Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Koskoca ülkeyi, koskoca milleti, bir avuç kerameti kendinden menkul seçkinin, kendine aydın, akademisyen diyen lümpenin yönettiği eski Türkiye artık yok' dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen "Muhtarlar Toplantısı"nda Adıyaman, Balıkesir, Bayburt, Bilecik, Çorum, Diyarbakır, Kastamonu, Malatya, Mersin ve Ordu'dan gelen muhtarlara hitap etti.
Muhtarlar Toplantısı'nın bir yıl içerisinde 400'er kişilik gruplar halinde 19 defa gerçekleştirildiğini söyleyen Erdoğan, "Sizler gruplar halinde buraya Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin en üst temsil makamına, Cumhurbaşkanlığına geliyorsunuz ya, işte bu görüntü birilerini adeta çıldırtıyor" dedi.
Erdoğan, "Tek parti CHP'si dönemini anlatmak için sıkça kullanılan bir şey vardı" ifadesini kullanarak şöyle devam etti:
"Çok enteresan, çok güzeldir, 'Halk plajlara hücum etti, vatandaş denize giremedi', böyle bir örnek. Bunlar milletin öne çıktığı yerde, kendilerinin esamesinin okunmayacağını bildikleri için muhtarların ve halkın her kesiminin Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde ağırlanmasını hazmedemiyorlar. İstedikleri kadar debelensinler, çırpınsınlar, koskoca ülkeyi, koskoca milleti bir avuç kerameti kendinden menkul seçkinin, kendine aydın, akademisyen diyen lümpenin yönettiği eski Türkiye artık yok."
"Aydına, terör örgütünün maşalığını yapmak yakışır mı?"
"Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi"nin bildirisine imza atan akademisyenlere yönelik eleştirilerini sürdüren Erdoğan, şunları kaydetti:
"Akademisyenlere ve onları destekleyenlere sormak istiyorum; Siz, Türkiye'nin birliğinden, beraberliğinden yana mısınız, değil misiniz? Önce bu soruya samimi bir cevap verin. Şayet ülkenin birliğinden yanaysanız, niçin vatandaşlarımıza hayatı zehir eden, güvenlik güçlerimize saldıran terör örgütünün jargonuyla konuşuyorsunuz? Akademisyene, aydına, ciğeri beş para etmez bir terör örgütünün maşalığını yapmak yakışır mı? İmzaladığınız metnin mahiyetini bilmiyorsanız ayrı bir felaket, bilerek imza atıyorsanız ayrı bir felaket."
"Türkiye, bölücü terör örgütü ve teröristlerle niye mücadele ediyor" diye soran Erdoğan, "Terör örgütünün sözcülüğünü yapan siyasetçi, terör örgütü gibi muamele görmeyi hak etmiş olmaz mı? Kimse hukuk önünde, bilhassa devletin ve milletin bekası söz konusu olduğunda asla layüsel değildir" değerlendirmesinde bulundu.
"Bu zihniyetten tiksiniyorum"
Erdoğan, şöyle devam etti:
"Terör örgütünün kamu görevlilerine saldırmasına kendince akademik veya siyasi fetva veren, sivillerin öldürülmesini ise 'yapmasa iyi olur' diye karşılayan bu zihniyetten, açık söylüyorum, tiksiniyorum. Herkes meşrebine, karakterine, şahsiyetine uyan işi yapacak. Bunlar, içlerinde bulundukları ihanet çukurunda çırpınacak. Bunu iyi bilelim. Biz de ülkemizin ve milletimizin geleceği için çalışacak, gayret edeceğiz."
"Bölücü terör örgütü asla muhatap alınmayacak"
Bölücü terör örgütünün tek amacının efendilerinin, kendine verdiği vazifeyi yerine getirmek, aldıkları taşeronluk ihalesini tamamlamak olduğunu çok iyi bildiklerini vurgulayarak, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bunun için önümüzdeki süreçte ne bölücü terör örgütü ne de onun güdümündeki parti ve diğer yapılar asla muhatap alınmayacaktır, o iş bitmiştir. Onlar örgütüyle, milletvekilleriyle, belediyeleriyle yaptıklarının hesabını adalete verecekler. Biz de milletimizle bölgeyi yeniden ayağa kaldıracağız. Güvenlik güçlerimiz, bölgeyi teröristlerden tamamen temizledikten, kamu düzenini tesis ettikten sonra milletimizle, vatandaşlarımızla oturacağız, bu meselenin kökten çözümü için yapılacakları kararlaştıracak ve hayata geçireceğiz."
