Darbe girişiminden 15 gün önce Turkuvaz Medya'dan çıkan Şeytanın Gülen Yüzü isimli kitabıyla elebaşını deşifre eden Erdoğan çok sert konuştu: Gülen'in üzerinde sadece Türkiye'nin değil 1,5 milyar Müslüman'ın ahı var. Onu hiçbir cehennem pa
Darbe girişiminden 15 gün önce Turkuvaz Medya'dan çıkan Şeytanın Gülen Yüzü isimli kitabıyla elebaşını deşifre eden Erdoğan çok sert konuştu: Gülen'in üzerinde sadece Türkiye'nin değil 1,5 milyar Müslüman'ın ahı var. Onu hiçbir cehennem paklamaz. Dünyada çekecekleri yanında cehennem onun için kurtuluş olur
15 Temmuz darbe girişiminin hemen öncesinde Turkuvaz Medya Grubu yayınları arasından Şeytanın Gülen Yüzü isimli bir kitap çıkararak Fethullah Gülen'i deşifre eden Latif Erdoğan, kitabında Gülen örgütünün son hamlesinin darbe olacağını öngörüyordu. Bugüne kadar ki öngörülerinin tamamı doğru çıkan Erdoğan ile darbe girişimi sonrasında bir araya gelerek bu alçak saldırıyı konuşmak kaçınılmaz oldu. Darbenin başarısız olacağına inandığını ancak yüz binlerce insanın öldürülebileceğinden endişe ettiğini belirten Erdoğan, "Sivil ayak çökertilmeden bu yapı çökertilemez. Gülen'in kafasında darbe fikri her zaman var olmuştu. Şu an başarılı olamadığından dolayı, hırsından dolayı bin pişmanlığı vardır. 'Bunu daha garantiye alsaydık, bu insanlar keşke yüz binlerce insanı öldürseydi de bu iş gerçekleşseydi' diyordur. Tövbe etmez o, çünkü onu aşmış artık!" diyor. Gülen'in bütün İslam aleminin ahını aldığını ve cehennemin onun için ancak kurtuluş olabileceğini ifade eden Erdoğan "Darbe başarılı olsaydı hemen gelmezdi. Naz yapar, yalvartır öyle gelirdi ve sonra da Ankara'daki Akın İpek'in sarayına yerleşirdi" diyor.
- Bir teröristin 45 yıl yanında bulunmuş birisi olarak darbe teşebbüsünü ilk duyduğunuzda ne canlandı gözünüzde, ne hissettiniz?
- Daha önce benim, Gülen'in cinnet halini bilen bir insan olarak, 'son gücü askeri güçtür ve onu kullanır' şeklinde ifadelerim oldu. Darbe teşebbüsünü onun cinnet halinin tezahürü olarak gördüm. Ama başarısız olacağına yüzde yüz emindim. Çünkü toplumda bir karşılığı olmadığını biliyorum. Tek endişem böyle bir cinnet halinde yüz binlerce insanın öldürülebileceğiydi.
- Yüz binlerce insan! Yapabilir miydi bunu?
- Yapar. Benim endişem oydu.
- Ne uğruna yapabilir bunu peki, kişisel hırsları uğruna mı?
- Evet. Tabii bunu topluma kişisel hırsı olarak anlatmaz ama son hedefine varmak için o baştan emir vermiştir. "İsterse bütünTürkiye'yi öldürün' demiştir.
- Siz henüz darbe gerçekleştirilmeden 15 gün önce Turkuvaz Medya'dan Şeytanın Gülen Yüzü isimli bir kitap çıkardınız ve Gülen'le ilgili birçok şifreyi orada deşifre ettiniz. Orada "Gülen'in karakteri ilk hamlede bütün gücünü kullanmaktır" diyorsunuz. Tehlike geçti mi yani?
- Darbe girişiminde bütün gücünü ilk başta kullanmıştır. Artık ikinci bir deneme şansı biraz zayıf görünüyor ama her zaman potansiyel tehlikedir bunlar. Hepsi bir darbeyle açığa çıkmaz. Orduda askeri istihbaratı ellerine geçirdikleri için sağlıklı bir istihbarat da yapılamaz bunlarla ilgili. Kimler bu yapılanmaya ait, kimler değil kestirmek çok zor. Çünkü kurmay albay olduktan sonra bunların hepsi Mason oluyor.
