Ekranlarda survivor kepazeliği

Medyanın birey ve aile üzerindeki etkisi yadsınamayacak bir gerçekliktir. Dini, kültürel ve ahlaki değerlerimizle alakası olmayan ve kadını bir eşya, bir meta olarak teşhir eden Survivor gibi yarışma programlarının bireyler ve aile yapımız üzerindeki yıkıcı etkisi dehşet verici boyutlardadır. Birey ve toplum ahlakını hiçe sayan bu yarışma programı, kadınları cinsel bir obje olarak takdim etmekte, "bedene" indirgemekte ve sömürmektedir.

Maalesef reyting rekorları kıran bu yarışma programı nikah, mahremiyet, kadının kutsallığına saygı, vefa ve sadakat gibi değerleri altüst etmektedir. Yarışma programı adı altında reyting çekme uğruna, kadınlar cinsel bir meta olarak teşhir edilmektedir. Survivor gibi yarışma programlarındaki kavgacı, küfürbaz, teşhirci, ahlaki, kültürel ve dini değerleri hiçe sayan bu  kişiler çocuklarımız tarafından model alınmaktadır. Bu durum ise özellikle çocuklarımızı, ahlaki ve kültürel değerlere karşı duyarsızlaştırmaktadır.

Batıdan ihraç edilen, özellikle Survivor tipi yarışma programlarının akşam çocuklarımızın ayakta oldukları saatlerde, Türk aile yapısına ve dini yaşantısına uygun olmayan, mahremiyetin hiçe sayıldığı sahnelerin sansürsüz olarak yayınlanması düşündürücüdür. Bu konuda yetkililerin gerekli tedbirleri alması ve Survivor tipi yarışma programlarının hiçbir sınır tanımaksızın dini, kültürel ve ahlaki değerlerimizi yıpratmasına izin vermemesi gereklidir. Sınırsız özgürlük, özgürlük değildir; anarşidir. Bu nedenle ahlaksızlığın özgürlük olarak takdim edildiği bu tip dizi ve yarışma programlarına vize konulmalı ve yaptırımlar getirilmelidir.

Batıdan bire bir kopyalanarak ülkemize uyarlanan bu yarışma programlarının hedefi bireylerin akıllarını uyuşturmak, toplumu ayakta tutan dini ve ahlaki değerleri yıpratarak bireyleri yozlaştırmaktır.