz bu milletin hizmetkarıyız. Onun için bizim kitabımızda, bizim lugatımızda ayrımcılık yok. Biz biriz, beraberiz hep birlikte Türkiyeyiz" diye konuştu.
"Biz laf üretmiyoruz, biz kuru ideolojilerin peşinde koşmuyoruz, biz gerilim siyaseti istemiyoruz" ifadelerini kullanan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Bizim davamız hizmettir, bizim fikrimiz, zikrimiz hizmettir, bizim ideolojimiz hizmettir. Biz bu ülkede Türküyle Kürdüyle Lazıyla Çerkeziyle Gürcüsüyle Abazhasıyla Boşnağıyla Romanıyla Zazasıyla ne kadar etnik unsur varsa hep birlikte yaradılanı yaradandan ötürü seviyoruz. Bizim farkımız bu. Onun için biz bir etnik unsurun partisi değiliz, bir bölgenin partisi değiliz. Biz tüm Türkiye'nin partisiyiz, tüm milletimizin partisiyiz ve 76 milyonun hizmetkarı bir hükümetiz. Bizim farkımız bu. 780 bin kilometre kare içinde 81 vilayetimizde, her ilçemizde, köyümüzde, mezramızdaki vatandaşın yüzünü güldürmek bizim davamızdır, bizim ideolojimizdir."
"Geçmişten ibret alacağız"
Kalkınma ve huzurun birbiriyle paralel ilerlediğini, huzurun olmadığı yerde kalkınmanın, ilerlemenin, kalkınmanın olmadığı yerde ise huzur ve refahın olmayacağını vurgulayan Başbakan Erdoğan, kendilerinin on bir yıl boyunca hem huzuru pekiştirmenin hem de kalkınmayı sağlamanın mücadelesini verdiklerini bildirdi.
'Hem ekonomi hem demokrasi' dediklerini ve birini diğerine tercih, feda etmediklerini kaydeden Erdoğan, "Hamd olsun tüm tehditlere, tüm kışkırtmalara bize kurulan tüm tuzaklara rağmen milletimizin desteği ve hayır duasıyla çok güzel işler yaptık, milletimizi sevindirdik, hizmetler ürettik. Geçmişin yaralarını tedavi etmenin, geçmişin ihmallerini telafi etmenin gayreti içinde olduk" dedi. Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
"Türkiye 11 yıl boyunca yaptığı reformlarla daha güçlü, çok daha ileri demokrasi standartlarına sahip bir küresel güç haline gelmiştir. Geçmişin tartışmalarıyla geleceğimizi karartmayacağız, geçmişin acılarıyla umutsuzluğa mahkum olmayacağız ve ülkemizi de umutsuzluğa mahkum etmeyeceğiz. Geçmişten ibret alacağız, geçmişin hatalarından sakınacak, geleceği birlikte inşa edeceğiz. Her ne sorun varsa oturacak, konuşacak, samimiyetle yüreklerimizi birbirimize açacağız. Silah demokrasinin yolu değildir, şiddet demokrasinin yolu değildir, molotof kokteylleri demokrasinin yolu değildir, esnafımızı, vatandaşımızı kepenklerini indirmeye mahkum etmek özgürlük mücadelesi değildir. Ne biliyorsak bunları masada konuşalım. Hepsinden öte 4 yılda bir genel, 5 yılda bir yerel seçimde sandık gelecek, hür irademizle, özgür irademizle gelelim sandıkta kararımızı verelim ve bu karara da herkes saygı duysun."
Erdoğan satır başları ile şunları söyledi:
-Silah demokrasinin yolu değil, şiddet demokrasinin yolu değildir, kepenkleri silah zoru ile indirtmek özgürlük yolu değildir.
-Sandık önümüzde, herkes sandıkta tavrını ortaya koysun.
-Muğlalı kışlası artık yok. Çünkü istenmiyordu. Bu adımı attık.
-Bu ülkede iki kişiden biri Ak Parti diyorsa bunun sebebi budur.
-Özgürlükçü olmak tüm milleti temsil etmektir.
-Terörden şiddetten fırsat uman çevrelere fırsat vermeyeceğiz.
-Silah ve şiddet hiçbir meseleyi çözmemiştir çözemez.
-Silahın şiddettin araya girmesine izin vermeyeceğiz.
-Bölgemizde barışın kardeşliği hakim kılıcak, tüm bölgelerin ilerlemesini mümkün hale getireceğiz.
-Van büyükşehir oldu. Artık köy yok belde yok, mahalle var. Özalp'ın köyleri artık Özalp'ın mahallesi olacak.
-İl Genel Meclisi olmayacak, Büyükşehir Belediyesi Meclisi olacak. İmar planlarını herkes istediği gibi yapamayacak.
-Ben bundan sonra muhalefetin genel başkanlarının isimlerini ağzıma almayacağım. Arkadaşlarım gereken cevap veriyor.
-Biri dün Samsun'da benim için camiyi yıktığımı, Van'da kiliseyi onardığımı söyledi. Ben Camiyi yıkmak gerekirse ibaresiyle kullanılmış daha iyisini de yapmışızdır. Biz bunu yaşarız. Bunu yapamayanların sözlerini benim vatandaşım zaten bilir.
-Biz etnik milliyetçilik, bölgesel milliyetçilik yapmayacağız dedik batıda ne yapıyorsak doğu da onu yapacağız.
-Dinsel milliyetçilik yapmayacağız dedik Müslümanın da hristiyanın da hatta ateistin de hukukunu koruyacağız.
-Yıllarca bu ülkede başörtüsü zulmü yaşanmadı mı, okullara devlet dairelerine başörtülü sokulmuyordu. Bugün serbest bırakıldı, bir sıkıntı var mı, tam aksine mutluluk var. Gözü yaşlı annlerin ızdırapları dindi.
-İstanbul'un Fatih ilçesi hangi hizmeti alıyorsa, Van'ın Özalp ilçesi de aynı hizmeti almayı hakediyor. Özalp bu çamuru bu çöpü haketmiyor.
-Göreve geldiğimde İstanbul çöp dağları içinde idi. Su yoktu, herkes bidonlarla su gidip getiriyordu. İstanbul'u dünyanın sayılı temiz şehirlerinden biri olduğunu teyid ettiler. Van, Özalp neden böyle olmasın. Bunun için Büyükşehir olayı çok önemlidir.
Kaynak: Haber7, AA