HER KILIĞA GİREBİLİRLER
- Her kılığa girebilirler yani?
- Subaylar, talebelik yıllarında çok keskin Kemalist gözüküyorlar. Dolayısıyla hiçbir yönüyle bunları deşifre etmek kolay değil. Eğer elde bir delil yoksa mümkün değil. Kendi aralarında da birbirlerini tanımıyorlar. En fazla iki kişi birbirini tanır, üst rütbelerde o dayoktur. Dolayısıyla sivil ayak bunları birbiriyle irtibatlandırıyor.
- Yapılması gereken belli yani?
- Evet, sivil ayak çökertilmedikçe bu koordine hep devam eder. Bu darbenin koordinesi tek askerle olmaz, her birime bağlı sivil ayaklara bakmak lazım. Cemaatin kendi yapısı zaten bu hücreevlerine dayanıyor. Askerlerde dikkatlidirler, birebir herkes için ayrı bir ev tutulur. Asker hafta sonu çıktığında o eve gider ve oradaki abisiyle görüşür. Askeri talebelerin bu kadar çok sayıda bu darbeyedahil edilebilmesi bunun işaretidir. O açıdan tehlike bitmiş sayılmaz ama üst kademe itibariyle en azından tasfiye edilmiş sayılır. Bu generallerin sayısının bu kadarla kaldığını zannetmiyorum. Çünkü öyle bir sistem gelişti ki o sistemde general olabilmek için mutlak suretle kurmaylığa geçebilmek için bu organizasyonun içinde yer almak şarttır. Öyle bir sistem getireceksiniz ki teamül gereği kimin geleceğini bilmesinler ve kime yatırım yapacaklarını tahmin etmesinler.
- Bu durumda askeriyeyi bunlardan tamamen temizlemek zor görünüyor?
- 20 senede kurmay olan ve generalliğe yükselen herkesin temizlenmesi gerek. Ancak o zaman kurtuluruz. Ya da sistem değişikliğiyle askerin elindeki potansiyel gücü emniyet düzeyine indirmek lazım. Onlar en az 50 seneyi hesap ederek plan yaptılar. Bu süre içinde kimin nereye çıkacağını tespit ederek bir ayıklama yapılabilir.
- Darbeyi bu kadar erken bekliyor muydunuz?
- Tarih olarak beklemiyordum ama YAŞ kararlarıyla ilgili bir endişem vardı. Bu dönemde yapılacak tasfiyeleri engelleme adına bir şey yapabilirlerdi. Bunlar artık toptan intiharı göze almışlar demek ki! Zaten düşündükleri darbe girişimini öne almış oldular.
- Darbede başarılı olacaklarına inanıyorlardı galiba?
- Aynen öyle! Mesela ilahiyatçı Adil Öksüz'ün hava üssünde bulunması bu darbe neticesinden çok emin olmak demektir. Yoksa bunu albay seviyesinde de yaptırabilirlerdi. Eğer emin olunmasaydıgeneraller deşifre edilmezdi. Demek ki CIA'dan, MOSSAD'dan çok ciddi garanti ve destek aldılar. Yoksa bunların hiçbirisinin Gülen'inaklından çıkması mümkün değil.
- O kadar da dahiyane bir adam değil yani?
- Gülen askeriyede çavuşluğu bile becerememiş, elinden almışlar. Kalkıp da o seviyede bir organizeye liderlik yapamaz. Ama askeriyedeki meczuplar, onun sürekli Allah'la konuştuğuna inandığı için emir-komutayı ona bağlamışlar.
- Yakalanan kişilerin üzerinde çıkan 1 dolarlık banknotlardan haberdar mıydınız?
- Böyle bir organizasyon Gülen'in aklından çıkmaz. Onu yine darbeyi yaptıran üst akıl vermiştir.
- Peki siz şimdi Gülen'in 'cinnet-i muhakkati' dediğiniz kriz nöbetlerini biliyorsunuz. Biz de ekrandan kısmen şahit olduk. Bu nasıl bir ruh halidir?
- O izledikleriniz bir şey değil, bu elindeki her şeyi parçalar, karşısındaki adama vurur. Falakaya yatırır, öldüresiye kadar döver.