"Şehir yapılanmasına ne Hakkari yeri itibarıyla müsaitti ne de Şırnak"
Hakkari'nin Yüksekova'ya taşınacağını ve burada yeniden tesis edileceğini belirten Erdoğan, "Aynı şekilde Şırnak nereye gidecek, Cizre'ye geçecek. Artık Şırnak, Cizre şehir olarak oluşacak ki onun altyapı çalışmaları sürdürülecek. Çünkü, şehir yapılanmasına ne Hakkari şu andaki yeri itibarıyla müsaitti ne de Şırnak. Zaten tarihine baktığınız zaman Şırnak'ın asıl şehir merkezi, geçmişte tarih itibarıyla Cizre'dir. Cizre bir tarihtir" dedi.
"Elinde silah olan da onu destekleyen de ihanetin bedelini ödeyecek"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, elinde silah olanın da onu destekleyenin de bu ihanetin bedelini ödeyeceğini ifade ederek, şunları söyledi:
"Bu eylemlere karışanlardan her kim ki hemen pişman olur, gelir güvenlik kuvvetlerimize teslim olursa devletimizin de milletimizin de şefkatli kolları ona açıktır. Ama kimseye ilanihaye müsamaha gösterilemez. Buradan terör örgütü içindeki gençlere sesleniyorum; gelin, yol yakınken hatadan dönün. Biz sizleri sokak köşelerinde, dağ başlarında, dere yataklarında cansız şekilde, cezaevinin parmaklıkları arasında mahkum olarak değil, ailenize, ülkenize, milletimize hayırlı evlatlar olarak görmek istiyoruz."
"Mücadelemiz Kürt kardeşlerimizle değil"
Erdoğan, "Bizim mücadelemiz Kürt kardeşlerimizle değildir. Bizim mücadelemiz terör ve teröristlerledir. Bakıyoruz ki dağdakiler ve akademisyen geçinenler, müsveddeler, bizim Kürt kardeşlerimizi öldürdüğümüzü söylüyorlar. 'Devlet Kürtlere karşı katliam yapıyor' diyor. Siz ne vicdansızsınız." ifadelerini kullandı.
"Anamuhalefet partisinin Genel Başkanı yine çirkin yüzünü göstermiş"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun kendisine yönelik sözlerine ilişkin de açıklamada bulunan Erdoğan, "Ana muhalefet partisinin Genel Başkanı hem parti kongresinde hem de grup toplantısında yine çirkin yüzünü göstermiş. Bu zat bir süredir şahsımla ilgili, ailemle ilgili ağzına da kişiliğine de kesinlikle yakışmayan bir şekilde bir namus ve şeref edebiyatı tutturmuş gidiyor. Bundan kazandığım tazminatlar artarak devam ediyor, o ayrı mesele. Aslında kendisine bunun cevabını hiçbir şekilde karşılık veremeyeceği ve veremediği şekilde müteaddit defalar ifade ettim ama bazı insanlar vardır ya hani yüzüne tükürsen, 'yağmur yağıyor herhalde' der. Bu da işte böyle pişkin bir tip" dedi.
Erdoğan, "Aslında bu zatın asıl karın ağrısını da ortaya dökerim ama inanın bana ben bu konuları konuşmaktan hicap duyuyorum. Türkiye'nin bunca meselesi varken, çözüm bekleyen bunca sorunu, birlik ve beraberlik içinde üzerine gidilmesi gereken bunca sıkıntısı varken, bu namus ve şeref fukaraları için vakit harcamak bana zul geliyor. Teröristleri savunanlardan birisi de bu değil mi? Onların arkasında duran bu değil mi? Hangi namustan, hangi şereften bahsediyorsun sen" değerlendirmesinde bulundu.