Fikre tahammül edemezseniz ilme ulaşamazsınız. Çünkü fikir ilme giden köprüdür
Fikre tahammül edemezseniz ilme ulaşamazsınız. Çünkü fikir ilme giden köprüdür.
Fikir adamına tahammül edilemeyen bir toplumda ilim adamı yetişmez. Tartışmaya açılmayan fikir yalnızlığa hatta yok olmaya mahkûmdur.
Düşüncesini söyleyemeyen kimse kendi fikrini mahkum etmiş sayılır.
Voltaire; "Düşüncesini anlatmak hürriyeti olmadı mı, insanlarda hürriyet yok demektir" diyor.
Bir fikir üzerine hüküm yürütmeyen, kendi görüşlerini dile getirmeyen ya da bundan korkan toplumların elbette hürriyetleri tartışılır.
Toplumlarını buna sürükleyenlerde müstebit konumuna düşerler.
***
Tarih boyunca Brütüs'ler konuşup tartışan ve fikirlerini açıkça söyleyenler arasından değil, susanlar ve susturulanlar arasından çıkmıştır.
Bizi asıl korkutanlar,konuşanlar değil, susanlardır.
Başını dik tutanlar değil,eğenlerdir.
Kimseyi kendi düşüncenize katılmaya mecbur edemezsiniz.
***
Bu milletin almış olduğu yüksek terbiye anlayışında hak bildiği şeyler karşısında susmak yoktur.
Peygamberimiz "Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır" buyurmuştur. Haksızlık karşısında susan şeytan konumunda bulunuyorsa, susturanda aynı durumda yer almaz mı?
Fikirleri uğruna yaşayanların sayısı kadar fikirlerinin yolunda ölenler de vardır. Varlık âlemi içerisinde yalnız insanda bulunan bu hasleti kırmaya ve yok etmeye kimsenin hakkı yoktur.
***
Victor Hugo'nun "Fikirlerinden nefret ediyorum, fakat size onu savunma hakkını kazandırmak uğruna canımı vermeye hazırım" sözünü iyi okumak gerek.
Bol bol düşünce hürriyetinden söz edip, başkalarının fikirleri karşısında çehresini çatıp, yüz çevirenler ancak sahtekârlardır.
***
Beyin fırtınasının esmediği bir toplumda, hizmet yelkenlileri de yol alamaz. Yapılan tüm iş laf-ı güzaf olur. Bir toplumun kalitesi o toplumda şaire, yazara, sanatkâra, ilim ve fikir adamına verilen önemle belirlenir. Bugünün dünyası toprağın altındaki madenlerden daha çok, beyinlerdeki cevherlerle ilgilenmektedir.
Geleceğe yatırım yapan toplumların başlıca meselesi de budur.
***
Konuşalım, susmayalım.
Fakat konuşmak kadar önemli bir konu daha var; o da ne konuştuğunu bilmek. Bir Latin atasözünde "Düşünmeden konuşmanın cezası, konuştuktan sonra düşünmeye mahkûm olmaktır" der.
İnsanı diğer varlıklardan ayıran özelliği konuşması ise, insanı gerçek insan yapan özelliği de düşünerek konuşmasıdır.
Sözün özü; İnsanlara düşüncesini söyleme fırsatı vermezseniz Brütüslerle yaşamaya mahkum olursunuz