- Bunlar hiç sorgulanmaz mı?
- Bana yapsa sorgularım ama onlar sorgulamıyor işte. Müritleri razı hatta daha sonra Gülen'den dayak yemiş adam olma şerefiyle makam elde ediliyor. Bu adamların kendilerine ait özel birkabiliyetleri yok. Gülen bunları tutmasa ortada kalırlar. Ama bu adam onları tutmuş, bilmem nereye müdür yapmış, makam vermiş. Adam da katlanıyor buna. Gülen akıl hastasıdır. Biz onun deliliğini geçici sanıyorduk ama sabit hale gelmiş artık. Cemaat içinde yaşayan bir insan için onun her hareketi harikuladedir. Bunları ilahi bir şeye bağlıyorlar. Benim yanımda yaptığında güler geçerdim.
O, YAPTIKLARINDAN TÖVBE ETMEZ
- Onu çok yakından tanıyan birisi olarak şu an ki ruh halinin nasıl olduğunu hayal ediyorsunuz?
- Onun iki türlü hali var. Biri odasına çekildiği zamanki durumla, diğeri de görünmek istediği zamanki haliyle. Zoraki konuşmalar, artistlik yaptığı durumlar yani. Ama odasına çekildiğinde yaptığından bin pişman, bitmiş tükenmiş bir adam görüyorum şu an.
- Pişmanlık derken?
- Başarılı olamadığından dolayı, hırsından dolayı bir pişmanlık. Yaptığı kötülükten pişman olmaz o. "Bunu daha garantiye alsaydık, bu insanlar keşke yüz binlerce insanı öldürseydi de bu iş gerçekleşseydi" diyordur.
- Allah'tan af dilemiyordur yani?
- Tövbe etmez o, çünkü onu aşmış artık! Bir konuşmasında "Bir gün kendi kendime içimden geçti, bu cemaat bu kadar büyüdü. İslam tarihinde bu kadar büyümesine rağmen hiç çile çekmemiş bir cemaat yok bizim cemaatimiz gibi. Allah katında makbul cemaat mideğil mi içimden geçti. 15 gün sonra bu olaylar çıktı" diyor. Bak işte nasıl kutsiyete bağlıyor bu işi. Be serseri, Peygamber tarihinde bu kadar gelişmişlikten baş aşağı çakılma var mı peki? Mekke fethinden sonra Efendimiz (s.a.v.) bir daha çöküşe mi geçmiş? Bunun peygamberle özdeşleştirilecek bir hali var mı? Şimdi etrafındakileri 0o tard etmiştir, üç ay kendini kapatır. Yanındakiler yalvar yakar olurlar. Hiç kimse sorgulayamaz artık onu. Üç ay kimseyle görüşmez. Bu oyunu hep tekrar eder durur.
ABLALAR ETKİN OLABİLİR
- Örgütün ablalar kısmına hiç el atılmadı gibi. Burada nasıl birörgütlenme var?
- Bu süreçten sonra idari yetki tamamen onlara da verilebilir. Erkek kadro bu kadar deşifre olunca kadınlar devreye sokulmuş olabilir. Erkekler nasıl himmet toplantıları yapıyorsa bunlar da kermesler, günler yapıyorlar. Başındaki örtüyü çıkarmış da olabilirler, çarşaf giymiş de olabilirler. Her şeyi yapmak şu an farz onlar için. Çünkü onlar için seferberlik zamanı şu an. Kadınlar palazlandıkça, bir güce ulaşınca kendi imamlarını belirlediler. Erkeklerden sayıca daha çoklar şu an. Birçoğu stratejik evlilikler yapmışlardı. Bakanlıklardan, askeriyeden, iş dünyasından böyle evlilikler çoktur.
ONU HİÇBİR CEHENNEM PAKLAMAZ
- İyi bir taklitçi olduğunu yazıyorsunuz kitapta...
- Onun kadar taklit yapabilen ikinci bir adam yoktur. Levent Kırca'nın Olacak O Kadar programını kaçırmazdı hiç. Ona katıla katıla gülerdi. Biz o kadar gülsek bir hafta ağlayamayız. Ama biraz sonra ağlayarak namaz kıldırırdı. İkili üçlü görüşmelerimizde birilerini taklit eder, onun gibi konuşurdu. Mesela ABD BaşkanıBush'un asker ziyaretinde kendi tabağıyla yemek alıp askerlerin yanına oturmasını izlemişti. Ondan sonra bir hafta onun gibi yemeğini kendi aldı. Ama herkes onu ayakta beklerdi, o oturana kadar.
