ENDİŞELERİMİZ VE ÇOCUKLARIMIZ
Uzun bir aradan sonra tekrar merhaba
En son yazımın tarihine baktım da aradan 5 aya yakın bir zaman geçmiş. Son yazımdan sonraki gün yeni kitabımı kaleme almaya başlamıştım sonrada okullar açıldı. Bugün ise kitabım basım aşamasında ve okulların tekrar uzaktan öğretime geçilmesi kararı alındı. Öğretim diyorum çünkü eğitim davranış değişikliği sağlayabilmektir ve uzaktan derslerle olamaz. Öncelikle dileğimiz bu yeni tedbirlerin, hızla artan vaka sayısını frenlemesi.
Aradan geçen zamanda velilerin tutum ve davranışlarında değişiklik olmadığını duyuyor ve gözlemliyorum. Pandeminin başından beri gerek ders konusunda, gerekse Covit19 u çocuklara anlatma konusunda basın ve yayın organlarından açıklamalar yapıldı. Eğitimin mutfağında olanlar (bende eğitimin mutfağında bir eğitimci olarak) eğitimle ve çocukla ilgili uzmanlar yazılar yazdık.
Tüm dünya bu zor dönemi en hafif hasarla atlatmaya çalışırken kişisel olarak beden sağlığımızı korurken, psikolojimizi sağlam tutmaya çalışmaktan başka çaremiz yok. Bir yakınını kaybeden, arkadaşının yoğun bakıma alındığını duyan kişinin üzülmesinden daha insani ne olabilir ki! Biz büyükleri üzen bu durumlar, düşünsenize çocuğu nasıl etkiler. Zaten okullarını, arkadaşlarını, okul bahçesindeki oyunları özleyen çocuklar evde rahat mıdırlar? Birde bu özlemlerin üzerine hasta ya da kayıp haberleriyle nasıl etkilenirler? İşte tamda bu nedenden dolayı büyükler olarak çocuğun da üzülebileceğini düşünerek, tutum ve davranışlarımıza dikkat etmemiz gerekiyor.
Öncelikle ders konusunda ısrarcı olmamak gerekir. Derslerden tamamen kopmamaları için Canlı Derslerini takip etmeleri yönünde destekleyelim. Bu dönemde çokça ödevi doğru bulmuyorum. Kitap okumayı sevdirmeye çalışalım diyeceğim ama biliyorum ki birçok meslektaşım ve veli çocuğa hadi günde 10 sayfa kitap oku diyecek. Pırasa yemeğini hiç sevmeyen birine hadi iki tabak pırasa yemeği ye demekle kitap okumayı sevmeyen çocuğa hadi 10 sayfa kitap oku demek aynı şey. Sabrınız varsa kitap okumayı sevdirmenin yöntemlerini uygulayın. (canlı yayınlarda, seminerlerimde anlatırım) Sabrınız yoksa hiç çocuğu hırpalamayın derim.
Çocukla yönergeleri olan etkinlik planlamak yerine, birlikte teknolojiden uzak vakit geçirmek daha rahat olsa gerek.
Süreçte belki yakın çevremizde kayıplar yaşanması söz konusu olacaktır. Bu durumlarda çocuğun yaşına uygun durumu açıklamak gerekir. Virüsü anlatırken maske, mesafe ve hijyen kurallarının önemini tekrarlarken de sakin ve soğuk kanlı olmamız şart. Şimdi bunları biliyoruz bu zamana kadar nasıl anlattıysak anlattık geçti artık diyebilirsiniz. Evet bu zamana kadar tüm endişenizi çocuğa aktararak anlatıysanız yanlış olmuş. O yanlışı yavaş yavaş düzeltmek gerekecek. Çemberin yok olmasıyla beraber virüsün en yakınlarımıza gelmesi an meselesi ama bunu sadece biz büyükler bilelim. Yani hepimizin endişesi arttı. Çocukların bu endişelerimizi bilmesine gerek yok.
Artık büyükler olarak silkelenip tam olarak kurallara uyma zamanıdır. Çocuklarımızın beden sağlığı kadar psikojisinin de önemli olduğunu fark etme zamanıdır. Çocuklara korku salmadan evde geçirecekleri bu dönemi, güzel anılar biriktirmek için iyi değerlendirme zamanıdır. Sağlıklı günlerde yeni yazılarımda buluşmak üzere
18/11/2020
Bilsen ŞAHİN
Eğitimci-Yazar