- Darbe başarılı olsaydı hemen gelir miydi?
- Yok gelmezdi hemen. Öyle üç ay falan nazlanırdı, yalvartırdı ondan sonra da "Benimle ne alakası var canım. Bunlar bize hep Cenab-ı Hakkın lütfu işte, orada siz idare edin vaziyeti" filan derdi. Sonra da Ankara'daki Akın İpek'in sarayına yerleşirdi. Bunun kadar istediğini yaptırmada usta bir adam yoktur. İstemeye istemeyeistediğini yaptırır.
- Son görüşmeniz nasıl olmuştu?
- En son Türkiye'den gitmeden 15 gün evvel bir kavga ettik. Hepsine birden "Bundan sonra ancak kahpeliğin destanını yazarsınız" dedim. Onun derdi beni de ABD'ye götürüp burada kendisine alternatif olabilecek kimseyi bırakmamaktı. Ne kadar kabiliyeti olan varsadağıttı zaten.
- Bu ihaneti de gördükten sonra ne diyorsunuz?
- Ben ona söyledim zaten, 'Hakkımı haram ediyorum ve helallik de istemiyorum' diye. İdam sehpasında boynuna ipi geçirsem, sehpayı tekmelesem yine içim rahatlamaz. O benden korkar, gözünü kaçırır benden. Bana öyle zalimlikler yaptı ki! Bu olaylar karşısında bu kadar kişisel meseleleri zerre kadar düşünmedim, içimden bile geçirmedim, ihlassızlık olur.
- O zaman Bediüzzaman'ın sözüyle bitirelim: "Zalimler için yaşasın cehenmem."
- Bunun için kaç cehennem yaşayacak bakalım. Hiçbir cehennem paklamaz onu. Cenabı Hak ona her çeşit cehennemi tattırsın. Cehenneme gitmek belki ona kurtuluş olur. Dünyada da çeker, kolay değil yani bu kadar milletin ahını almak. Şu anda güçlü bir hükümetve Recep Tayyip Erdoğan olmasaydı Türkiye batmıştı. Şu an 1.5 milyar müslümanın ahı var onda. Göreceğiz bakalım, hesabını verecek mi veremeyecek mi? Hiç ham tesellileriyle teskin olmasın, adam gibi gelecek, Amerika teslim edecek zaten onu. Biraz onuru varsa gelip kendisi teslim olsun. Hiç olmazsa o kişiler içindemasumlar varsa, onlar kurtulsun.
CIA ve MOSSAD işine geldikçe kullanır
- Bundan sonra ne olacak? Cemaat denilen bu örgütteki hesaplaşma nasıl olacak?
- Aslında Gülen sonrasında herkes kendi liderini buldu. Kimisi Abdullah Aymaz'cı, kimisi İsmail Büyükçelebi'ci, kimisi Mustafa Özcan'cı oldu. Bunlar Gülen sonrasını dört gözle bekliyorlar. Yurt dışında ellerinde kalan ne varsa onları ele geçirip kendilerine göreküçük küçük gruplar olma peşindeler. Tahminen söylüyorum ama bu gruplaşmalarda CIA odaklı idare ediliyordur. Gülen'den sonra onungücünde bir adam bulamayacakları için Gülen'den sonraki dönemdecemaatin gücünü tek bir kişinin elinde bırakmazlar.
- Peki bu gücü ellerinde tutmak ne işlerine yarar bundan sonra?
- Avrupa'da çok tesirli olamazlar da İslam dünyasında olurlar. Zatenşu an CIA ve MOSSAD bunları İslam ülkelerindeki hareketleri kontrol bakımından kullanıyor. Elverişli olduğu sürece, işlerine geldikçe ellerinde tutarlar. Kendilerine bir faturası yok, kendi yağıyla kavrulduğu için tutarlar ama eski verimi alamazlar.
- Gülen'i yakın çevresindekiler sever mi?
- Özel hiçbir seveni yoktur. Şahsiyetinden dolayı onu seven, onabağlı olan insan yoktur. Bağ, güç dolayısıyladır.
DARBE PLANI KAFASINDA HEP VARDI
- ABD'nin bu elebaşını iade edeceğini düşünüyor musunuz?
- Vereceğini düşünüyorum. Tabii bu subjektif bir değerlendirme de olabilir. Ama devletler açısından meseleye bakın. Ben bunlara 10sene evvel "Bu devlet sizi terörist ilan edecek ve Amerika'ya da kabul ettirecek. Siz Hillary Clinton'a çok güveniyorsunuz ama o sizi teslim edecek" dedim. Eğer başkan olursa devletler çapındaki ilişkiler, kişisel ilişkiler gibi olmaz. Şimdi ABD neyi düşünecek? Türkiye devletiyle olan ilişkisinde Gülen'le olan ilişkisinidengeleyecek. Hangisi ağır basarsa tercihini o tarafa koyacak. Darbebaşarılı olsaydı ABD tamamen Gülen tarafına geçecekti. Onu olduğundan bin misli daha büyüterek bütün İslam aleminin başına bela etmenin yolunu arayacaktı.
- Yani hedef bütün İslam dünyasıydı?
- Tabii tabii. Bu bütün İslam alemini etkilerdi. Şimdi CIA veMOSSAD'ın elindeki bilgi envanterine bakacaklar. Bu envanterüzerinde yeni bir darbe veya yeniden işe hakim olma gibi bir sonuççıkarırlarsa Amerikan yetkilileri bir süre daha ayak sürüyebilirler. Ama kesinlikle eski prestiji olmaz artık. Esas onları çıldırtan İsrail-Türkiye ilişkisinin normalleşmesi ve Rusya'nın tavrı oldu. Avrupa ayağını iyi tahil etmek lazım. 20 senedir Avrupa'da lobi çalışması yürütüyorlar. Başka bir ülkeye gidemez. Amerika'nın kabul etmediği bir adamı hiçbir ülke kabul etmez.
- Türkiye'ye gelip teslim olur mu peki, bu kadarcık onuru kalmış mıdır?
- Başka çaresi kalmadığı zaman yapar. O zaman da kahraman olur kendi cemaati açısından. Onu da göze alabilir tabii, anlaşmaya bağlı. İdam edilmeyeceğinin garantisini alırsa gelir.
- Gülen'in kafasında böylesine bir darbe planı hep var mıydı?
- Olmaz olur mu? Bana kaç defa "Tahran'da olduğu gibi bir milyonadamı toplarsak bizde kafadan ihtilal yaparız" dedi, "Askeriyedebenim hakkımda tutulan raporda ileride dünya çapında ihtilal yapacak bir potansiyele sahip diyorlar" diye söylüyordu. Bu adamın haritaları vardır, istirdad edilecek, geri alınacak yerler haritada boyanır. İşte Amerikası, Rusyası filan, hep hayallerindedir.
- Gerekirse ABD'de bile darbe yapar yani?
- Hiç bakmaz eğer elinde imkan olsa yapar. Adamın yapısı bu.
- O zaman ABD'de kalsın, ABD düşünsün bundan sonrasını...
- Evet, ben de onu diyorum zaten.
GÜLEN'E TARAFTAR OLANIN İSLAM İLE ALAKASI OLAMAZ
- Peki bu örgütün insan mühimmatını ne yapacağız, bu açık hainliğe karşı onun yanında yer almaya devam edenler akıllanmayacak mı?
- Yok, o insanlar tamamen artık dejenere olmuş, bozulmuş, asıl karakterini kaybetmiş insanlardır. Onlara hüsn-ü zannım yok.Gülen'e taraftar olanın ne dinle ne imanla ne İslam ile alakası olamaz. Yani Gülen güya yeni bir dinin peygamberidir. Kendi aklınca onun kurduğu din eğer isim verebilseydi bugüne kadar çoktan tezahür edecekti. Bütün dinlerin üstünde bir din kurmaya çalıştı bu adam. Alemi İslam için bundan daha tehlikeli bir insan yok.
- Kur'an'a el basıp "FETÖ cü değilim" dese bile mi inanmamaklazım?
- Aynen. Kur'an'ın bir hükmü yok onlar için zaten. Bunlara Gülen'e en ağır ifadelerde bulunma fetvası bile verildi.